playback

$arki soyleyen ki$inin sadece agzini acip kapatmasi ve arkada gelen muzigin bir $ekilde arizalanmamasina duaci olmasi durumu.kaset sarar yahut cd sicarsa $arkicinin da sicmasi an meselesidir.ne de guzel olur oyle durumlar.

(bkz: karaoke)

(bkz: half playback)

konserlerde yapilmasi durumunda seyirci tarafindan linc edilme tehlikesi dogdugu kanitlanmistir. (bkz: muslum gurses)

yakinda pop muzik soylemekle ayni anlama gelicek hadise.

turk sarkicilarinin gerceklestirebildikleri tek eylem.

(bkz: canli performans)

(bkz: playback yapanin seyirciye mikrofon uzatmasi)

ne gerizekali bi sistemdir bu ve nasil kabul gormu$tur toplum tarafindan, anla$ilir gibi gelmiyor insana. en boktan tarafi da $arkinin bitemsien 5/6 saniye kala sesin iyice yava$lamasi. playback yapiyorum ben haberiniz olsun diye bagirsan belki daha az anla$ilacak ama o sesin yava$lamasi yok mu cileden cikartir insani. 5 saniye sonra $arki bitecektir, arka plandan gelen ses iyice zayiflar ama $arkiyi soyleyen ki$inin mikrofon halen daha agzinda ve ayni $iddetle $arkiyi soyluyor gibi yapmaya devam eder. i$te tam o esnada ben deliririm, yakinlarimda olsa mikrofonu alip bir taraflarina monte etme istegi ile yanip tutu$urum.

itici olmak isteyen şarkıcının başvurursa çok kısa vadede ve çok başarılı sonuç alacağı eylem.

delay durumunda tamamen iğrenç olan şeydir.solo söyleseler daha güzel olur.

play ve back kavramlarını ayrı ayrı düşünerek şarkıyı götüyle söylediklerini sanıyordum küçükken.
gerçi çok da farklı bir durum değilmiş, onu büyüyünce anladım.

bir dönem tribünde icra edildiğinde ön sıralardan tokmak, ayakkabı, su şişesi, ayran kutusu vb cisimlerinin kafanıza uçmasına zemin hazırlayan eylem.