bağış

urban f
milliyet gazetesinden meral tamer in bugünkü yazısında konu aldığı araştırma ,bağış yapmak için ne bekliyoruz u araştıran türk bilimadamlarının sonuçlarını vermiş, copy paste :

birey olarak hangi güdüyle bağış yapıyoruz?
siyasi partilere kişi başına ortalama 69 dolar bağış yaparken, tema gibi çevreci örgütlere yapılan bireysel bağış 9 - 10 doları geçmiyor


elimde türkiye üçüncü sektör vakfı tüsev’in 4 üniversitemizden 4 öğretim üyesine yaptırdığı, "türkiye’de hayırseverlik: vatandaşlar, vakıflar ve sosyal adalet" konulu bir araştırma var.
araştırmaya katkıda bulunan sabancı üniversitesi öğretim üyesi doç. dr. ali çarkoğlu’nun hane halkı tabanında kentsel ve kırsal kesimde 1536 kişiyle yüzyüze görüşerek yaptığı çalışmadan çıkan ilginç bulgular var.
bana en çarpıcı gelen, halkımızın tema gibi çevreci kuruluşlara yaptığı ortalama bağış miktarı 9-10 dolar düzeyinde kalırken, siyasi partilere kişi başına ortalama 69 dolar bağış yapıyor olması. dini kuruluşlara yapılan bağış miktarı da siyasi partilerle boy ölçüşebiliyor: 60 dolar!
bu arada nüfusunun % 50’sinin 30 yaşın altında olduğu bir ülkede, gençlik örgütlerine tek kuruş bireysel bağış yapılmıyor olması da, bana göre doç. dr. çarkoğlu’nun araştırmasının en şaşırtıcı bulgularından biri.

dini güdüler ilk sırada
zaten halkımıza "bireysel bağış yapmakta neyi en önemli etken olarak görüyorsunuz?" diye sorulduğunda da "dini güdüler" ilk sırayı alıyor:

% 32’si dini güdüler
% 26’sı gelenek ve görenekler
% 12’si topluma karşı sorumluluklar
% 12’si kişisel tatmin
% 9’u toplumsal beklentiler
% 7’si aile gelenekleri
"bireyden bireye yapılan doğrudan bağışları olumlu etkileyen nedenler" sıralamasında ise karşımıza "orduya güven" gibi türkiye dışında herhangi bir demokratik toplumda pek rastlanamayacak bir faktör çıkıyor:
1) yardımseverlik duygusu
2) orduya güven
3) yaşanan coğrafi bölge (özellikle ege ve karadeniz bölgesinde)
4) türkiye ekonomisinin geleceğine ilişkin olumlu işaretler

sosyal adalet için...
türkiye’de sosyal adalet için hayırseverlik üzerine yapılan bu ilk araştırmaya verilen yanıtlarda halkımız gayet isabetle "yoksullara yardım konusunda en öncelikli görev, devlete düşmektedir" diyor. ancak kendi payına düşen sorumluluk olarak da fakirlere yardımı, hayırseverliğin ana çerçevesi olarak görüyor. daha yakın çevresiyle ilgili olarak da yoksul akrabalarına genelde nakdi yardım yaparken, komşulara yaptığı yardımlarda ayni yardımı (özellikle yiyecek) tercih ediyor.
halkımız, sivil toplum kuruluşlarının çoğunu yeterince şeffaf ve hesap verebilir bulmadığı için, kimseyi araya katmadan kendisi doğrudan yardımda bulunmaya öncelik veriyor -ki bunda da haksız sayılmaz.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol