meleğin düşüşü

ithilquessir
rotterdam film festivali’nde izleme sansi buldugum turk yunan ortak yapimi film.

ozellikle turk filmi diye, ve gectigimiz yillardaki festivallerde izledigim guzel turk filmlerine de guvenerek hollandali arkadaslarimi kollarindan cekeleyerek hava atmak icin goturdugum facia. kamera kullanimi ve dogal isik secimi harika. ama kotu kurguya, sonu gelmeyen uzunluktaki minimalistligin abarti ogesi katilinca son yillarda izledigim en kotu film olma unvanina erismis bir film.

angelus


1990’lar türkiye’si… bir otelde temizlik görevlisi olarak çalışan zeynep’in geceleri babasının tacizleriyle cehenneme dönmektedir. zeynep’in iletişim kurabildiği tek kişi, aynı otelde çalışan ve kendisine ilgi duyan mustafa’dır. zeynep, yaşça ondan küçük olan mustafa’nın ilgisine karşılık vermese de bu ilgiye kayıtsız da kalamaz. içinde bulunduğu kısır döngüden kurtulmak için bir çıkış yolu arar…

şehrin başka bir köşesinde, genç ses teknisyeni selçuk eşinin ölümünün ardından suçluluk duygusuyla başa çıkmaya çalışmaktadır. selçuk’un karısının kıyafetlerinin bulunduğu bavul, zeynep’in kaderini umulmadık biçimde değiştirecektir…

lee van cleef
semih kaplanoglu’nun yonetmenligini yaptigi film maalesef uzun planlariyla insani darim darim daraltmistir. bir insanin patates soymasinin sanatsal yonu nedir sorusunu ise cevapsiz birakmistir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol