irahatsız ettik ellaaam

kalimera
efendim bu cümlenin bir hikayesi var, hem de gerçek.
gerek kişileriyle, gerek zarflarıyla, gelek dolaylı tümleçleriyle.

yer: osmaniye
zaman: günlerden bir gün
mekan: karaçay (mesire yeri)

olay: iki hanım kızımız derslerden bunalıp biraz kafa dağıtmak, biraz iştah açmak, e biraz da hava almak için şöyle bir yürümektedir güzel atmosferde. bir yandan da şakalaşıp gülmektedirler aynı zamanda.
oralarda dolanan bir salakoğlan bu gülüşlerin kendisine olduğunu falan düşünür, böbürlenir ve düşer 3,5 arkadaşıyla kızların peşine. kızlar bunun farkında değiller tabii ve göz hapsine alındıklarından da bihaberler.
oğlan fırsatını kollar ve uygun zamanı yakalayınca yaklaşır kızın birine ve yapar teklifini. kız şaşkın bir vaziyette "ne münasebet!" der ve indirir elindeki kalınca kitabı oğlanın kafasına. hem kızlara hem arkadaşlarına rezil olan oğlan bir şeyler deme ihtiyacı hisseder ve döner arkadaşlarına, şu kelimeler dökülür ağzından (acındırık bir sesle):
"ırahatsız ettik ellaaam!"

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol