sinema açısından pek de verimli geçmeyen 2007 yılının en iyi filmlerinden biri.. constantine ’in yönetmeni francis lawrence’ın yönetmenliğini yaptığı filmin başrolunde will smith var.. richard matheson’ın aynı isimli kitabından sinemaya aktarılmıştır.
’my name is robert neville. i am only survivor living in new york city. i am broadcasting on all am frequencies. i will be at the south street seaport everyday at mid-day, when the sun is highest in the sky. if you are out there... if anyone is out there... i can provide food, i can provide shelter, i can provide security. if there’s anybody out there... anybody... please. you are not alone.’
i am legend
bunu bir de will smith denesin sloganıyla yola çıkılmış,kıyamet senaryolarını viral salgınlarla örtüştüren,örneği bol sinema filmi.
25 ocak 2008 de gosterime girecek bir film. cokca salgin hastaliktan dunyanin sonunun gelmesi temali film izlemis kisi olarak iddaa ediyorum ki turunden kesinlikle net bir sekilde ayrilabilecek bir film olacaktir.
filmdeki en anlamlı öğelerden biri de bob marley’e atıflarda bulunulmasıdır...
filmde de geçen ’’light up the darkness’’(karanlığı aydınlat)sözü, bob marley felsefesini özetlemektedir...
filmde de geçen ’’light up the darkness’’(karanlığı aydınlat)sözü, bob marley felsefesini özetlemektedir...
trailer-1:
http://tinyurl.com/yrdexz
trailer-2:
http://tinyurl.com/33bo37
http://tinyurl.com/yrdexz
trailer-2:
http://tinyurl.com/33bo37
hiç bir halta benzemeyen saçma, sapan filmdir. ha saçma, sapan oldugunu kafanizin bir kenarina sokup izlerseniz güzel bir film olabilir. hayir, filmin adi bile kendini begenmis. ben sevmiyorum kardesim bu tarz filmleri. kanaatim o ki, arkadas ortaminda bile izlemesi zevkli olmayan bir filmdir.
tek artisi veya güzelligi sinemada arkadaslardan birinin aniden korkarak siçramasini saglama olasiligidir. filmi izledikten sonra tasak geçersiniz sinemadan kahkahalar, gülücüklerle ayrilirsiniz.
tek artisi veya güzelligi sinemada arkadaslardan birinin aniden korkarak siçramasini saglama olasiligidir. filmi izledikten sonra tasak geçersiniz sinemadan kahkahalar, gülücüklerle ayrilirsiniz.
(bkz: klasik kiyamet senaryolari).
fragmanının bile insanı acayip etkilediği film. özellikle fragmanı sinemada seyrediliyorsa etkisi daha da artar.
konusu ve anlatımı bakımından oldukça etkileyici bir film..
will smith hayatımıza her ne kadar hip hop söyleyen bir garip adam olarak zuhul ettiyse de, iyice oyuncu olarak benimsedik çıktı; gerçekten iyi bir performans göseriyor tekrar. filmin çoğu onun üzerine kurulu;
-----------------------------spoiler----------------------------:
zaten dünya üzerindeki bir hastalık nedeniyle tek başına kalmış bir doktoru canlandırıyor. film klasik amerkan filmlerinden ayıran bir husus da, kahramanın ölümü; ve hatta bu şekilde kahraman oluşu. -----------------------------spoiler----------------------------
kesinlikle izlenmesini tavsiye edebilirim.
will smith hayatımıza her ne kadar hip hop söyleyen bir garip adam olarak zuhul ettiyse de, iyice oyuncu olarak benimsedik çıktı; gerçekten iyi bir performans göseriyor tekrar. filmin çoğu onun üzerine kurulu;
-----------------------------spoiler----------------------------:
zaten dünya üzerindeki bir hastalık nedeniyle tek başına kalmış bir doktoru canlandırıyor. film klasik amerkan filmlerinden ayıran bir husus da, kahramanın ölümü; ve hatta bu şekilde kahraman oluşu. -----------------------------spoiler----------------------------
kesinlikle izlenmesini tavsiye edebilirim.
richard matheson eseridir aynı zamanda.
gündüzleri sorun yoktur...
ama geceyle birlikte sokaklar, karşı konulmaz bir dürtüyle arzuladıkları o kıymetli sıvı için; kan için, dünyadaki son insanın kaleyi andıran evine doğru uluyarak, sürünerek, yalpalayarak yürüyen ölülerin kemik beyazı bedenleriyle dolmaya başladığında çöker deşhet kentin üzerine...
ben, efsane!
richard mathesonın nihai yabancılaşmayı anlattığı bu romanı çağdaş bilimkurgunun başyapıtları arasındaki yerini koruyor.
gündüzleri sorun yoktur...
ama geceyle birlikte sokaklar, karşı konulmaz bir dürtüyle arzuladıkları o kıymetli sıvı için; kan için, dünyadaki son insanın kaleyi andıran evine doğru uluyarak, sürünerek, yalpalayarak yürüyen ölülerin kemik beyazı bedenleriyle dolmaya başladığında çöker deşhet kentin üzerine...
ben, efsane!
richard mathesonın nihai yabancılaşmayı anlattığı bu romanı çağdaş bilimkurgunun başyapıtları arasındaki yerini koruyor.
muhte$em 2007 yapımı filmlerden biri. eger science fiction türü filmler seviyorsanız bu film tam da o lezzette.
----------spoiler-----------
filmin en can alıcı noktası bob marley’e atıfta bulunulması ve de dr. robert’ın köpeginin ölmesi sahnesidir...
robert’in köpegini bogarak öldürmek zorunda kalması insanın gercekten kalbine dokunuyor, sadakati hatırlatır bir kalp sızısı gibi...
----------spoiler-----------
izlenmeli, izletilmelidir...
----------spoiler-----------
filmin en can alıcı noktası bob marley’e atıfta bulunulması ve de dr. robert’ın köpeginin ölmesi sahnesidir...
robert’in köpegini bogarak öldürmek zorunda kalması insanın gercekten kalbine dokunuyor, sadakati hatırlatır bir kalp sızısı gibi...
----------spoiler-----------
izlenmeli, izletilmelidir...
(bkz: kizamik)
valla the pursuit of happiness’i izledikten sonra kendisinden herhangi bir tat alınması mümkün olmayan filmdir kanaatimce. çok sıkıcı. bi de kas yapmış will smith. ha yakışıyo, ama ne olursa olsun daha iyi bi film olabilirdi.
konusu çekimleri çok güzel olan izlerken çok beğendiğim ve bir çok ses efektiyle mükemmel gerilim yaratan film tavsiye edilesidir.
bir zamanlar okulda sağa sola yazdığımdan dolayı basımıza bir çok iş açan kelime.
acıklı bir film. gerçekten robert neville ın hali çok acınası. yalnızlık kötü bir duygu. bilimkurgu olmasına rağmen insanın hayata bakışını bile değiştirebilir yetenekte bir film. will aşmış artık oyunculuğu. onu sadece sinema filmlerinde görmek ister deli gönül. bir kere izlemek yetmiyor.
bir sahnesinde arkadaki televizyonda yayinlanmakta olan bir haber yüzünden turk hava yollarinin dava acmayi dü$ündüğü, film yapimcilarina "siz nasil böyle birşey yayinlarsiniz" dediği filmdir.
-----------------------------spoiler----------------------------:filmin ilk sahnelerinde köpeğin yemeğini verirken, arkadaki ufak televizyondan geliyor türk hava yollarıyla ilgili haber. haberde türk hava yollarinin bir uçağının pissten çıktığı gibi birşeyler söyleniyor.-----------------------------spoiler----------------------------
-----------------------------spoiler----------------------------:filmin ilk sahnelerinde köpeğin yemeğini verirken, arkadaki ufak televizyondan geliyor türk hava yollarıyla ilgili haber. haberde türk hava yollarinin bir uçağının pissten çıktığı gibi birşeyler söyleniyor.-----------------------------spoiler----------------------------
virüs salgını filmlerinden biri. ancak bu sefer gerilimden çok yalnız kalmış will smithin yaşadığı psikoloji ön planda tutulduğu için diğerlerine göre daha başarılı.herşeye rağmen başrolünü samantha adlı alman kurdu alan bu film vasatın altında bir filmdir.
sonu oldu bittiye getirilmiş bir film. gidişata göre daha güzel bitirilebilirdi.
son derece surukleyici bir film.gorsel anlamda(teknolojik efectlerden bahsediyorum) izleyiciye cok yeni $eyler katmasa bile, konu acisindan son derece surukleyicidir.
-----------------------------------------------spoiler----------------------------------------------
doktorun kurtarmak icin hayatini riske attigi kopegini virus bula$tiktan sonra kendi elleri ile bogmasi eminim her hayvanseveri derinden etkilemi$tir.
-----------------------------------------------spoiler----------------------------------------------
-----------------------------------------------spoiler----------------------------------------------
doktorun kurtarmak icin hayatini riske attigi kopegini virus bula$tiktan sonra kendi elleri ile bogmasi eminim her hayvanseveri derinden etkilemi$tir.
-----------------------------------------------spoiler----------------------------------------------
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?