osmanlı devletinde, 23 aralık 1876’daki kanun i esasi’ye göre, mebusan heyeti ile birlikte meclis-i umumi’yi meydana getiren heyet. heyet-i âyan da denilmektedir.
hey’et-i ayanın üye sayısı hey’et-i meb’usanın üye sayısının üçte birini geçmezdi. ayan olabilmek için, eserleriyle, hizmetleriyle tanınmak ve kırk yaşını doldurmak gerekliydi. hey’et-i ayana giren bir üyenin üyelik hakkı, hayatı boyunca devam ederdi. meb’usan hey’eti toplanmadıkça, ayan hey’eti de toplanamazdı. fevkalade hallerde, padişahın isteği veya mebusların salt çoğunluğunun yazılı isteği ile, meclis, vaktinden önce açılabilirdi. ayan heyeti, mebusan heyetince kabul edilip kendisine gönderilen kanun ve bütçe tasarılarını madde madde inceler, uygun olmayan maddeleri tespit ederek, düşüncesini belirtirdi. burası da, ya tamamen reddeder veya değiştirir, yahut düzeltilmesi için mebusan heyetine geri gönderirdi. kabul ettikleri tasarıları tasdik ederek sadrazama gönderirlerdi.
ilk ayan heyeti, 19 mart 1877 günü, sultan abdülhamid han tarafından dolmabahçe’nin büyük salonunda meclisin açılması ile vazifeye başladı. padişah tarafından tayin edilen bu heyetin, 27 üyesi vardı. ayan heyeti çalışmalarına bir sene kadar devam etti. mebusan meclisinin faaliyeti, bu meclisin çoğunluğunun, türk olmayan azınlıkların elinde olması sebebiyle, 13 şubat 1878 tarihinde sultan abdülhamid han tarafından durdurulunca, ayan heyeti, ikinci meşrutiyetin ilanına kadar (1908), herhangi bir vazife görmedi. fakat, üyeleri hiçbir göreve tayin edilmediler ve normal maaşlarını aldılar. ikinci defa meclis açıldığı zaman, bu heyetten, hayatta yalnız üç kişi kalmıştı. kanun-i esasi’de 1909’da yapılan değişikliklerle, her konuda yasa teklifi yetkisini elde eden ayan meclisinin hukuki varlığı, osmanlı devletinin ortadan kalkmasıyla son buldu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?