aşık olunduğundan emin olunan anlar

istanbul-izmir yolunu ankara’dan gecirebildiğin andır.

özlüyorsan tamamdır.sen aşıksın arkadaş.

verilen herseye karsilik bir sey alma ihtiyaci hissedilmeyen anlardir. onemli olanin verebildigin kadarini vermek oldugunu dusundugun anlardir.

genelde yanıldıgım durumdur, ahh tamam kesın oldu bu sfer derım herseferınde ama gel gorkı, asık olmak da kızlık gıbı gelıp gecıcıdır, asık olmussunuzdur bır kere degmeyen bırıne ve gıtmıstır, bırdaha dıkıs tutmaz gonlunuz.

aşık olduğunu sonuna kadar inkar ettiğin andır.

sizi karşı cinsten biriyle tanıştırdıklarında ve o kişinin sizden hoşlandığını hissettiğinizde, aşık olduğunuz kişiye ihanet ediyormuşsunuz gibi gelmesi .

kendinizle celismeye basladıgınız, kendinize noluyo bana diye sormaya basladıgınız an.

bir gün hayat dedikleri şeyi merak edersen unutmaki hayat hayatım diyebileceğin insanı bulunca başlar.

sevdiğin kişiye hayatım dediğin an...

kanser terapisi sizi etkileyip kusmaya başladığınızda,en ufak bir iğrenme göstermeden kusma kayığını tutan ve sırtınızı sıvazlayan sevgilinize baktığınız andır.

öncelikle rahatsızlanmaktır.durup dururken gülümsemedir bazen... telefonu kötü kapadığında yanında bitivermektir.her gördüğün yeni $eyden ikinize birer tane almak istemektir.hiç size uymasa da ders çalışmaktır.yastığınızdaki kokusunu içinize çekerek uyumaktır.öpüşünce baş dönmesi yaşamanızdır.sevgilinin belinde uyuyakalmaktır.öyle kıskanmaktır ki zarar verdiğini farkedip onu kırmamak için kendini frenlemeye çalışmak ama her şeyi berbat etmektir.inanmaktır.yemin etmek değil söz vermektir.kendini sürekli yenilemektir. bunların sadece bir çırpıda akla gelen $eyler olduğunu farketmektir.bu anlar özel anlardır;

(bkz: şu an)

durum kar$ılıksızken bir mesajı için ölüp bitmektir. en sonunda gelen mesajı binbir kalp carpıntısıyla acıp yava$ yava$ sindire sindire okumanızdır. en ufak bir sözcügünden binlerce anlam cıkarmak sonra da kendine kızmaktır.

bir gun kumsaldasınızdır, yaz mevsimi olmasına ragmen hava kapalıdır. serersiniz havlunuzu kumun üzerine, oturursunuz. sanki hiç görmemi$ de hasret kalmı$ oldugunuz dalgalı denize bakarsınız.
karadenizdir; hırçındır. istediginde uysal yumu$ak ba$lı olup içindeki her bir girdapla sizi kucaklarken, hırçın oldugunda o girdaplarıyla içine çeker hapseder ya, içiniz de böyledir.

kendi sınırlarınıza sıgmayı bırakıp etrafınızı sarmalayıp sizi gururunuza hapseden kilitleri kırma güdüsü baskın gelir.

"1 mesajınız var!"

küçük bi gülümseme yapı$ır yüzünüze. gülümsemenize e$lik eden küçük çiseler sizi mutlu kılar.

"seni dü$ündüm bu gun..."

çiseleme yaz yagmuruna bırakmı$tır yerini. damlalar yüzünüze kalbinize vurur ok gibi.

ben bu adamı çok sevmi$im ya...

"yaz yagmuru dü$er durur yüregime
bir küçük a$k yeter benim hasretime
sen de benim yagmurum ol
damla damla yag gönlüme"

aynı anda utanarak gözgöze gelmek.

aşık olunduğundan emin olunan anlar başlığının altındaki her entryye uzun bir iç çekerek ve gülümseyerek muhteşem oyu verdiğinin farkedildiği anlardır.

yine mi lan dediğin anlam veremediğin iç gıcıklanması yaşadığın, yumuşacık hissettiğin anlardır.

aşık olunan kişiye atılacak olan mesajın tekrar tekrar okunması.gönderildikten sonra "acaba benim yazdığım gibi mi gitmiş?"diye tekrar gönderilmiş kutusuna girilmesi ve gelen mesajın da her harfine, her boşluğuna bir anlam yüklediğin an.

cebindeki son parayla aldığın hediyeyi koşa koşa ona götürürken, yüzünde belirecek olan gülümsemeyi hayal etmek.

cok $iddetli kavgalarin sonunda bile sesini ozleyip telefonlara sarildigin andir bu an. kavga etsin ama en azindan sesini duyabileyim du$uncesi ile hareket eder psikopata baglarsin durumu.

midenin dansöz gibi oynadığı,kalbin alabora gibi döndüğü anlardır.

özgüven patlaması yaşadığın bir anda karşına çıktığında, elinin ayağının dolaşması ve vücudundaki her uzvun saçmasalak, senden bağımsız tepkiler vermesi buna örnektir.

daha önceden hoşlanılan kişi ile alkollü bir ortamda karşılaşılınca. damarlardaki alkol oranın artmasıyla doğru orantılı olarak.