gizli defter

salavin
pınar çekirge’nin bir kitabı.

pınar çekirge’yi (hayır kadın değil erkek kendisi), ilk 2004 kasım’ında tanımıştım. “fotoğraftaki kadın, fotoğraftaki sır” isimli öykü kitabı, belki edebi açıdan muazzam değildi ama ustaca anlattığı marjinal yaşamlarla hayli ilgimi çekmişti. o kitaptaki öykülerin, otobiyografik arkaplanı da vardı. dün nihayetlendirdiğim “gizli defter” ise, pınar çekirge’nin, bilhassa çocuklu anılarını kaleme aldığı otobiyografik bir eser.

yetişme döneminde annesi ve anneannesi tarafından adeta kuşatılan, psikolojik baskı altında yetiştirilen, sürekli hor görülen, ezilen yazar; geçmişini eşeleyerek, “hayat boyu sürecek dramının” sebeplerini cesurca gün ışığına çıkartıyor bu kitapta. hiç değilse bu gayreti gösterdiğini söylemek mümkün. bu noktadan sonra, yazarın filiz akın hayranlığının hatta cinsel kimliğinin çocukluk travmalarıyla ilgisini kurmak da okura kalıyor.

1960 doğumlu pınar çekirge’nin hayatında şüphesiz en dramatik olay, 13 aralık 1977 günü, cadde ortasında yürürlerken hızla geçen bir arabanın çarpması sonucu annesinin ve anneannesinin ölmesi. hayatına “kasteden” iki kadının, böyle birdenbire “ortadan kalkması”, yazarın psikolojisinin daha da bozulmasına neden oluyor.

kitaptan altını çizdiğim birkaç cümleyi nakletmek istiyorum:



“her şeyi anlatacağım. gizleyip, daha fazla ertelemeden. teşhirci, diyebilirsiniz. umurumda değil.”



“bende kendinizi yaşamak istiyordunuz, büyük bir açgözlülükle. tutkularınızı, bana, hayatıma yansıttınız sürekli.”



“hep kollayan, olmazları olur kılan bir anneanne. sevgisiyle kısıtlayan bir anne. son derece edilgen bir baba… gerçek bir istanbul çelebisi kimliğiyle dede. arenada gladyatör örneği, ölüm kalım savaşına çıkmış gibiydim aranızda. ilk on yedi yılımın kısa özeti diyebilirim : arenada bir gladyatör…”



“dedem, annem, babam, anneannem kimliğimde, kişiliğimde kendilerini yaşıyorlardı çünkü. bedenime sığmaya, onu zaptetmeye çalışan dört kişi…”



“kan bağıyla kurulan ailenin insanın başına gelen bir kaza olduğuna inanmışımdır çoğunlukla. dediğim gibi ilk suistimal hep ailede başlıyor çünkü…”



“1966’dan bugüne yaşadığım, hüzün ve mutluluğun en güzel masalı filiz akın’dı.”



pinar çekirge – “gizli defter – size geçmişim diyebilir miyim”, anı, benseno yayınları, istanbul, 2004, 94 s.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol