uzun eşek oynarken yastık olanla dalga geçildiği, her galibiyetten sonra yendik şişirdik dolma yaptık pişirdik diye mahallenin inletildi, hayatta en hakiki mürşitin çete kurup karşı mahalleyle kavga etmek olduğu, gazoz kapağının dünyanın en değerlı şeyı olduğuna inanılan, abilerimizin kızlara laf attırıp, güldüğü, kısaca çocuk olduğum yıllar..
orta halli bir aile ve tutumlu bır anneye sahip olunca, meyve sebze harici yiyebildiğimiz tek abur cubur dıye tabir edilebilinecek şey çekirdek oluyordu, ve o yıllarda kapı önündeki teyzelerin dedikodularına meze olan çekirdekten payıma düşeni almak ziyadesiyle memnun ediyordu beni..
şu an bıie adının nasıl okuduğundan emin olmadığım , çam , şam , can , şan fıstığı ile tanışmam o döneme rastlar..
mahallemızin yağız delikanlılarından biri elime tutuşturmuştu bır bahaneyle çam fıstıgını.. o’nu yerken aldığım tadı soyle tarif edeyim, şu an bile elime kac tane çam fıstıgı bıraktığını , ve çabuk bitmesin diye, cam fıstığının kabuklarını bıle eme eme yediğimi dün gibi hatırlıyorum..
tek kelimeyle mükemmeldi, ve eve gelip anneme, babama hatta o sıra 6 aylık olan kardeşime bile anlatmıştım.. cocukken cok salaktım demıycem cunku benim ıcın cok ozel bır andı.. tamam var bi nebze salaklık, herneyse, bır kac gun fizibilite calısması yaptıktan sonra nerede satıldıgını öğrendım. meger bizim kosedekı adının kuruyemişci oldugunu sonradan ogrendıgım cemil abi satıyormus cam fıstıgını..
ertesi gun kumbara actım, once paralarıma baktım, ve icinden ozenle bır mıktar para cıkardım, yasım cook kucuk oldugu ıcın su anın parasıyla olsa olsa 50 ykr olabılır o zamanki param.
gozlerım parlayarak gırdım kuruyemişciye, ve karsımda duruyordu..
parayı uzattım ve muthis bir kararlılıkla.
abi bana bu kadarlık şundan verir misin dedim, adam bır paraya bır de bana baktı.. bu cok az buna olmaz dedi..
bana uzattıgı parayı avucumun ıcınde sıktım..gozlerımın doldugunu hıssedebılıyordum..aglayamazdım..
oldugu kadarıyla .. demek geldi aklıma..
-oldugu ka..
+bir maltepe versene, dedi arkamdan tok bir ses..
-abi dedim umutsuzca tekrar..
git hadi, olmaz dedim dedi..
olmaz..cıktım dukkandan, aglayamazdım, biri gorse dalga gecebılırdı, eve gittim, kumbarama paramı attım, saydım tekrar tekrar paramı, kumbaramdan daha fazla parayı bogazım ıcın ayırırsam cok ıstedıgım telli arabamı alamazdım..
koydum yerıne kumbaramı.. yatagıma yattım, once telli arabamı dusundum, sonra gokhan’lara gidip ateri oynamayı, bisiklete bınmeyı, odev yapmayı..
hic biri olmadı, yatagıma yattım, ve bir cocuk, kalbi kırılan, umutları yıkılan, ınsanlara bakıs acısı degısen, ve aradan bilmem kac sene gecse bıle bu olayı unutmayacak kadar bu olaydan etkılenen bır cocuk ne kadar ağlayabılırse, o kadar ağladım..
ve kendi kendime boyumdan buyuk şu kararı verdım.. cok param olunca, gidip cam fıstıgı alıcam. ilk işe girdiğimde cam fıstıgı alıcam.
ve bundan 3 sene once, yaz tatılınde ilk işime girdiğimde, eminonune gidip bir kılo cam fıstıgı aldım, yolda coluga cocuga dagıta dagıta geldım evıme, geri kalanını da, ailemin bile ilk kez duydugu bu anı ile biz yedik..
üzerınden seneler ve seneler gecti, belki sacma ama ben hala kuruyemişcilerden nefret edıyorum, ve ne sartta olursa olsun hıc bır kuruyemişciden alısveriş yapmıyorum.
tanım;
kuruyemişcilerden nefret edip, goruldugu anda cam’ı cerceveyı ındırme arzusudur.
kuruyemişçilerden nefret etmek
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?