zafer diper

kartalkalkardalsarkar

nisan 1986’dan sonra dün akşam ikinci kez izlediğim tek kişilik oyun yargı’da savunma yapan polonyalı yüzbaşı vukhov performansı ile beni bir kez daha büyüleyen büyük üstad.


http://www.evetbenim.com/content/uploads/14/image/tiyatro/yarg--ank-fest_b.jpg

ayrıca kendisi şöyle biridir:


zafer diper, 1946 doğumlu türk tiyatrocusudur.

tiyatroya 1963 yılında beşiktaş chp gençlik kolu’nda başladı; lise ve üniversitede halkevinde sürdürdü. bu dönemlerde, kendi yazdığı kentin korosu gitgel dolap, ay doğarken, ağzı çiçekli adam, kapıların dışında, woyzeck yönettiği-oynadığı oyunlar arasında yer alıyor. bir süre, sinematek’le gelişen film yapma istemiyle kısa film çalışmalarına, senaryo ve öykü yazımına yöneldi. daha sonra halk tiyatrosu’nda oynadı. 1978’de ortaoyuncular’ın ilk kuruluş kadrosunda yer aldı ve şahları da vururlar oyununda şah’ı 375 kez oynadı. 1981 kasım’ında, üsküdar sunar tiyatrosu’nda “toplumcu-eytişimsel bir yaklaşımla sanatsal etkinlikler üretebilmek” içeriğiyle özetlenebilir bir anlayışla bizim tiyatro’yu kurdu. oyunlar, çocuk oyunları, kültür-sanat etkinlikleri sözü edilen çerçevede ele alınmaya çalışıldı. içinde, yazdığı-oyunlaştırdığı-yönettiği ve oynadığı oyunlar bulunan dizelge şöyle: hamlet, kükreyen fare, kurtuluştan sonra, nâzım, halkın ekmeği, suikast, örümcek kadının öpücüğü, boğulma ya da woyzeck, dava, şeytanistan, ölümsüz şarkı, devrimi çok sevmiştik, yitik, çölde yarış, hoş geldin bebek, ölüm uykudaydı, mavileşme, talan, kafa kağıdı.

nys
altı veya yedi yıl önce izlediğim, tekrardan perdeler açılana kadar hatırlayamadığım oyunun yönetmenliğini ve oyunculuğunu üstlenen kişi.

yargı adlı oyun savaş sırasında nazilere tutsak düşmesiyle ve sovyetlerin yaklaşması üzerine almanların kaçıp, tutsak rus subaylarını kapalı bir hücrede aç ve susuz bırakmaları, onlarında sağ kalabilmek için kura çekmeleri sonucu birbirlerini çiğ çiğ yemelerini anlatan barry collins tarafından yazılmış bir oyundur. çevirisi enver özene aittir. oyunu izlerken düşünmeden geçemeyeceğimiz şeyleri bende düşündüm herkes gibi. öyle bir yerde, öyle bir durumda olsaydık bozulmaması için deriden kan torbası yapıp kanları içer, dişlediğimiz etlerden sonra kemikleri sıyırırmıydık. evet efendim yaşama içgüdüsü, on dakika daha yaşayabilme isteği insana herşeyi yaptırabilir dedirten oyun.

aslında oyun iyidir, oyuncu ise oyunu en iyi sergileyebilecek bir oyuncudur. fakat yaşlılığının verdiği şeyden mi, yoksa dün oynama isteği olmadığından mı bilemem önceden izlediğim kadar iyi bir oyunculuk göremedim. belkide ben dün bu kadar ağır bir oyunu izleyecek kadar sakin değildim.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol