korkunc ruya.
kabus
(bkz: nightmare)
kabuslarin kabusu olan karabasana donusebilen bir ruya cesididir.uyandiktan sonra uyumak istemezsiniz ama yine de dalarsiniz.
alev alatli tarafindan yazilan schrodingerin kedisi uclemesinin ilk kitabidir. 2020li yillarda gecer ve yeni dunya duzeni ile postmodern fasizmden bahseder.
iste bu bir kabus ornegidir:
yuksek bir yerdeydim; balkon gibi ama bir korkulugu var miydi, hatirlamiyorum.
asagiya bakiyordum.
bulundugum yer ne kadar yuksekti bilmiyorum ama asagisi net olarak goruluyordu.
zeminin her yeri betondu, griydi ve betondan baska hicbir sey yoktu.
ne bir agac, ne bir baska ev, ne bir araba, ne de bir gokyuzu.
zemin tek renkle boyanmis bir kagit gibiydi tek bir ayrinti disinda.
orada dev bir beton canak icinde koyu kahve rengi toprak vardi.
kocaman bir ciceklik gibiydi gordugum sey, ama icinde sadece toprak vardi, ciplak…
ve bu canak tam da altimda bulunuyordu.
bulundugum balkonumsu seyin bagli oldugu binada ise sanirim bir sarmasik vardi.
tek hatirladigim yesil yapraklar ve dallar gordugum, ama bu yapraklar neye aitti, simdi bilmiyorum.
ayaklarim ciplakti.
uzerimde bol bir kahverengi t-shirt ve bol bir bej kumas pantolon vardi.
ellerimle bir yerlere tutunuyor gibiydim.
ruzgar yoktu, hic ses yoktu, hava sicak miydi, soguk muydu onu bile bilmiyorum.
ama aydinlikti her yer.
icimse bombostu.
oylesine bostu ki yapmak uzere oldugum seyin dusuncesi bile gecmiyordu aklimdan.
sanki yapmak zorundaydim, sanki bunu yapmak icin yaratilmistim, gorev gibi bir seydi sanki.
surekli dua ediyordum: “affet beni, lutfen affet, yalvaririm.”
kelime-i sahadet getiriyordum ve her seferinde yanlis yada eksik soylemisim gibi yeniden ve yeniden tekrar ediyordum ayni sozleri.
tam o anda korktum, yapmakta oldugum seyden degil, onu yaptiktan sonra olacaklardan korktum.
ama ayni anda biraktim kendimi.
once iki yana actim kollarimi ama sonra korkunc bir yalnizlik duygusuna kapildim ve kendi bedenime doladim kollarimi ve gozlerimi bir an icin bile kirpmadan giderek yaklasan toprak zemine baktim.
sanki filmlerdeki gibi agir cekimde dusmem gerekiyormuscasina oyle de olmasini umarken ben, olanca hizimla havada suzuluyormuscasina hizla zemine yaklastim.
son sozu bir dua olanlarin imanli gideceklerini dusunerek –bunu bilir gibi- once aklimdan sonra da sesli olarak tekrarladim bu sozleri.
korkum daha da artti ve gozume aniden o yesillikler carpti.
gozlerimi yumdum ve ayni anda bedenimin toprak zemine cakildigini hissettim.
hic canim acimadi.
gozlerimi actim.
ruhum once bedenimin o garip agirliginda ezildi.
sanki yere savrulmus bir cuval gibi kendi agirligim kendi bedenimi ezmisti.
nefes alamadim dustugum toprakta titreyen elime bakarken.
sonra o ezilme duygusu da yok oldu.
hafifledim, bel kemigimden biri tutuyormuscasina yukari cekildim, kendi bedenime baktim. garipti.
korkum devam ediyordu ama huzurluydum.
aklim sonmeden ayni seyi bir daha tekrar etmem gerekir diye dusundum.
yine de bombostum, az onceki gibi hem de.
uzaklasiyordum.
olmek o kadar da kotu degilmis, diye dusundum.
titredigimi fark ettim.
“affet beni.”diye mirildanmak istedim ama sadece aklimdan gecirebildim bunu. huzunlendim, korkunc bir uzuntu kapladi varligimi.
bedenimden kurtulmustum ama hala dusunebiliyordum.
ama ben boyle olacagini biliyordum.
kendime son bir kez daha baktim. icim sizladi.
uyandim….
yuksek bir yerdeydim; balkon gibi ama bir korkulugu var miydi, hatirlamiyorum.
asagiya bakiyordum.
bulundugum yer ne kadar yuksekti bilmiyorum ama asagisi net olarak goruluyordu.
zeminin her yeri betondu, griydi ve betondan baska hicbir sey yoktu.
ne bir agac, ne bir baska ev, ne bir araba, ne de bir gokyuzu.
zemin tek renkle boyanmis bir kagit gibiydi tek bir ayrinti disinda.
orada dev bir beton canak icinde koyu kahve rengi toprak vardi.
kocaman bir ciceklik gibiydi gordugum sey, ama icinde sadece toprak vardi, ciplak…
ve bu canak tam da altimda bulunuyordu.
