ne kadar sallarsan salla dona düşer son damla

praetor
musluman takilan kesimin ayakta iseyenler icin (zira ayaga sicrayan sidik abdesti bozarmis) uydurdugu yegane tekerleme
ithilquessir
limit teorisi ile cokertilecek atasozudur.
"ne kadar sallarsan salla" kavrami sonsuza sonsuz yakinlikta yaklasacak kadar cok sayida sallama anlamina geldigi icin alet hicbir zaman dona girmeyecek, boylece son damla asla dona dusemeyecektir.
pessimistic
lan ne sallıyorsun donuna düşecekse,bitir işini çek donun; sallasanda değişmiyor madem.şimdi don giymesen dona düşmicek pantolana düşecek,pantolon giymesen bacağına düşecek ne yani daha mı iyi?
mim efendi
her kafadan bir ses çıkıyor olduğuna bakmadan durumu izah etmeye kalkarsak durumun aslı şudur. islam dininde namaz kılmak isteyen kişi temiz olmak zorundadır. abdest almak yeterli değildir. elbiselerinde temiz olması gerekir. bu nedenle taharet denilen şeye büyük önem verilir. erkek kişi küçük abdestini yaptıktan sonra idrar kanalında kalan idarı da dışarı atmak ve abdest alındıktan sonra bu idarın dışarı çıkıp hem elbiseyi kirletmesini hem de abdesti bozmasını önlemek için hacetini giderirken erkeklik uzvunu sallayarak bu idrarın dışarı çıkamasına yardımcı olmak ister. ancak bunu başaramamış olur ki işte o zaman istediğin kadar salla bunu yine de son damla dona düşüp abdest bozuluyor der. aslında bu bir hastalıktır ve tedavi gerektirir. ayakta bevletmenin getirisini bu şekilde görebilmemiz mümkündür.
greyfurt
problemi formülize ederken dilbilgisi kaynaklı bir karışıklık olmuş.
tezde, tartışmaya konu olan "sallama" eylemi nihayete erdikten sonra gerçekleşecek "damlanın dona düşmesi" durumu iddia ediliyor. (bkz: anlatımda ön şart)
dolayısıyla "sallama" eylemi bitirilmeden, tezi doğrulayacak yada çürütecek bir gözlem elde edilemez.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol