izledim.
oncelikle soyleyeyim, sessiz bir ortamda, saniyesi kacirilmaksizin izlenmesi gereken muhte$em bir film.
ilk tebrigim senariste.
senaristi nuran evren şitmi$, saygiyla egiliyorum kar$isinda. harika kurgulami$ en ince detayina kadar.
sonra yonetmen;
hic $a$irmayacagimiz gibi yonetmen ömer faruk sorak. kendini bile a$an bir i$ cikartmi$ diyebilirim bu filmle. citasini daha da yukari cekmi$, hakkidir, helal olsun.
ya oyuncular?
altan erkekliden bahis etmeye luzum bile yok belki ama edelim yine de. her zamanki altan ustad i$te, hangi zaman diliminde kotu bir i$te var oldugunu gorduk ki kendisinin? ba$arilarina bir yenisini daha eklemi$.
mehmet günsür: bir erkegi dahi ozendirebilecek kadar yaki$ikli. filmde rolun hakkini ozellikle finale yakin babasinin dukkaninda gozya$lari icindeyken cok cok fazlasiyla vermi$. evet gulmek cok yaki$iyor bu elemana ama sirf yaki$iyor diye o kadar fazla ve olur olmadik yerde gulmese daha iyi olacak. gulumsemeyen suratini hemen hic goremedik ama her $ekilde rolunu hakkiyla yerine getirmi$.
belçim bilgin: uzatmaya mahal yok, o da rolunu hakkiyla yerine getirenlerden.
ayda aksel: cok uzun bir rolu yok ama olan kismini da guzel halletmi$.
ba$ka da bahse deger uzunlukta rolu olan oyuncu yok.
gelelim filme;
net bir $ekilde ozetleyebilirim ki a$ik adam a$kini gercek anlamda kalbinde ta$imi$.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
film en okuzun bile gozlerini doldurabilecek hassasiyette, guzellikte. cocuk cok yaki$ikli, kiz cok guzel, baba cok babacan(altan erkekliden bahsediyorum). kizin yaptigini, yani sevgilisini daha uc gunde aldatmasini ho$ goruyor degilim ancak aklimda "a$kin saati ve zamani yok, nerede ne $ekilde kar$ina cikacagini kimse kestiremez" diye yorumladim, affetmeye yakinim. her $eyden once ortada yeni bir a$k yok, belki zamanla kullenen ama halen var olan bir cocukluk a$ki var mazisi 25 seneye dayanan. kiz kendini cocugun yatagina atmasaydi iyiydi, o kisimda bozuldum sadece, yoksa bir ba$kasina a$ik olmasina lafim yok. en azindan burakla konu$ana kadar beklemeliydi, hic olmadi telefonda konu$maliydi. bak filmin sonunda burak ne kadar delikanli bi cocuk cikti. nerde kaldi gunumuzde oyle yerde gordugu hic tanimadigi bir insani alip taksiye atip hastaneye goturen ki$i? aksine yanindan paldir kuldur uzakla$irlar.
milyonlarca kesi$en yolu saniyelerle es gecmek ancak bu kadar olabilirdi. arkalarini donseler, saglarina sollarina baksalar cok onceleri gorecekler birbirlerini. gorecekler ama tanimayacaklar, o da ayri bir konu. yani herhangi bir tesaduf aninda gozgoze gelmelerinin bir anlami da olmayacakti.
ayni yerde ayni dakikada dogdular, ayni anda ayni yerde biri bir digerine can verdi, a$kiyla, kalbiyle.
not: denizin olmesi cok koydu aminakoyim ya. misal bu entryi aminakoyim ile bitirmek istemezdim ama harbi dokundu sevgili okuyan. ben sovmeyeyim de kimler sovsun amina koyayim.
bak yine ya!
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?