bulundugum balkonumsu seyin bagli oldugu binada ise sanirim bir sarmasik vardi.
tek hatirladigim yesil yapraklar ve dallar gordugum, ama bu yapraklar neye aitti, simdi bilmiyorum.
ayaklarim ciplakti.
uzerimde bol bir kahverengi t-shirt ve bol bir bej kumas pantolon vardi.
ellerimle bir yerlere tutunuyor gibiydim.
ruzgar yoktu, hic ses yoktu, hava sicak miydi, soguk muydu onu bile bilmiyorum.
ama aydinlikti her yer.
icimse bombostu.
oylesine bostu ki yapmak uzere oldugum seyin dusuncesi bile gecmiyordu aklimdan.
sanki yapmak zorundaydim, sanki bunu yapmak icin yaratilmistim, gorev gibi bir seydi sanki.
surekli dua ediyordum: “affet beni, lutfen affet, yalvaririm.”
kelime-i sahadet getiriyordum ve her seferinde yanlis yada eksik soylemisim gibi yeniden ve yeniden tekrar ediyordum ayni sozleri.
tam o anda korktum, yapmakta oldugum seyden degil, onu yaptiktan sonra olacaklardan korktum.
ama ayni anda biraktim kendimi.
once iki yana actim kollarimi ama sonra korkunc bir yalnizlik duygusuna kapildim ve kendi bedenime doladim kollarimi ve gozlerimi bir an icin bile kirpmadan giderek yaklasan toprak zemine baktim.
sanki filmlerdeki gibi agir cekimde dusmem gerekiyormuscasina oyle de olmasini umarken ben, olanca hizimla havada suzuluyormuscasina hizla zemine yaklastim.
son sozu bir dua olanlarin imanli gideceklerini dusunerek –bunu bilir gibi- once aklimdan sonra da sesli olarak tekrarladim bu sozleri.
korkum daha da artti ve gozume aniden o yesillikler carpti.
gozlerimi yumdum ve ayni anda bedenimin toprak zemine cakildigini hissettim.
hic canim acimadi.
gozlerimi actim.
ruhum once bedenimin o garip agirliginda ezildi.
sanki yere savrulmus bir cuval gibi kendi agirligim kendi bedenimi ezmisti.
nefes alamadim dustugum toprakta titreyen elime bakarken.
sonra o ezilme duygusu da yok oldu.
hafifledim, bel kemigimden biri tutuyormuscasina yukari cekildim, kendi bedenime baktim. garipti.
korkum devam ediyordu ama huzurluydum.
aklim sonmeden ayni seyi bir daha tekrar etmem gerekir diye dusundum.
yine de bombostum, az onceki gibi hem de.
uzaklasiyordum.
olmek o kadar da kotu degilmis, diye dusundum.
titredigimi fark ettim.
“affet beni.”diye mirildanmak istedim ama sadece aklimdan gecirebildim bunu. huzunlendim, korkunc bir uzuntu kapladi varligimi.
bedenimden kurtulmustum ama hala dusunebiliyordum.
ama ben boyle olacagini biliyordum.
kendime son bir kez daha baktim. icim sizladi.
uyandim….
istenmeyen , korkulu , etkisinde kalinan ruya.
son zamanlarda bir kaç kere gördüğüm kabus rüyamda össye girmek idi, hele sonuncusunda, türkçedeki 25 soruyu çözdükten sonra sınavın bitmesine 10dk kaldığını görmem gerçekten kabustu, ter içinde uyandım.
bir de bazı kabuslar vardır.bir kaç kere görürüz.esas ilginç olanlar bunlardır.nedense bu önceden de gördüğüm kabuslar hep aynı şekilde oluyor, aynı şekilde korkuyorum.
bir de bazı kabuslar vardır.bir kaç kere görürüz.esas ilginç olanlar bunlardır.nedense bu önceden de gördüğüm kabuslar hep aynı şekilde oluyor, aynı şekilde korkuyorum.
sadece uyku halinde gorulen kotu ruyalar olarak bilinse de kabuslar hayatin her a$amasinda cikar kar$imiza.uyur uyanik hic farketmeksizin esirleriyizdir onlarin.ruyamizda ecinnilerle sava$mak ne kadar kabus ise, gun i$igi altinda ya$adigimiz ayriliklar ve kayiplar da birer kabustur aslinda.tek fark bu kabuslarin uyani$i olmayi$idir.candan kiymetli canandan ayrilik ba$ka nasil ozetlenebilir.yahut cok sevilen bir yakinin hayattan ayrili$i ile ya$anilan aci?
kabuslar uykudan cok uyanikken ba$imizdadir.ne de olsa insan uykuda gecirdigi saatlerden daha fazlasini uyanikken ve acilar icerisinde gecirir.
kabuslar uykudan cok uyanikken ba$imizdadir.ne de olsa insan uykuda gecirdigi saatlerden daha fazlasini uyanikken ve acilar icerisinde gecirir.
güzel bir tual sarkısıdır.
gittin.. biliyorum, fakat hala rüyamdasın
bu sabah ızdırapla, kahrolarak uyandım
anlatmak zor geliyor, rüyada gördüğümü
fakat anlatmalıyım ki bu rüya çıkmasın!
dün gece gördüklerim sanki gerçek gibiydi
garip ama yanındaki benden başka biriydi
olmaz tabi! rüya bu ya sen de onu sevmişsin!
ve seni hak etmiş de onunla evlenmişsin
bugün beni aramalı
işte döndüm demelisin
bu rüya ters çıkmalı, teselli etmelisin
ne kadar paranoyak olduğumu bilirsin
ara beni, hemen ara, sonsuza dek benimsin!
dün gece gördüklerim sanki gerçek gibiydi
garip ama yanındaki benden başka biriydi
olmaz tabi! rüya bu ya sen de onu sevmişsin!
ve seni hak etmiş de onunla evlenmişsin
bugün beni aramalı
işte döndüm demelisin
bu rüya ters çıkmalı, teselli etmelisin
ne kadar paranoyak olduğumu bilirsin
ara beni, hemen ara, sonsuza dek benimsin!
seni nasıl sevdiğimi unutmuş olamazsın
yapma bunu kendine, inan mutlu olamazsın
benden başka herkese sen sırılsıklam yabancısın
saçmalama çık rüyamdan yanındaki sensiz kalsın
saçmalama çık rüyamdan yanındaki sensiz kalsın!!!!!
gittin.. biliyorum, fakat hala rüyamdasın
bu sabah ızdırapla, kahrolarak uyandım
anlatmak zor geliyor, rüyada gördüğümü
fakat anlatmalıyım ki bu rüya çıkmasın!
dün gece gördüklerim sanki gerçek gibiydi
garip ama yanındaki benden başka biriydi
olmaz tabi! rüya bu ya sen de onu sevmişsin!
ve seni hak etmiş de onunla evlenmişsin
bugün beni aramalı
işte döndüm demelisin
bu rüya ters çıkmalı, teselli etmelisin
ne kadar paranoyak olduğumu bilirsin
ara beni, hemen ara, sonsuza dek benimsin!
dün gece gördüklerim sanki gerçek gibiydi
garip ama yanındaki benden başka biriydi
olmaz tabi! rüya bu ya sen de onu sevmişsin!
ve seni hak etmiş de onunla evlenmişsin
bugün beni aramalı
işte döndüm demelisin
bu rüya ters çıkmalı, teselli etmelisin
ne kadar paranoyak olduğumu bilirsin
ara beni, hemen ara, sonsuza dek benimsin!
seni nasıl sevdiğimi unutmuş olamazsın
yapma bunu kendine, inan mutlu olamazsın
benden başka herkese sen sırılsıklam yabancısın
saçmalama çık rüyamdan yanındaki sensiz kalsın
saçmalama çık rüyamdan yanındaki sensiz kalsın!!!!!
yapilan rutin incelemelerimiz esnasinda farkedilmi$tir ki sozluk formatina aykiri entryler girmektesiniz yahut sozlugu kendi ki$isel not defteriniz & gunlugunuz gibi kullanmaktasiniz.sozluk kalitesinin bu tutumunuzdan zarar gormemesi adina belirsiz bir sureligine comez statusune geri donduruldunuz.ayrica bilmelisiniz ki comez statusunde bulundugunuz sure icerisinde sozluge login olmaz yahut entry girmezseniz, sure bitiminde sozluk accountunuz iptal edilecektir.
not:bu mesaj otomatik olarak yollanmi$tir el emegi goz nuru degildir.
neden:envai çeşidi vardır
not:bu mesaj otomatik olarak yollanmi$tir el emegi goz nuru degildir.
neden:envai çeşidi vardır
gece aniden ter icinde uyandirir bir daha uykuya dalmak ise cogu zaman imkansizdir.
(bkz: kabus 22)
(bkz: karabasan)
150 boyunda gobekli ve kel olmak
dahası boyle bir adamla yatmak...
dahası boyle bir adamla yatmak...
vücudumun gözeneklerinden akan ter değil kan..hiç olmadığı kadar koyu kırmızı.akıyor ama sanki hiç bitmeyecek gibi.acıyor yanıyor ama bitmiyor.heryer sıcak heryer karanlık heryer dökük..ters gidiyor bir $eyler üstüme karabasan çöküyor..hayat devam etmiyor oksijen değil bu ciğerleri yakan...dokundum gözlerim açık dokundum acı gerçek dokundum..tutmuyor bedenim rüyada değilim uyumuyorum kabusu saniye saniye iliklerime kadar yaşıyorum.
diğer bir ismi karabasan olan varlık.bir gece ansızın geliverir çöker üstünüze maazallah.
(bkz: restaurant kabuslari)
çok sık görülüyorsa bünyeyi yorar. hele bir de aynı kabus döne döne sürekli görülüyorsa akli dengeyi yerinde tutmak zorlaşır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?