başrol için iki ufaklığı tercih edip, temelde diyalog ve anlatı üzerine kurulu bir filmi, her yönüyle mükemmel olarak sunabilmek her yönetmenin harcı olmasa gerek. ama mark levin ilk yönetmenlik denemesinde beni etkilemeyi başarıyor.
little manhattan, kısıtlı bir kesime hitap edebilecek bir film olsa da, başrolda iki minik var diye, çocuklara yönelik bir film olduğu yanılgısına da kapılmayın. bu miniklerden josh hutcherson‘un gabe rolü için ’son zamanlarda izlediğim en iyi çocuk performansıydı’ diyebilirim. diğer minik kardeşimiz rosemary rolündeki charlie ray de, ilk filmi olmasına karşın rolünün hakkını veriyor.
yönetmen belki de aşkın temel dinamiklerini doğal unsurlar üzerinden işlemeyi istemiş, bu yüzden çocuklar üzerinden gitmiş. sanıyorum ki, böylesi soyut bir olguyu bu tarz ifade edebilmek oldukça zor olsa gerek. bunun sonucunda filmin ana karakterinden çok kendinize odaklanmanız olası hale geliyor.
bir çocuğun zihin günlüğünden yansıyan ilk aşkına dair notlarını, bu süreçteki hayallerini ve düşüncelerini başarılı bir şekilde yansıtan film, farklı bir tat sunmayı başaran özgün bir yapım.
little manhattan
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?