büyük adam küçük aşk

basrollerini sukran gungor, dilan ercetin, fusun demirel, yildiz kenter ve i. hakki sen’in paylastiklari turk yunan isbirligiyle yapilmis altin portakal en iyi film odulu kazanmis dram filmi. konusu ise soyledir:

nefretin yerini giderek aska biraktigi bir hikaye... kahramanlari 75 yasindaki bir yargic emeklisi ile yakinlarini koyune yapilan bir operasyonda kaybeden kucuk bir kurt kizi...

" buyuk adam kucuk ask ", tum yakinlarini kaybeden bes yasindaki hejar ile huzurevine yatma hazirligi icindeki yargic emeklisi otoriter rifat bey’in yollarinin baska bir operasyon sonrasinda istanbul’da kesismesinin oykusu...

turkce’den taviz vermek istemeyen rifat bey ile kurtce’den baska dil bilmeyen inatci hejar’in ortak yasamlari itis kakis ile baslasa da, birbirlerine isinmaya basladiktan sonra once turkce-kurtce ogrenirler, ardindan da birbirlerini sevmeyi...

hiç o kadar etkileneceğimi ummayarak izlediğim bir türk filmi.iç acıttı.aşk büyüktü yürek yaktı.o küçücük kız nasıl oynamıştı öyle.nasıl kimsesizdi.

çok güzel bir film olmasına rağmen sakıncalı sahneler !!! olduğu için makas yiyen türk filmi.

yalnızlığı paylaşmak aynı coğrafyayı paylaşmaktan bile zordu. ayrı dilleri konuşsalar da onlar bunu başardı..

’... t.c kültür bakanlığı kısmen desteklediği ve yabancı film dalında türkiye’nin oscar umudu olan filmi yasakladı.’ the guardian, 5 mart 2002, jonny dymond

’’... bu sene festival, handan ipekçi’nin ’hejar (büyük adam küçük aşk)’ filminin sansür kurulu tarafından yasaklanmasıyla, kaçınılmaz biçimde ’ulusal yarışma’ bölümüne odaklandı.’’ financial times, 1 mayıs 2002, peter aspden

’... sinema afişte gösterildiği gibi sadece popcorn değildir, aynı zamanda duyguların ifadesi ve özgürlük hakkında önemli şeyler söylemektir.’ manni moretti, 2002 istanbul film festivali kapanış konuşmasından

’... son dönemde siyasal toplumcu veya sadece hümanist deyin, bu kulvarda yapılmış böylesine iyi bir türk filmi gördüğümüm hatırlamıyorum...’ sabah, 20 ekim 2001, atilla dorsay

’yönetmen film yasağını eleştiriyor.’ bbc news, 6 mart 2002

şükran güngör, ’sevgiyi mi yasaklıyorlar?’

yıldız kenter, ’hepimiz birer hejar’ız!’

füsun demirel, ’bir sanat yapıtı toplumu nasıl bölücülüğe veya suça teşvik eder?’

ismail hakkı şen, ’aynı rolü seve seve yine oynarım.’

kultur bakanliginin destegiyle hazirlanip daha sonradanda yasak getirilmesiyle enterasan bir hal alan super bir donem filmi.

sırf müziği insanı alıp başka diyarlara götürebilen, dertden derde sürükleyebilen bir filmdir. müziği mazlum çimene aittir. duduk sesi inanılmaz duygusaldır. ertan tekin çalmıştır. klasik gitar bir şahane geliyordur arkadan, erdinç şenyaylar çalmıştır. bas gitar ayrı bir sürükleyicidir, eylem pelit çalmıştır.

izlemiş olduğum en güzel türk filmi.

mavi gözlü devi anımsattı.

ve de bahçesinde ebrulii hanımeli açan evi...

film bir operasyonda tüm yakınlarını kaybeden kürt kızı (bkz: hejar) ile artık huzurevine yatmaya hazırlanan 75 yaşındaki emekli yargıç rıfat bey’in aralarında değişik bir şekilde yaşanan duygusallığı anlatıyor. hejar’ın kürtçe’den başka bir dili konuşamaması, rıfat bey’in ise türkçe’den başka biri dili bilmemesi iki kişi arasında farklı iletişimlere sebep olur, önce birbirlerini tersleyip dururlar, ama sonra birbirlerini ’sevmeyi’ öğrenirler.

aynı topraklar üzerinde farklı dilleri konuşan türk-kürt halkının binlerce benzer hikayelerinden,

küçücük bir yüreğin, yorgun ve yaşlı bir yüreğe akışının öyküsü...

belki yeniden izlemek gerek.unutmamak gerek.