dogvillein devamı olan 2005 yapımı film..
manderlay
yönetmen: lars von trier
oyuncular: bryce dallas howard, isaach de bankole , danny glover, willem dafoe
danimarka-isveç-hollanda, 2005
35 mm. / renkli / 139’
abd’nin ahlaki ve tarihi temellerini inceleyen, dogville ile başlayıp washington ile sonlanacak olan “abd - fırsatlar ülkesi” üçlemesinin bu ikinci filminde lars von trier, kendine özgü tarzıyla sinema ve tiyatroyu karıştırarak her şeyi bir adım daha çılgınlığa doğru götürüyor. 2005 cannes film festivali’nde altın palmiye’ye aday gösterilen manderlay’de, grace rolünde bu kez nicole kidman yerine bryce dallas howard var; james caan’ın rolünü ise willem dafoe üstlenmiş. öykü, ilk filmde olduğu gibi john hurt’ün sesinden anlatılıyor. filmde rol alan diğer tanınmış yüzler arasında chloë sevigny, udo kier , jean-marc barr ve lauren bacall sayılabilir.
manderlay, amerika’nın güneyinde bir yerlerdeki ıssız topraklarda bulunan manderlay çiftliğinin tuhaf ve rahatsız edici öyküsünü anlatıyor. grace ve babası, yerleşecek uygun bir yer bulmak üzere dogville kasabasından güneye doğru yola çıktıklarında takvimler 1933 yılını gösteriyordu. tesadüfen, alabama eyaletinde, manderlay adında bir çiftlik köyünde dururlar. grace, kapısı zincirli bu köyün içinde, kölelik tam yetmiş yıl önce kaldırılmamış gibi yaşayan beyaz sahipler ve zenci kölelerle karşılaşır. babası, başkalarının işine karışmamasını tavsiye etse de grace, kendi gibilerin elinde eziyet çeken kölelere bir vicdan borcu olduğunu düşünür ve bu kasabayı özgürleştirerek ilk hasatlarına kadar burada kalmaya karar verir.
“grace’i, tüm dünyaya amerikan yaşam tarzını kabul ettirmeye çalışan günümüz abd’sine benzetmek çok kolay. aynı zamanda grace’in benim yarattığım bütün ana karakterler gibi olduğuna dikkat çekmek de yerinde olur. grace herkes için hep en iyisini istiyor, ama her şey cehennemi bir hal alıyor. irk politikaları göz önüne alındığında filmimin alışıldık normlar dışında algılanmasını bekliyorum. eğer birilerini kışkırtıyorsam, bana göre hava hoş. boş provokasyonlar pek işe yaramaz, ama bir kışkırtmayla bir sürü ağır tepki alırsan hedefi on ikiden vurdun demektir.” –lars von trier.
oyuncular: bryce dallas howard, isaach de bankole , danny glover, willem dafoe
danimarka-isveç-hollanda, 2005
35 mm. / renkli / 139’
abd’nin ahlaki ve tarihi temellerini inceleyen, dogville ile başlayıp washington ile sonlanacak olan “abd - fırsatlar ülkesi” üçlemesinin bu ikinci filminde lars von trier, kendine özgü tarzıyla sinema ve tiyatroyu karıştırarak her şeyi bir adım daha çılgınlığa doğru götürüyor. 2005 cannes film festivali’nde altın palmiye’ye aday gösterilen manderlay’de, grace rolünde bu kez nicole kidman yerine bryce dallas howard var; james caan’ın rolünü ise willem dafoe üstlenmiş. öykü, ilk filmde olduğu gibi john hurt’ün sesinden anlatılıyor. filmde rol alan diğer tanınmış yüzler arasında chloë sevigny, udo kier , jean-marc barr ve lauren bacall sayılabilir.
manderlay, amerika’nın güneyinde bir yerlerdeki ıssız topraklarda bulunan manderlay çiftliğinin tuhaf ve rahatsız edici öyküsünü anlatıyor. grace ve babası, yerleşecek uygun bir yer bulmak üzere dogville kasabasından güneye doğru yola çıktıklarında takvimler 1933 yılını gösteriyordu. tesadüfen, alabama eyaletinde, manderlay adında bir çiftlik köyünde dururlar. grace, kapısı zincirli bu köyün içinde, kölelik tam yetmiş yıl önce kaldırılmamış gibi yaşayan beyaz sahipler ve zenci kölelerle karşılaşır. babası, başkalarının işine karışmamasını tavsiye etse de grace, kendi gibilerin elinde eziyet çeken kölelere bir vicdan borcu olduğunu düşünür ve bu kasabayı özgürleştirerek ilk hasatlarına kadar burada kalmaya karar verir.
“grace’i, tüm dünyaya amerikan yaşam tarzını kabul ettirmeye çalışan günümüz abd’sine benzetmek çok kolay. aynı zamanda grace’in benim yarattığım bütün ana karakterler gibi olduğuna dikkat çekmek de yerinde olur. grace herkes için hep en iyisini istiyor, ama her şey cehennemi bir hal alıyor. irk politikaları göz önüne alındığında filmimin alışıldık normlar dışında algılanmasını bekliyorum. eğer birilerini kışkırtıyorsam, bana göre hava hoş. boş provokasyonlar pek işe yaramaz, ama bir kışkırtmayla bir sürü ağır tepki alırsan hedefi on ikiden vurdun demektir.” –lars von trier.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?