akis

su
ben gozume perde cekerim
iner
iner
durmam ben yokuslarda
kohnedir evim
kristal gibi akarim koynundan
sonra sicak olur buralari
ve ben bir kere daha uyanirim ruyalarimizdan
cift kisilik olan her sey bir bana burunmustur simdi
kesik kesik bir nefes
hiriltilara donusmus bir nefes
almiyorum artik
nefes
almiyorum.
bana dar gelen her sey dokulur ustumden simdi usulca
fazladir ya yaptiklarimiz
bir akistir yuzumuze carpan sert bir ruzgar gibi
kucukken yaptigimizda farkina varmadiklarimiz
bir bir cikacaktir simdi gun yuzune
simdi bana burunen her sey yine sen
aksi sen!
yuzu de sen..
betterthan
bir can yucel siiri,

sen çaldıkça teodorakis
bir mor yağıyor üstüme...
dudaklarım öpüşmekten mosmor...
bir putum sanki ilahilerle
denize fırlatılmış
ve bir deniz yağıyor üstüme
bakma sen sevgili teodorakis
açgözlü güvercinlerin didiştiklerine!
avluların o en çakırkeyiflisine
mısır daneleri gibi serpilmişler ama
mısır danesi değil ki bu adalar
ne de biz güverciniz...

sekerek o güneş güzeli çakılların üzerinden
çıplak ayaklarımızın su sesleriyle
birbirimize
ve kendimize
bilakis

sen çaldıkça teodorakis
bir mor yağıyor üstüme

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol