nosthalgia

seeyouindisneyland
andrei tarkovsky’nin muhteşem filmi.
son sahne şöyledir.

insanoğlu dinle!

domenico burada, bagno vignoni’nin delisi.
hayır, onun deli olmadığını biliyorum.
öyleydi, bunu anlayacaksın.
o burada roma’da, bir gösteri için.
üç gündür konuşmalar yapıyor.


nasıl gidiyor?
kalbin nasıl?
bilmiyorum, sınıra dayandım.
içimde hangi atam konuşuyor?
hem aklımda hem de bedenimde...
aynı anda ayrılamam.
bu yüzden tek kişi olamıyorum.
kendimi aynı anda sayısız şey olarak hissedebiliyorum.
fazla büyük usta kalmadı.
zamanımızın gerçek kötülüğü budur.
kalbin yolları gölgelerle kaplanmış.
yararsız görünen seslere kulak vermeliyiz.
okul duvarları, asfalt ve refah reklâmlarının
uzun kanalizasyon boruları ile dolu beyinlere...
böceklerin vızıltıları girmeli.

her birimizin gözlerini ve kulaklarını...
büyük bir rüyanın başlangıcı olan şeylerle doldurmalıyız.
birisi piramitleri yapacağımızı haykırmalı.
yapmamamızın bir önemi yok!
o isteği beslemeliyiz...
ve ruhun köşelerini esnetmeliyiz...
sınırsız bir çarşaf gibi.
dünyanın ilerlemesini istiyorsanız...
el ele vermeliyiz.
sözüm ona sağlıklıları...
sözüm ona hastalarla karıştırmalıyız.

siz sağlıklı olanlar!
sağlığınız ne anlama gelir?
insanoğlunun bütün gözleri, içine...
daldığımız çukura bakıyor.
özgürlük faydasızdır...
eğer gözlerimizin içine bakmaya...
yemeye, içmeye ve...
bizimle yatmaya cesaretiniz yoksa!
dünyayı yıkıntının eşiğine getirenler...
sözüm ona sağlıklı olanlardır.



insanoğlu dinle!
senin içinde su, ateş...
ve sonra kül...
ve külün içindeki kemikler.
kemikler ve küller!
gerçekliğin içinde veya...
hayalimde değilken, ben neredeyim?
işte yeni anlaşmam:
geceleri güneşli olmalı...
ve ağustos da karlı.
büyük şeyler sona erer...
küçük şeyler baki kalır.
toplum böylesine parçalanmaktansa...
yeniden bir araya gelmeli.
sadece doğaya bak
hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin.
bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz...
yanlış tarafa döndüğümüz noktaya.
hayatın ana temellerine geri dönmeliyiz...
suları kirletmeden…

deli bir adam size...
kendinizden utanmanızı söylüyorsa...
ne biçim bir dünyadır burası!


şimdi müzik
müzik!

ah… anne!

başının etrafında dolaşan...
ve sen güldükçe berraklaşan...
o hafif şey havaymış.

www.nihatgenc.com

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol