metin anın tüm zamanlar yayıncılıktan çıkan kitabının adı.
kitapta savunulan görüşler şöyle özetlenebilir:
- osmanlı devleti, bilinenin aksine türk devleti değildir. osmanlı devleti’ni kuran osman bey’in ve aşiretinin oğuzlar’ın kayı boyu’ndan geldiği kesindir. fakat, osmanlı padişahlarının ilk ikisi dışında tamamının annesi türk değildir. padişah anaları çok çeşitli milletlere mensuptur. kimi rus, kimi ermeni, kimi rum, kimi italyan, kimi fransızdır. en meşhurlarından hürrem sultan rustur ve asıl adı roksalandır. yine kendi oğlunu bile öldürmekten çekinmeyen kösem sultan da rumdur ve asıl adı anastasya’dır. zorla cariye yapılan bu kadınlar, asla türkleşmemiş ve müslümanlaşmamışlar, zorla cariye yapılmanın verdiği intikam hırsıyla saray içinde çeşitli entrikalar çevirerek osmanlı devleti’nin gücünü kaybetmesinde ana etkenlerden biri olmuşlardır.
- osmanlı devletini idarecileri de, türk değildir. osmanlı devleti’ni türkler değil, devşirme yoluyla toplanan ve yetiştirilen sırp, bulgar, rum, arnavut asıllı sadrazam ve vezirler yönetmiştir. devşirme yöntemiyle toplanan çocukların büyük bir kısmı padişahların sapık emellerine maruz kaldıktan sonra idareci olabilmişlerdir. kimileri de hadım edildikten sonra idareci yapılmışlardır.
- osmanlı padişahlarının hemen hemen tamamı, fatih, selim, kanuni gibi en meşhurları dahil olmak üzere, oğlancıdır, yani aktif eşcinseldir. yine büyük bir kısmı içki (şarap) ve uyuşturucu (afyon) bağımlısıdır. bazıları akıl hastasıdır. hepsi kadın düşkünüdür. saray, çeşitli milletlere mensup binlerce cariyeyle doludur. osmanlı hazinesi, sadece saray masraflarını karşılamaktadır. bu anlamda, yapılan savaşların asıl nedeninin sarayın masraflarını karşılamak, padişahların cinsel ve midesel ihtiyaçlarını karşılamak olduğu, “cihadın” anadolu türklerini savaştırmak için kullanılan bir paravan olduğu görülmektedir.
- osmanlı devleti, yine bilinenin aksine islam devleti de değildir. çünkü, islam’ın yasakladığı pek çok eylem (eşcinsel ilişki, sübyancılık, içki, uyuşturucu, tecavüz, adam öldürme, yağma vs.), osmanlı padişahları ve idarecileri tarafından rahatlıkla işlenebilmiştir. şeyhülislamlar, padişahların islam’a aykırı eylemlerini kitaba uydurarak fetvalar vermekle vazifeli kişilerdir. osmanlı devletinde, halkın bilip yaşadığı islam’la, sarayda uygulanan islam birbirinden çok farklıdır. halk, sürekli baskı altında tutulmuş, örneğin tütün yasaklanmış ve yasağa uymayan on binlerce insan öldürülmüş, ancak sarayda bu tür gayrı-meşru eylemler sürekli yapılagelmiştir.
- osmanlı devleti’nin altı asır boyunca sahip oldukları topraklara adaletle hükmettiği de propagandadan öte bir şey değildir. zorla din değiştirme dışında fethedilen topraklarda adalet sağlandığı iddiası gerçek değildir. devşirme yöntemi gereğince ailelerin yetişmekte olan çocuklarına el konmuş, kızları cariye olarak saraya alınmış ya da esir pazarında satılmış ve ağır vergiler salınmıştır.
- osmanlı devleti’nin fetih yaparak topraklarını genişletmesinin asil nedeni, ne dünyaya barış ve adalet götürmek, ne de dini yaymaktır. bunlar, anadolu türk halkının cihad aşkıyla savaşmasını temin için söylenen yaldızlı laflardır. fetihlerin asıl nedeni, sadece osmanlı hazinesini doldurmaktır. hazine ise, büyük ölçüde sarayın masraflarını karşılamaktadır. saray, neredeyse bir köyü andıran özel bir geneleve benzemektedir. osmanlı devletinde savaşlarda kazanılan ganimetler, amiyane tabirle karıya-kıza yedirilmektedir. hazinedeki paranın yaptırılan birkaç cami, kervansaray, hamam dışında halka yararı olmadığı görülmektedir. esasen osmanlı devleti halkın yararını üstün tutan, insana değer veren bir idare anlayışına hiç sahip olmamıştır. devşirme yöntemi, siyaseten katl müessesesi bunlara bir örnektir.
- osmanlı devleti, anadolu türk halkından sadece savaşlarda asker olarak yararlanmıştır. türk halkından sarayda idareci olabilen çok azdır. devlete hakim olan aslen türk olmayan sadrazam ve vezirler, asırlarca anadolu türk halkını ihmal etmiş hatta bununla da kalmayarak vergi ve yağma yoluyla eziyet etmiştir.
***
savunulan bu görüşlerin sağlıklı bir biçimde değerlendirilmesi ve analiz edilebilmesi için karşıt görüşlerin de incelenmesi gerekli mutlaka. osmanlı tarihi konusunda yetkin kalemlerden biri olan ahmet akgündüz hoca’nın “bilinmeyen osmanlı” ve “harem” kitaplarını yazdığını biliyorum. bu kitapları okumadım ama öyle sanıyorum ki, ahmet hoca, osmanlı padişahlarının işlediği islam’a aykırı eylemlere, örfi hukuk açısından ve şeyhülislam mantığıyla yaklaşacak ve cevaz verecek. farkındayım, benimki bir önyargı ama kuvvetli bir tahmin aynı zamanda.
bir de yine son tahlilde osmanlıcı denilebilecek ilim adamlarımızdan ilber ortaylı’nın bu konularda kanaatinin ne olduğunu merak ediyorum. belki o da “tevil” yoluna başvuracak.
osmanlı sarayında cinsel egilimler
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?