aniden olur. aylarca hayalini kurduğunuz şey gerçekleşmiştir işte. hemde nasıl sessiz sedasız ve birden bire. kankayla yapılan kaldırım üstü sohbette, selam vermek yerine tek bir göz kırpmayla geçiştiriverirsiniz uğruna gözyaşları sel edilen insanı.
sonra günlerce düşünülür. tahammülsüzce özlenen insanın, karşılaşınca neden özlenmediği anlamlandırmaya çalışılır. aslında içi anlam doldurulacak bir şey kalmamıştır. aslında mantık olayı çözmüş ama ruh bu farkındalığa erişememiştir.
yaşanılan zamanlara acınmaz. acı tatlı anılara şevkatle sarılıp vedalaşılır. geçmişin ortak hüznü ile geleceğin ortak umutları da aynı klasöre yollanır. artık masa üstünüz tertemizdir. son bir şey dışında.
fare imleciniz o gereksiz klasöre ilerlerken yaşanan bütün güzellikler "bizi unutamazsın" der son bir gayretle ama sağ tıklanmıştır bir kere. içinizdeki bitmesi gereken hikaye sona yaklaşıyordur. belki bir kaç "gurur" hata iletisi alınsada açılan menüde "geleceğe umutla bakmak" seçeneği tıklanır. karşınıza onun en masum, en güzel hali gelecektir. "bu insanı kalbinizden çıkartmak istiyormusunuz ?" sorusuna karşılık tereddütsüz "evet"e tıklanır.
çok geçmeden "tebrikler eski sevgilinizi geridönüşüm kutusuna attınız" diye bir mesaj alırsınız. evet bitmiştir artık. ölümün bile çözemeyeceği badire atlatılmıştır.
geri gelebilir diye endişelenilmemelidir çünkü geridönüşüm kutusu doldukça işletim sisteminiz eskileri (öncedende olduğu gibi) otomatik olarak silecektir.
not: duygu şeysi yaşamak istemeyenler "james blunt - no bravery" eşliğinde tekrar okumasınlar.
eski sevgiliyi geri dönüşüm kutusuna yollamak
en azından tekrar geri yükleme şansının olduğu durum tamamen silmekten iyidir.
(bkz: shift delete)
(bkz: reinstall)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?