kızlık soyadı paradoksu

türk medeni kanunu na göre kadın evlendikten sonra eşinin soyadını alır. bu durum bazı çevrelerce cinsiyet ayrımcılığı gibi konularla bağdaştırılmaktadır. anayasa mahkemesi nin 21 ekim 2011 tarihli kararına göre ise, bu yasanın insan haklarına, kadın erkek eşitliğine aykırı olmadığı oy çokluğu ile kabul edilmiştir. gerekçesi ise, aile bütünlüğünü temin etme, nüfus kayıtlarını düzen altında tutma ve kişinin soyunu belirleme gibi yönlerden kadının eşinin soyadını almasının uygun olduğu belirtilmektedir. kadının, eşinin soyadı ile birlikte kızlık soyadını kullanmasında ise bir engel yoktur.
kanunda hükümler bu şekilde. olayı toplumsal bazda el alır, sosyolojik bir bakış açısı ile....vs
tabi şahsım adına konuşayım, sinir bozucu bir durum. sen 25 sene veya bilmem kaç sene soyadım şu şeklinde takıl sonra paat apayrı bir soyadı. açıkçası kabul edilebilir gibi değil hatta babamın soyadından başka bir soyadı ile ailemden kopmuş olduğum resmi kayıtlara geçiyor demek mi lan bu şeklinde düşüncelere kapılmıyor değilim. ama diğer taraftan da mesela annemin soyadı bizimkinden farklı olarak kızlık soyadını da barındırıyor olsaydı çocukken yadırgardım herhalde. neticede şimdi bambaşka bir aile peydah olmuş oldu.
tüm bu çelişkilerin neticesinde sanırım tek soyadı kullanacağım.

ileri demokrasi söylemi nereden tutsan elinde kalıyor, son örnek...

sana ne mahkeme!..

adam başvurmuş, karımın soyadını kullanmak istiyorum diyor. sana ne!!

kadın, sadece kendi kızlık soyadını kullanmak istiyor, sana ne!

sen -devlet- kaydını kuydunu nasıl tutacaksan tut da, vatandaşın keyfine, seçimine bu buyurgan edalar ne neyin nesi?

bu muydu demokrasi?