herkesten nefret etmek`ten farklıdır.
kusursuz giden hayatta birden ortaya çıkan minik problemlerden ötürü gerçekle$en bir sezi değil, aksine; tüm saniyelerin uzun ölçekli analizi neticesinde ortaya çıkan, "tiksiniyorum ulan hepinizden ve her $eyden!" reaksiyonunun beyinde uyardığı impulstur bu.
uyanırsın. yüzündeki çapakları temizler, bilumum i$lerini yapar ve sokağa, yani; o çok sevdiğin insanların, o çok sevdiğin metaların bulunduğu "dı$arı"ya yönlenirsin. sürersin kendini. her gün bir diğerinin aynısı, her konu$ma rutin, her hareket mekanik, her söz default, her davranı$ kopya. aslında deği$se de bu seni tatmin etmeye yetmeyecek, bilirsin. ama yine de umut; yine de dudaktan dökülen bir "ya umutlar biterse?" serzeni$i, kımıltısız deği$kenlerin ardıllıklarından bunalarak öz`e rücû etmenin zorla$ması, siyaset, ekonomi, globalle$me, ısınmalar, soğumalar, safi yurtiçi hasıla rakamları, bir paket sigara -cepte!-, ıslatılmı$ saçların kurumasıyla aldığı o amorf hâl, birbiri ardına gelen telefonlar, soğuk oda, kalorifer peteğinin üzerindeki sümüklü peçete, sapı dahi lekelenmi$ kahve bardağı, azalan sevgiler, yıpranan hisler, dü$lerin erimesi gün be gün, ân be ân kaçan güne$, tırnak aralarındaki kirler..
yeknesaklığın çekilmezliğinde sığınılacak limanlar: kitaplar.. birkaç bisküvi atı$tırırsın sonra, aklına gelenlerle aklından gidenlerin muhasebesini yaptığın mizan çatlar santrasından, hayat üzerinde bir faydır nefret; kırılır, sallandırır seni sonra.
sonra yeniden anladığını unutursun. bakarsın: deği$en hiçbir $ey yok.
herkesten nefret ettigini anlamak
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?