vay kurban

quantitatif
daglarinin, daglarinin ardi,

nazlidir.

ucurum kiyisinda incecik bir yol

gider dolana - dolana,

bir hastan vardir, umutsuz,

belki ayse, belki elif

endami kuytuda basak,

memesinin, memesinin altinda,

bir sanci,

bir hayin bicak...



olum bu,

fikara olumu

geldim, geliyorum demez.

ya bir kusluk vakti, ya aksam ustu,

ya da seher, mahmurlukta,

bakarsin, olmus olacak.

bir hastan vardi umutsuz,

hasreti uykularda,

hasreti soguk sularda.

gayri, iki korku cicegidir gozleri,

iki mavi, kocaman korku cicegi,

acar, derin kuyularda...



daglarinin, daglarinin ardi korkunctur.

hic akil edip de dusunen var mi?

gun kimin hesabina tutar aksami,

rahmetinden kim demlenir bulutun,

hayirli evlat makina

nasil canavar kesilir.

kurdun, karincanin rizkini veren

toprak nasil ayartilir,

yuz vermez topal okuze,

ve almaz koynuna kara sabani.



sepetcioglu’m komur iscisidir,

mavzer degil, kurek tutar urfali nazif

mal, harac - mezattir,

can, pazar - pazar.

kirmizi, ak ve esmer,

yumusak ve sert bugdalari

yaratan ellerin sahibidir bu,

kor bogaz, nafaka ugruna,

haldan dusmus, tebdil gezer...



daglarinin, daglarinin ardi

nasil anlatsam...

agacsiz, kussuz, golgesiz.

cirilciplak,

vay kurban...

"kim bu cennet vatanin ugruna olmaz ki feda."

yigitlik, sen cehennem olsan bile

fedayi kabul etmektir,

cennet yapabilmek icin seni,

yoksul ve namuslu halka.

bu’dur ol hikayet,

ol kara sevda.



seni sevmek,

felsefedir kusursuz.

imandir, korkunc sabirli.

ip’in, kursun’un ragmina,

yurur pervasiz ve guzel.

siradaglari devirir,

akan sulari cevirir,

alir yetimin hakkini,

buyurur, kitabinca...



gun ola, devran done, umut yetise,

daglarinin, daglarinin ardinda,

degil oyle yoksulluklar, hasretler,

bir tek basak tanesi bile dargin kalmayacaktir,

bir tek zeytin dali bile yalniz...

sikiysa yagmasin yagmur,

sikiysa uyanmasin dag.

bu yurek, ne gune vurur...

kacar damarlarindan karanlik,

kacar, bir daha donemez,

sunar koynunda yatandan,

hem de mutlulukla sunar

beynimizin isiginda yeralti.



her mevsim daha genc, daha verimli,

sunar, piril - piril, sebil,

omrunun en guzel ask hasadini,

elimizin hunerinde yeryuzu.

dolu sofra, gulen anne, gulen cocuklar,

bir’e on, bir’e yuz’le aksama gebe

safakla dogan isgucu.

yalanim yok, sozum erkek sozudur,

ol kitapta boyle yazilidir,

ol sevda, boyledir cunku...

ahmet arif

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol