bayanların giyecek bir şey bulamama sorunu

modern bilimin çaresiz kaldığı bir sorundur.
"ben şimdi ne giyeceğim! allahım sen bana nolur yardım et .." sözleriyle tanrıya yakaran sevgili karşısında bir an önce konuyu değiştirmek en acil çözümdür.
evinin 100 metre yanındaki starbucks a gitmek için saçtan ayakkabıya üstü başı 3 defa değiştiren balta arkadaşın itirafı ise olayın vehametini gözler önüne seriyor.
(bkz: kız olsam bu giyim yüzünden intihar ederdim)

adı üstünde bayanların sorunudur. bayarlar adamı bu yüzden.

(bkz: buldun da bunuyorsun)

genelde anne vasıtasıyla çözülen bir sorundur.
(bkz: anne ne giyeyim)

her sorunun çözümü olan annelerin çözdüğü bir başka problem için:
(bkz: anne ne yemek var)

seçeneğin fazlalığından kaynaklı bir sorun. bir karar verememe hali. kıyafetlerin birbirine bir türlü uyuşamaması sorunu. erkekler nasıl anlasın bunu. bir kot, üstüne bir gömlek, tshirt, kışsa kazak bitti. zaten fazla seçenekleri yok ki zorlansınlar uydurmakta.

dolap ne kadar dolu olursa olsun kıyafet arayan bayana boş görünmesinden sebeptir.

(bkz: kadınların giyecek bir şey bulamama sorunu)

(bkz: #499503)

erkekler için sorun değildir. giyinmeseler de olur.

alisveris yaparak stres atan kadin modelinin alışveriş yapmadan önce yaşadığı sorundur.

bir kadinin dolabi ne kadar tika basa dolu olsada evden cikacagi zaman o dolaba dalip bircok giyecegi yerinden cikarip tek tek deneyip
-hofff pufff giyecek hic birseyim yok
sozu her kadinin agzindan cikar. kadinligin bir geregidir bu. cunku o kadin kapidan adimini atar atmaz hemcinsleriyle kendini kiyaslamaya basliycaktir.

bir kadının asla yeter kadar kıyafeti olmaz arkadaşlar alışın artık buna....

(bkz: bir kokoşun anatomisi)

dolabi acinca giysiler adeta uzerine uzerine gelmektedir insanin, dolap kapaklari artik kapanmamaktadir. ama gene de "giyecek birseyim yok" denmektedir. yalan degildir de hani, hep ayni sey giyilecek degil ya...

erkeklerin tercih kolaylığına rağmen kadınların giyimlerinin alternatifi çoktur. bir erkeğin kot-gömlek/tshirt kombinasyonu kadında etek(uzun,kısa)/pantolon/capri-body/bluz/tshirt/gömlek/straplez diye büyür. daha sonra bunların renk kombinasyonu , mevcut moda şekilleri ile değerlendirilmesi daha sonra bunlara uygun takı seçimi ve tabiki makyaj yapımı uzun sürer. ve bir ayakkabı kıyafetin duruşunu tamamiyle değiştireceğinden ayakkabı tercihi apayrı bir sorundur. ayrıca kıyafetin güzel durmasını sağlayan bir iç çamaşırı tercihi de kafaları yeteri kadar meşgul eder. kıyafete uygun bir saç biçimi konusuda önemlidir.tüm bu karar verme aşamaları da hergün tekrar ettiğinden dolap ne kadar büyük olursa olsun ya da ne kadar alışveriş yapılmış olursa olsun yeterli gelmeyecektir. bu kadınların sorunu değil, kadınlara yüklenen bu kıyafet karmaşasının sonucudur.

cıbıldak kalmasına neden olacak kadar feci boyuttaysa ne güzel işte.

dakikalarca süren, sonrasında bunalan bünyenin ’ehhh yeter ama’ nağralarıyla bir önceki gün denediği kombinasyonu mızmız bir suratla üste geçirmesiyle sonlanacak hadise.
sonlansın zaten, hiç olmasın.

eğer varsa da kararsızsa, tatlı bir sorundur. alternatif az olduğu için karar veremiyorsa, maddi bir sorundur. hayat her iki durumda da devam eder. önemli olan çünkü, insan değerleri açısından maddi ve manevi olarak giysinin içindekidir. yoksa, vitrinli bir mağaza değildir kadın.

bundan daha önemli şeyler de vardır :

(bkz: bayanlarin yiyecek bir sey bulamama sorunu )

içeriği isminden farklı olan sorun. kadınlar için bu cümle değişik anlamlara gelebilir çünkü.
-giyecek bişeyim yok
(kilo aldım bu tişörtlerden göbeğim çıkıyor hayvan gibiyim ühühühü)
-giyecek bişeyim yok
(işyerindeki kızlar parayı zaraya akıtmış gene ben geçen senenin mangolarını giyiyorum ühühühü)
-giyecek bişeyim yok
(doğum günüm yaklaşıyo, havyanlık yapma o ayakkabıları istiyoruum.gene gidip tava mava alma bak fena yaparım)
gider bu.

bazıları bunun için çıplak geziyor olmalılar...