anadolunun yaşayan en büyük kedisi
ülkemiz bitki ve hayvan çeşitliliği bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. kıtaların kesişme noktasında yer alması, dağlık bir coğrafyaya sahip olması, anadoluda biyolojik çeşitliğin yüksek kalmasını sağlamıştır. ama bu çeşitlilik her geçen dakika azalarak elimizden kayıp gitmektedir.
pek çoğumuz ilkokul kitaplarından hititlerin savaş arabaları üzerinde orta anadoluda aslan avladığına dair görüntüleri hayal meyal hatırlarız. evet bir dönem anadoluda aslan yaşamıştır. ülkemizde en son aslan 1890 yılında vurulmuştur. son kaplan ise 1970li yıllarda öldürülmüştür. en son çitanın ise 19. yüzyılda vurulduğu bilinmektedir.
halen anadoluda sırtlan, vaşak, karakulak, ayı, kurt, tilki, çakal vb. hayvanlar yaşamaktadır ama onların da sayısı hızla azalmaktadır. pek çok hayvan canavar, alacanavar vb. gibi isimler takılarak (bu tür isimler psikolojik olarak öldürmeyi kolaylaştırmaktadır) veya soylarının öldürülmeyle yok olmayacağı gibi bahaneler öne sürülerek tüketilmektedir. televizyonlarda belgesellerden hayranlık içinde izlediğimiz canlıların bir kaç saatlik seyahat mesafesinde yaşadığını bilmek ve bu duruma kayıtsız kalmak mümkün değildir.
ülkemizde büyük kedilerden sadece pars (leopar-panter) kalmıştır. batı anadoluda 1970lere kadar sık sık görülen anadolu parslarının önemli bir bölümü seciyesiz bir avcı tarafından zehirlenerek öldürülmüş ve anadolu parsı yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmıştır. resmi kayıtlara göre en son anadolu parsı 1974 yılında ankaranın beypazarı ilçesinde vurulmuştur. bu tarihten sonra da anadolunun çeşitli bölgelerinden parsın yaşadığına, görüldüğüne, sesinin duyulduğuna, parsa ait çeşitli izlerin bulunduğuna ve hatta gizlice vurulduğuna dair duyumlar alınmıştır.
anadoluda iki tür parsın yaşadığı bilinmektedir. 1950li yıllardan sonra, özellikle yabancı biyologlar tarafından anadolu yaban hayatı ile ilgili olarak yapılan araştırmalarda anadoluda iran parsı (panthera pardus saxicolor) ve anadolu parsı (panthera pardus tulliana) bulunduğu tespit edilmiştir. doğu ve güney doğu anadolu bölgelerinde bulunduğu bilinen iran parsı, anadolu parsına göre daha ufak tefektir ve daha yaygın olduğu yolunda kanılar bulunmaktadır. ülkemizin flora ve faunası ile ilgili çok az sayıda araştırma yapıldığından ve hemen hemen hiçbir kayıt bulunmadığından somut bilgilerden çok kanı ve öngörüden bahsetmek mümkündür.
anadolu parsı leopar türleri arasında en iri olanıdır. afrikada yaşayan leoparlar en fazla 60-65 kg ağırlığa sahipken anadoluda 100 kgın üzerinde bireyler öldürülmüştür. boyları, takriben burundan kuyruk ucuna kadar 2.5 metre kadardır. oldukça uzun olan kuyruk (80 cmden daha uzun) dikkat çeker. yerden omuz yüksekliği 60 cm kadar olan parsın yaşam süresi iyi şartlarda 20-25 yıldır. bir defada 2-3 yavru doğurabilen pars, kedigillerin en savunmasız yavrularını dünyaya getirir. av kanunlarında‚ zararlı hayvan olarak tanımlanması sebebiyle avlanmaya maruz kalması, doğal yaşam alanlarının düzensiz kentleşme ve tarım alanı açılmasıyla insanlar tarafından işgal edilmesi ve tarımda kullanılan kimyasalların tüketimindeki artış anadoluda yaşayan pek çok tür gibi parsın da neslinin azalmasına yol açan en önemli sebeplerdir. nüfusundaki azalma yüzünden kendisine yakın kan guruplarıyla çiftleşmek zorunda kalan parsta genetik bozuklukların oluşması neslinin tükenmeye yüz tutmasında rol oynamaktadır.
kaynakwh:
bir grup tübitak-sage çalışanı çok az sayıda kaldığı düşünülen ve pek çok kişi tarafından neslinin tükendiğine inanılan anadolu parsına sahip çıkma kararı almıştır. bu çerçevede önce bir savunma sanayii projesine anadolu parsı adını verilmiştir. bu konuda yerli ve yabancı uzmanlar, konuya ilgi duyan kişiler, avcılar ve parsın görüldüğü yolunda haber alınan bölge köylüleri ile görüşmeler yapılmıştır. leoparlar, büyük kediler, yaban hayatı, doğada hayatta kalma gibi konular ile ilgili araştırma ve kaynak taraması yapılmıştır. çeşitli bölgelere geziler düzenlenmiştir. anadolu parsının kurtarılması için ne tür faaliyetler gerçekleştirilmesi gerektiği belirlenmiştir ve proje önerisi hazırlama çalışmaları yapılmıştır. bu konuda yerli ve yabancı uzmanlar ile çalışmalar halen devam etmektedir.
türkiyede en fazla 10-15 anadolu parsı kaldığı yolunda tahminler bulunmaktadır. bu da anadolu parsını en çok yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan türler arasında birinci sıraya yükseltmektedir. zararlı hayvan olduğuna dair iddiaların aksine parslar besin zincirinin en tepesinde yer alarak doğal dengenin korunmasında önemli rol oynayan yararlı hayvanlardır. bugüne kadar ülkemizde pars tarafından saldırıya uğrayarak öldürülmüş insan sayısı ile yine insanlar tarafından saldırıya uğrayarak öldürülmüş olan insan sayısının karşılaştırılması yerinde olacaktır. pars tarafından öldürülmüş hiç kimseye ait bir kayıt yoktur. parslar köşeye sıkıştırılmadıkça insana saldırmamaktadır ve insanlardan sürekli kaçmaktadır.
parslar başta afrika ve arap ülkeleri olmak üzere dünyanın pek çok yerinde koruma altındadır. parsların incelenmesi, yaşam biçimlerinin izlenmesi, tutsak üretim ve parsların yaşadığı bölgelerin milli park alanı olarak ilan edilmesi üçüncü dünya ülkeleri tarafından bile başarılmış çalışmalardır. pars sahip olduğu üstün özellikler sebebiyle süper kedi olarak da adlandırılmaktadır. ülkemizin dağlık bir coğrafyada oluşu süper kedinin varlığına dair umutları arttırmaktadır. kendi ülkemizin doğasına sahip çıkmak için anadolu parsı bir semboldür.
kaynak: tübitak-sage
anadolu parsı
2009 yılında, toros dağlarında ayak izlerine ve dışkı örneğine rastlandığı söylentileri var. gerçek olmasını ümidediyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?