ülkemizdeki cinsel psikolojinin maslow teorisiyle analizi

herkonudafikrimvar
cinsellik insan içgüdüsüne kodlanmış, reddetmesi imkansız bir fizyolojik ihtiyaçtır. dünyanın en önemli psikologu maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde sırasıyla nefes almak , yemek,içmek,uyumaktan sonra cinsel ihtiyaçlar gelmektedir. bu fizyolojik ihtiyaçlar karşılanmadan piramidin üst basamakları olan, sırasıyla; güven,aidiyet,prestij,kişisel başarı gibi aşamalara tam randımanlı olarak geçmesi asla mümkün olamamaktadır. örneğin bankada çalışan, cinsel hayatı olmayan bir şube müdürü kadın, her ne kadar şube müdürü olmuş olsa da fizyolojik ihtiyaçlarının ilk basamağının gereklerini yerine getirmeden 3. veya 4. basamağa geçtiği için psikolojik olarak bir sakatlığı olduğu kesinlikle ortaya çıkacaktır. çalışanlarına, anne babasına eziyet etmek, sürekli gergin olmak, her akşam ağlamak, gibi çoğaltabileceğimiz bir çok probleme sahip olabilecektir. ihtiyaçlar hiyerarşisindeki basamakları sırasıyla çıkan insanlar ise hayatta psikolojik olarak çok daha sağlam duran, etrafına pozitif enerji veren, işinde daha başarılı olduğunu kolaylıkla gözlemleyebiliriz.
bu hiyerarşi üzerinden analiz yaparsak, din ve törelerden kendini olabildiğince arındırmış milletler cinsellik tabularını yıkmanın insan psikolojisini nasıl pozitif etkileyeceği gerçeğini kavramıştır. tüm bu cinsel devrim, zamanla sitemin bir parçası olmuş, oluşturduğu sağlam psikolojik altyapı, bilim, teknoloji ve sosyolojik anlamda bu ülkelerin gelişmesine yardımcı olmuştur. teknoloji ve kalkınmada ön plana çıktıkları gibi, insan hakları (kadına saygı, ilişkilere saygı) gibi konularda da üst sıralarda yer alabilmektedirler.
din ve töre baskısı altında kalan ülkemizde cinsellik halen büyük bir tabudur. bu tabu nedeniyle etrafta görebileceğimiz 30 yaşında bakireler, 3 ayda bir ilişkiye giren çiftler, cinselliğin sadece üremek için yapılan bir kaç saniyelik bir görev olarak gören çiftler, ensest ilişkiler, sonradan gelişen homoseksüel ilişkiler, kadınların aşırı platonik aşkları, erkeğin sınırları zorlayan ısrarları, kadınların içe kapanması , cinsel başarısız olan erkeklerin karısını dövmesi, erken boşalmalar , terk edilen erkeğin sevgilisini öldürmesi, 'ilişki yaşarsam ailemin bana güveni biter' tarzı söylemler gibi problemler milyonlarca kişi tarafından yaşanmaktadır. tüm bu biriken problemler toplumda sinirsel bir patlamaya yol açmaktadır. çoğu insanın, bir şeyler üretip topluma katkısı olması gerekirken, vaktini sinir patlaması yaşarak geçirmesi de cinsel tabulardan dolayıdır.
tüm bu cinsel tatminsizliğin yol açtığı psikolojik problemler ülkemiz gibi kapalı toplumlarda bir diğer problemi tetikleyerek, kalkınma, teknolojik gelişme, insan hakları gibi endeksleri aşağıya çekmektedir. tüm bu endekslerin toplamı sayılabilecek refah seviyesini aşağı çeken en önemli etken cinsel tabularından kaynaklı olarak toplumun psikolojisinin bozuk olmasıdır.

maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi için Link
https://www.google.com.tr/search?q=maslow+ihtiya%C3%A7lar+hiyerar%C5%9Fisi&espv=2&biw=1366&bih=623&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwjet4qX4_zLAhWINJoKHU-2Ad8Q_AUIBigB#imgrc=2ov7zzmb8lbriM%3A
fjhyf
cinsellik kavramı orgazmla sınırlı değil. bu nedenle temel fikir olarak bastırılmış cinselliğin zararına katılıyorum ancak bu bastırılmışlığa karşı çözümü orgazm miktarını arttırmakta bulmuyorum. bu konuda rekorlar kıracak kadar çok cinsel partneri olan kişilerde de aynı nevrotik belirtiler görülebilir. haz almak ve agresyon bedenimiz kaynaklı temel motivasyon kaynaklarımız olduğu için böyledir bu. basit haz ve agresyon yoluyla yalnızca hayvanlar tatmin yaşar. bir insan için yaşam başarısı bu çiğ dürtüleri tatmin etmek değil kendi özgür kimliğini kurabilmektir. birçok insanda, sadece kendi benliğini bulamamanın getirdiği yoğun yaşam tatminsizliği nedeniyle cinsel ve agresif takıntılar oluşur. bugün durmadan kendi bedenini sergileyerek tatmin arayan instagram vs. gibi teşhir alanları veya başkalarının acısına duyarsızlık ve hatta bundan zevk alma gibi ruhsal hasarlar insanlar yeterince orgazm olmadıkları için değil gizli birer köle oldukları için yaşanıyor. önce anne-babalarının ve sonra da toplumsal kalıpların baskısı ile kendi kimliklerinden vazgeçip sırf bu daha kolay-konforlu olduğu için dış kaynaklı yaşam alışkanlıklarına bürünmüş kişiler müthiş bir cinsel tatminsizlik ve öfke duygusu içindeler. böyle bir kişiye ister cami hocası gibi baskı yapıp engel çekin ister adnan hoca gibi kilo kilo partner takdim edin sonuç değişmez. aslında önce kendi annelerine ve sonra tüm insanlara karşı nefret dolu olduklarını görmeye ihtiyaçları var. bu nefreti aşmadan çiğ cinsellik ve agresyonu da aşamazlar. kurabildikleri tek hayat anlayışı bunlardan ibaret kalır. diğer türlü olabilseydi porno yıldızları, jigolo ve fahişeler, mafya babaları ya da sokak dövüşçüleri dünyanın en sağlıklı, karakterli, düzgün insanları olurlardı. tüm bu insanlar cinsel ve agresif tatmini en fazlasıyla yaşayan kişiler sonuçta ama işe yaramıyor. önemli olan özgürleşmiş bireyin, entellektüel açıdan zenginleşmiş bir yaşam kurabilmesi. yoksa tecrübenin kendisi, anlamı olmadan bir hiç. yaşadığı şeyi anlayıp üzerinde düşünebilen ve çiğ bedensel dürtülerine yüceltilmiş anlamlar katabilen insanlar mutlu olabilir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol