tarihi yargılıyorum

tayfa75
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

"tarih, gerceklerden zarar gorecek kimsenin kalmamasiyla gun i$igina cikar." diye bir soz vardir. israilli yazar amos oz’ da "gercegi gercekler tehdit eder." der. (sayfa 26)

kahramanlarimizi kahraman, dusmanlarimizi dusman yapan, bizim onlara nasil baktigimiz, tarih $ablonumuza kimi secip, nasil yerle$tirdigimiz. (sayfa 35)

ulusal tarihimiz biraz da birbirlerine a$ik olanlarin yarattiklari gecmi$ gibi. (sayfa 36)

tarihte yeni kimlikler olu$tukca, kimliklere uygun tarihler uyduruluyor, eski kimlikler unutturuluyor. (sayfa 37)

avrupa birligi’ nin kurulmasiyla, yuzyillardir birbirleriyle sava$mi$ ulkelerin husumet dolu tarihlerinin yeniden yazimi, ortak bir avrupa tarihi yazmak yerine ulusal tarih kitaplarindan birbirlerini rencide edecek maddelerin cikarilmasi, yumu$atilmasindan ibaret. yeni bir tarih yazmak yerine, herkesin i$ine gelecek sansurle i$i halletmeye cali$iyor, bildik tepsilerde sunduklari tarihle gevi$ getiriyorlar. (sayfa 39)

eric hobsbawn, "ha$ha$ tohumu nasil afyon muptelasinin hammaddesiyse, milliyetci, koktenci ideolojilerin olu$masinda tarih ayni i$levi gorur," der ve ilave eder: "istediklerini tarihi kaynaklarda bulamazlarsa uydururlar." (sayfa 40)

elektronik ileti$im, tarihin kaydedilmemesi demek, tarihin yok olmasi demek, tarihin olmamasi demek. eskisine gore bellegi neredeyse sonsuz dijital ortamlarda, belki her zamankinden daha cok kayda geciriyoruz yaptiklarimizi, ancak her şey de her zamankinden daha kolay yok ediliyor, daha cok siliniyor. (sayfa 56-57)

sonucta ozel ya$antiya mudehale, ister di$imizdaki toplumsal denetim mekanizmalarindan gelsin, ister kendi gereksinimlerimizden, modern dunyamizda kamusalla$tirilan birey orta mali oluyor. (sayfa71)

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

devami gelecek.
tayfa75
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

sun tzu’ nun bing fa (sava$ sanati)adli kitabi, yazildigindan iki bin yil sonra hala stalin ve mao’ nun el kitabi olabiliyordu. saldirganligi reddeden, aikido’ nun kurucusu morihei ueshiba’ nin bari$ sanati kitabinin adini bilen, bilmiyorsa yoklugunu hisseden bir ba$bakan, ba$kan dunyada var mi acaba? (sayfa 76)

gelecegimize nasil bakacagimizi gecmi$imize nasil baktigimiz belirliyor. (sayfa 84)

egemen duzenin sava$ tarihcileri, tarihimiz boyunca yeni taktik ve stratejilerle tekamul ettirdigimiz sava$larin daha "iyisinin" yapilabilmesi icin harp akademilerinde en ince ayrintilarla ugra$irken, aklimizdan gecmiyor sava$ tarihi oldugu gibi, neden bari$ tarihi diye bir disiplin olmadigini sorgulayip talep etmek, okullarimizda derslerini vermek, üniversitelerimizde kursulerini kurmak. boylece kotumserlige, sava$larin kacinilmaz oldugu du$uncesine kapiliyor, bari$in ancak sava$la saglanabilecegi safsatasiyla kendimizi aldatiyoruz. (sayfa 101)

insanin ya$amsal nedeni olmadan birbirine saldirmasi bence turumuzun dogal bir ozelligi degil kokunden yok edilebilecek bir patolojisinin sonucu. dogal halinde saldirgan olmayan, bari$cil olan insanin topluca vah$ile$mesi, vah$i konumunu bir donem surdurebilmesi, saglikli insanlarin sari bir hastaliktan kirilmasi gibi. (sayfa 118)

birle$mi$ milletlerin kurulu$ gerekcesinde $u sozler vardir;
"sava$lar insan du$uncesinde ba$ladigina gore, bari$in surlari da insan du$uncesinin etrafina dikilmelidir." (sayfa 120)

insanlar olarak kendimize, "biz insanlar" diyebilmemiz icin bizden farkli, bize tehdit olu$turabilecek paralel evrenlerde ya$ayan yaratiklar mi gerekiyor? "biz" olabilmemiz icin uzaylilarin dunyaya saldirmasi, kiyametin habercisi bir gok ta$inin dunyaya yakla$masi mi gerekiyor? donme dolap ki$iliklerimizle ayni istikamete giderken ne birey olabiliyoruz ne de "biz". once dogaya saldirdik sonra birbirimize.
sira homo sapiens sapiens olma bilincimizin geli$mesinde. gelecegin insanlarina, tarihcilerine, kendilerini tanima firsatinin yolunu belki biz acabiliriz. (sayfa 130)

günlük ya$antimizda hangimiz kahramaniz ki? yalnizligimizda bocalarken kahraman mi olmaya ozeniyoruz? cemaatlerin, ailelerin parcalanmasiyla hepimiz kendimizin yalniz kalmi$ ba$ ki$isiyiz o kadar. romanlarin kahramanlarinda, kendimizin abartilmi$, dev aynasina yansitilmi$ hayatlarini okuyoruz. roman kahramanlarini benimsememiz kendimize tutsakligimizla kahraman yaratmanin kolayligina siginan romancilarin ifadesi. (sayfa 132)

hukmedenleri hukmetmekten kurtaracak ancak kendileridir. tahtimizdan kendimizi indirelim ki, turumuzun gelecegini, gecmi$imizin kibirinden ozgur kilalim.
tarih, insanin yaptiklarindan da ote, insani insan, dunyayi dunya, evreni evren yapan her $eyin toplami. (sayfa 135)

uyum saglamak,toplumdaki yerimizi korumaktan ote, ba$imizin belaya girmesini onleyebiliyor. guvende hissetmedigimiz toplumlarda uyum saglayarak, kendimizi, yakinlarimizi koruyabiliyoruz. uyum saglamanin toplumsal bedelini de boylece ku$aktan ku$aga aktarmi$ oluyoruz. cocuklarin, "sava$ta ne yaptin baba?" sorusuna verilemeyen cevaplar, veremedigimiz cevaplar bu bedelin ifadesi. (sayfa 136)

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

benden bu kadar. siz de alip bi zahmet tamamini okuyun.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol