şehirler arası otobüs yolculuğunda izlenen film

gündüz yolculuklarının vazgeçilmezi olmakla birlikte, muavinin filmi koyarken kaptan şöföre "hangisini koyayim abi?" diye sorması ilginçtir. tabi bu yolculuklarda neden film izlendiği ayrı bi başlık konusu olacak kadar derin bi mevzudur.

genellikle ya hababam sınıfı askerde yada transporter olan filmlerdir.

tv ye uzakta oturuyorsanız sesın az gelmesınden ve goruntunun tam secılmemesınden dolayı bır bok anlasılmaz.on taraflarda oturuyorsanız da soforun aynı anda dınledıgı radyonun sesıne magruz kalacaksınız bıde tam olarak yer belırtemıcem ama bı yerden izlerken de boynunuz falan tutulur.
bide dınlenme tesısı sonrası evresı vardır bu fılmın muavın fılmı baslatmayı unutur sız hatrlatmaya cekınırsınız.oeah ne doluymusum be bu konuda daha da yazasım var...

yolculuğun çekilebilir olması ve sıkıcı geçmemesi amacıyla izletilen filmlerdir.sürükleyici olması gerekir.kötü film seçimi yolculuğun iğrenç geçmesine sebebiyet verir.genel beğenilere hitap etmelidir en azından.şayet beğenilmemişse film ve kulaklık olmaması yüzünden dayatılmaktaysa, yolculuk zoraki bir işkenceye dönüşür.

daha doğrusu nilüfer turizm`de izlenemeyen film de diyebiliriz.istanbul`dan bursa`ya dönüşte feribot yoluna inmek için 2.5 saat beklediğiniz sırada muavini çağarıp "baba bi film koysan da neşemizi bulsak" denilerek rica edilir.lakin muavinden şöyle bir cevap gelir;"abi yolculuğun başında sordum otobusün geneli istemedi" diye bir cevap verilir.şaşarsınız ulan herifin ağzından film kelimesi bile çıkmamıştır daha.vapurda yalvarırsınız falan "yok abi zaten geldik bursa`ya" derler.peki lan tamam dersiniz izlemiyorum kıçı kırık filminizi..

gece yolculuklarında sesi iyice açıp korku filmi vermeleri komik olan durumdur.uyuyan yolcu,arada hoplayarak uyanır,sonra yine dalar..ikincisine tahammül edemeyen yolcu hakkı olarak kapatılmasını rica eder,muavin sallamaz falan..her ne kadar uyumaya calışan için iç açıcı bir durum olmasa da uykusu tutmayanlar için olayı izlemek keyif vericidir.

az buçuk ticari zeka olsa,koyarlar bir hababam,ya da bir kemal sunal filmi,taşımacılıkta rekorlar kırarlar.

ilk olanları hep güzeldir ancak yerel bir firmanın aynı arabasına 3-4 kere binilmesi sonucunda hep aynı filmi görmekten miğde kasılması yaşanılabilinir.
(bkz: bakar)

genelde şaban filmleri

babam ve oğlum ve hemen arkasından organize işler.önce otobüsçe ağlarız sonra güleriz.

(bkz: donnie darko)

sehirler arasi otobus yolculugunda izlenmiş olan filmdir.
(bkz: dünyanın en yüzeysel adamı)

film arası (antrakt) olmayan topluca film izlemeye mecbur kalınılan durum. ayrıca patlamıs mısır satan kişilerin olmadıgı rahat ve konforlu bir seyir halindeyken seyir edilen bir durum.

genelde ota boka dokunmasın, herkese uysun, çocuklar da seyredebilsin, vb. kaygılar gölgesinde seçilmiş, uyduruk denebilecek cinsten filmdir.

(bkz: kurtlar vadisi ırak)

ben bir kere goranın verildiğini görmüştüm hemde sansürsüz herkesin utanmasına yol açan bir eylemdi!

izmir-eskişehir arası fix menü : izmir’den uşak’a kadar hacivat karagöz neden öldürüldü, uşak’tan eskişehir’e kadar mr and mrs smith.

ismail ayaz firmasında istanbul-eskişehir ve eskişehir-istanbul arası gösterilen filmler ya arnold schwarzenegger in bir itfaiyeciyi canlandırdığı macera filmi ya da hababam sınıfı askerde olur genellikle.

şayet beklediğiniz bir filmin sinema çekimi ise, (ki geldi başıma bikaç kez)hiçbir şekilde hiçbir zevk vermeyen, spoiler yapmktan öteye gitmeyen, insanda muavine kafayı çakıp oturtma isteği uyandıran karşılaşılmaması gereken eylem.

uyumanın daha güç olduğu gündüz yolculuklarında bir heves aa ne güzel bunu izlememiştim diye sevindiren ama buna inat yarısında uyuyup sonunda uyandığınız ve hay allah nasıl da uyumuşum dediğiniz filmlerdir.bir nevi uyku ilacı etkisi yaratır.(bkz: en azından benim için )bir de eskiden hep aynı filmler oynardı ama artık daha iyi vcd arşivine sahip sanırım bazı firmalar (bkz: nilüfer turizm)(bkz: izmir-ankara)(bkz: zıttı da mümkün )