türk siyasi tarihi pek çok olumlu sayfanın yanı sıra karanlık sayfaları da barındırıyor. bunlardan biri de hiç şüphesiz darbelerdir. ülkemizde darbe konusunda her konuda olduğu gibi bir ikilem (dualizm) yaşanıyor. bazıları kendi ideolojilerine göre 1960 ve 28 şubat’ı iyi darbeler olarak görürken bazıları da 12 mart ve 12 eylül’ü kutsuyor. tüm bu süreç akla kendisi de bir melek olan şeytan’ı getiriyor. yani acaba kötü olan bir şey iyi olabilir mi?
28 şubat.. türkiye’nin maruz kaldığı son ve aslında post-modern darbe. görünürde silah, top, asker yoktu, ama görünmeyen bazı unsurlarla medya, sivil toplum kuruluşları, halk gibi - refah-yol devrilmişti. aradan 10 yıldan fazla bir zaman geçen bu darbeden geriye kalan nedir? elde ne var? türkiye gerçekten bir irtica tehlikesi yaşadı mı? demokrasiye balans ayarı yapmak kime ne kazandırdı? yoksa bu darbenin arkasında da küresel sermaye ve ülkemizde cirit atan yabancı servisler mi var?
şemdinli.. karanlık ellerin ülkeyi huzursuzluğa itme operasyonunun son örneği. kimilerine göre devlet içine nüfuz etmiş derin çetelerin kifayetsizliği, kimilerine göre de ingiliz menşeli bir gizli servis operasyonu. ne olursa olsun kaybeden türkiye.
yazar ömer lütfi mete
yayınevi profil yayıncılık
basım tarihi nisan 2007
28 şubattan semdinliye derin ceteler
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?