evin en küçüğü olmanın avantajları ve dezavantajları vardır lakin bu ramazan ayında tam olarak aleyhinizde işler.eğer bir de iştigal olucağınız herhangi bir işiniz yoksa o gün sizin için geçmez..hiç bir şey yapmadan yatmanız veya kitap okumanız ya da bilgisayarla uğraşmanız annenizi ziyadesiyle rahatsız edebilir.çünkü kendisi ev hanımı ev oruçlu olduğu için zaten piskopat gibi dolaşır evin içinde.size evi dar eder."bakkala git çamaşır suyu al,git çamaşırları topla,çek-yatı düzelt,odanı topla,yatma,nefes alma" vs. gibi..iyi hoş bunları bi nebze olsa da koymadan yapabiliyosunuz lakin evin tüm bireyleri akşam olup topladığında işin içinden çıkamaz bir duruma geliyorsunuz.yaptığınız en küçük hareket aleyhinizde delil olarak kullanabiliyo.2 ay önce bırakılmış sakal bugün onları rahatsız edebiliyo.ya da fazladan alınmış bir ekmek için yarım saat tartışılıp salak damgası,vurdum duymaz damgası insanların alınlarına yapıştırabiliyor.annenizin,babanızın,ablanızın oruçlu olduğundan mütevellit bu kadar hırçın ve piskopat olduğunu düşünerek üzülmemeye çalışıyorsunuz.lakin sizin(benim) de insan olduğum düşünülmeli(ulan sizin tuttuğunuz orucu ben de tutuyorum be).hadi bunlara bi yere kadar katlanabiliyorsunuz.ama bi noktadan sonra olayın boku çıkıyor...velhasıl kelam ramazan ayında evin en küçük bireyi olmak çok meşakkatli bir iş..allah cümlemiza sabır versin(amiin).
ramazan ayında evin en küçük bireyi olmak
bu genellikle yaşla da alakalı değildir, eğer yirmili yaşlarda ve hala evin en ufak bireyiyseniz yüklenen sorumlulukların sadece katsayısı değişir.ev hanımı anneciğimiz ise sabittir pi sayısı gibidir.
(bkz: ben kendimden biliyorum)
(bkz: ben kendimden biliyorum)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?