naside gokturk eseridir.
artık cenneti de sensin,cehennemi de sensin içimdeki kıyısızlığın
kavuşmalarda umutsuzmuş bazen
ayrılmakta varmış senden onu da yaşadım yaşayamam sanırken
aldatmakta varmış seni aldattığımın kalbim olduğunu bile bile
kendi yalnızlığıyla geçinip giden oldum anlayacağın
uyuyup uyanan
giyinip soyunan
bazı şeyler eskimiyor ne kadar istesende ne kadar hissetmesende
içinde bir yer kalıyor daima kanamalı bir yara gibi
derken bir yağmur gibi yağıyor anılar beklenmedik bi anda sağnaklarına tutuluyorsun gözlerinin dudağında bi şarkı kırık dökük
ellerine vuruyor hayat,elerinde tutamadığın aşka nifak sokar gibi
seni daha çok yaralıyor zaman umuduna inat
itirafları susuyor yüreğinin faydasız inen bi akşamda
kabulsüz bir dua vakti oluyor geceler yastığında
ne yana dönsen sevdan başucunda
ne yana dönsen, sen senin karşında mahçup
onaramadığın yerlerinle yine kendinle baş başa kalıyorsun
ve öğreniyorsun yalnızlığı,her gün biraz daha fazla
uçurtmasız bir gökyüzünde gözlerin maviye çalıyor
susuyor sevda kendini
radyoda haberler,ne kadar yabancı artık bu şehir sana
vuruyor sevda kendini
gizlenemediği yüreği dar buluyor
bir yolculuk başlıyor sessizce içinde tebessüm rengi
bir yolculuk başlıyor dönüş yok geri
belki de hiç yoktun öncesinde sen
belki bendim seni kendi adıma sevdiren
ayrı kıyılarda göz kırparken yıldızlar birbirlerine
belki de bendim onları senin gözlerine benzeten
acı bir gülümseyişle takındım mutluluğu üstüme belki
yüzümün bir yanı ile ağlayıp diğeri ile umutlandım aşka ben
gizli bir evcilik oyununa kaptırdım kendimi
uslanmadım hala seni tek başıma sevmekten
makyajımı tazelediğim aynalarda özledim gözlerini
gönlümün sevgilisi gözlerini
aynalarda öptüm en kırmızı rujumla bendeki suretini
asi bir sevdanın halkasını taktım parmağıma
asi bir sevdanın zincirini boynuma da ben taktım
sana gelen yollarda kaldım
sana yazdığım mektubu da ben yaktım
usanmadım hala seni satır satır sevmekten
sarhoş olup bağrımda naralar ağıtlar yaktım
kırk gün kırk gece süren düğünler gibi seni ağladım
duvarlarına yazdım şiirlerimi geçmediğin sokakların
sevinçle suladım çiçeklerimi sensizliğimin sabahlarında
hiç kaybetmedim umudumu kelebekler besledim yüreğimde
hasreti okşayarak
uslanmadım hala seni yana yana sevmekten
belki de hiç yoktun öncesinde sen
çiçeklenmesi yüreğimin sözlerinde değildi belki
sakladığım fotoğraflarda sen değilsin belki
yanlış tetikte beklemişim aşkım ben seni
yanlış sevmişsin ya da sen beni
şimdi gidiyorum ardımda kalanları bir bir yakarak
şimdi gidiyorum geldiğim yollardan yalınayak
karanlık sözler kaldı aklımda
istersen sen başla ağlamaya
pişman olacak hiçbir şey kalmadı bana
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?