a simple plan

seeyouindisneyland
psikolojik gerilim türündeki filmimiz basit bir plan scott b. smith’in romanından beyazperdemize uyarlanmış. basit bir tanımla bu filmin coen’lerin fargo’sunu fazlasıyla andırdığını söyleyebiliriz. yine karlı, soğuk kış mevsiminde birkaç normal hayat süren insanın başına kötü olaylar gelir.

bill paxton ve billy bob thornton’ın canlandırdıkları hank ve jacob kardeşler ile arkadaşları lou birgün boş bir arazide karların altında ufak bir uçakla karşılaşırlar. uçağı ilginç yapan ölü pilot ve içinde 4 milyon dolar bulunan çantadır. kardeşlerden iyi eğitimli ve düzgün bir işi olan hank önce parayı polise vermeleri gerektiğini savunur. biraz saf ve anlayışı kıt kardeş jacob ve işsiz sarhoş arkadaşı lou parayı hayatlarını düzene sokmak için fırsat olarak görürler. hank de kısa sürede paranın büyüsüne kendisini kaptırır, hamile eşi sarah’iyi da (fonda) kandırması uzun sürmez ve paraları bir süre saklayıp sonra paylaşmaya karar verirler.

parayı korumak için akıl almaz hatalar yaparak ellerini kana bularlar, cinayeti saklamak isterken daha büyük hatalar peşisıra gelir ve 4 milyon dolar uğruna tırmanan bir gerilimle batağa saplanırlar. sarah kocasını korumak amacıyla birkaç plan yapar ve planların tümü işin daha da karışmasına yol açar. tema şudur ki: akıllı uslu "normal" klasında insanlar da birer caniye dönüşebilir ve normal şartlar altında saçmasapan olarak niteleyecekleri bir sürü işi de planlayıp hayatlarının içine edebilirler. bunu sağlayan itici şeytan ise "açgözlülük"tür. filmde bolca kullanılan karga görüntüleri de bu temayı destekliyor. bu insanlar da aynı ağaçların üstündeki açgözlü kargalar gibi ava hücum ederler.

paxton ve thornton mükemmel oyunlarıyla konuyu harika ifade etmişler. fonda’nın canlandırdığı karakterin ise mantık çatısının iyi kurulmadığını söylemek mümkün. annelik hormonlarının canavar olduğu bir dönemde sarah’ın ailenin hayatını tehlikeye atıcı işlere destek vermesi anlaşılır değil.

bu filmi -atilla dorsay amcam affetsin- bir başyapıt olarak nitelendirmeği günün popüler deyimiyle söyleyeyim içime sindiremiyorum. o yüzden sadece eliyüzü düzgün bir psikolojik gerilim demeyi yerinde buluyorum.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol