1842de trabzonda dünyaya geldi. trabzon valisi hazinedar zade vezir abdullah paşanın kızı. 3 yaşındayken ailesiyle istanbula taşındı. özel öğretmenlerden ders aldı. genç yaşta evlendirildi. kısa süren bu ilk evliliğinin ardından bahriye nezareti mektupçusu mehmet ali efendi ile yeniden dünya evine girdi. ilk evliliğinden, "ilk zevcim beni o kadar kıskanırdı ki güzel giyinmekten, şiir yazıp okumaktan bile men ederdi. hatta, "kirpiklerinin uzunluğu gözlerine pek çok letafet veriyor diyerek kirpiklerimi keserdi" diye şikayet ettiği biliniyor. fitnat hanımın şair yönü ve şiirleri süleyman nazif bey tarafından keşfedilip edebiyat dünyasına tanıtıldı. 1911de istanbulda yaşamını yitirdi ve edirnekapı mezarlığına defnedildi.
fitnat hanım
sernığun etdi felek asâyışım peymanesin
çünki dilşad eylemez neşveyle ben mestanesin
azmi suyi meykede elvermedi çekdim ayağ
başına çalsun heman ol bivefa demhanesin
ayşü nüşu suhbeti değmez anın hiç bir pula
neylerim zilli serab asâ şu mihman hanesin
cura nuşi badei eltafı olmakdır muhal
bendegân terk etmesün mı meclisi şahanesin
vadü alâmu gamda kaldım ey sakil dehr
mahrem etdi yâr zira meclise bigânesin
şemai suzane hacet kalmadı çünki yeter
ateşi cevrinde yakdı âkibet pervanesin
pertevi camı cemim dâra ile fahr eylesün
badezin yad etmesün fitnat gibi divanesin
çünki dilşad eylemez neşveyle ben mestanesin
azmi suyi meykede elvermedi çekdim ayağ
başına çalsun heman ol bivefa demhanesin
ayşü nüşu suhbeti değmez anın hiç bir pula
neylerim zilli serab asâ şu mihman hanesin
cura nuşi badei eltafı olmakdır muhal
bendegân terk etmesün mı meclisi şahanesin
vadü alâmu gamda kaldım ey sakil dehr
mahrem etdi yâr zira meclise bigânesin
şemai suzane hacet kalmadı çünki yeter
ateşi cevrinde yakdı âkibet pervanesin
pertevi camı cemim dâra ile fahr eylesün
badezin yad etmesün fitnat gibi divanesin
muhammes
etme rağbet düşmeni bed kâre allah aşkına
verme fursat öyle her mekkâre allah aşkına
olmasun mahrem rakib esrare allah aşkına
sen edersen razıyım azâre allah aşkına
kıl mürüvvet verme yüz ağyare allah aşkına
kapladı miratı kalbim ol kadar jenki melal
bisteri gamda yatub derdinle oldum bi mecal
hasreti didarın ey meh eyledi pek hasta hal
öyle zar oldu tenim gelse ecel bulmak muhal
ben şehidi gamzenim bir çare allah aşkına
ey tabibi canü dil rahm eyle bu bimarına
muntazırdır göz göz olmuş zahmler tımârına
bari bir gün mazhar eyle mihrı lütf âsârına
desti lütfunla deva kıl hastai nâçarına
merhemi kâfur ister yâre allah aşkına
hey ne sihre etdin bana ol çeşmi cadular ile
eyledin aklım perişan zülfi şebbuler ile
şaneveş sad çâk sinem fikri giysular ile
pâre pâre eyleme müjganü ebruler ile
yine zahm açma reki bimare allah aşkına
kalmadı dilde tehammul gayri derdi fırkate
eyle mahrem sevdiğim bir kere bezmi vuslate
sun lebi can bahşını bu mübtelâyı mihnete
lali nabzın ile can ver nâ ümidi sıhhate
son nefesde bi meded nâ çare allah aşkına
servi kaddin sureti ayrılmaz aslâ dideden
rühların gitmez hayâli hatırı rencideden
nev nihâlim kaçma lütf et âşıkı gamdiden
saklama gel ruyıını bir bülbüli şurideden
arzı didar eyle ey mehpare allah aşkına
gamzeler kim tabı meyden kâh hun âlud olur
lâhzada bin âşıkı aşüfte dil nâbud olur
nazrei hışmın dahi ihsandan madud olur
her nigâhın âfeti can, dil yine hoşnud olur
ne belâye düşmüş ol âvâre allah aşkına
jenki gamden saf eyle sevdiğim ayineni
kıl çerağı bezmi vaslın âcizi bi kîneni
şöyle dilsuz eyledi bu bendei dirineni
sine sin yandı sine görmeyelden sineni
merhamet kıl fitnatı gamhare allah aşkına
etme rağbet düşmeni bed kâre allah aşkına
verme fursat öyle her mekkâre allah aşkına
olmasun mahrem rakib esrare allah aşkına
sen edersen razıyım azâre allah aşkına
kıl mürüvvet verme yüz ağyare allah aşkına
kapladı miratı kalbim ol kadar jenki melal
bisteri gamda yatub derdinle oldum bi mecal
hasreti didarın ey meh eyledi pek hasta hal
öyle zar oldu tenim gelse ecel bulmak muhal
ben şehidi gamzenim bir çare allah aşkına
ey tabibi canü dil rahm eyle bu bimarına
muntazırdır göz göz olmuş zahmler tımârına
bari bir gün mazhar eyle mihrı lütf âsârına
desti lütfunla deva kıl hastai nâçarına
merhemi kâfur ister yâre allah aşkına
hey ne sihre etdin bana ol çeşmi cadular ile
eyledin aklım perişan zülfi şebbuler ile
şaneveş sad çâk sinem fikri giysular ile
pâre pâre eyleme müjganü ebruler ile
yine zahm açma reki bimare allah aşkına
kalmadı dilde tehammul gayri derdi fırkate
eyle mahrem sevdiğim bir kere bezmi vuslate
sun lebi can bahşını bu mübtelâyı mihnete
lali nabzın ile can ver nâ ümidi sıhhate
son nefesde bi meded nâ çare allah aşkına
servi kaddin sureti ayrılmaz aslâ dideden
rühların gitmez hayâli hatırı rencideden
nev nihâlim kaçma lütf et âşıkı gamdiden
saklama gel ruyıını bir bülbüli şurideden
arzı didar eyle ey mehpare allah aşkına
gamzeler kim tabı meyden kâh hun âlud olur
lâhzada bin âşıkı aşüfte dil nâbud olur
nazrei hışmın dahi ihsandan madud olur
her nigâhın âfeti can, dil yine hoşnud olur
ne belâye düşmüş ol âvâre allah aşkına
jenki gamden saf eyle sevdiğim ayineni
kıl çerağı bezmi vaslın âcizi bi kîneni
şöyle dilsuz eyledi bu bendei dirineni
sine sin yandı sine görmeyelden sineni
merhamet kıl fitnatı gamhare allah aşkına
bir diğer fitnat hanım;
istanbulda doğdu, doğum tarihi bilinmiyor. 1780de yine istanbulda yaşamını yitirdi. asıl adı zübeyde. şeyhülislam ebu ishakzade mehmet esad efendinin kızı. özel derslerle eğitildi. küçük yaştan itibaren edebiyat ve şiirle ilgilendi. rumeli kazaskerlerinden mehmed efendi ile evlendi. günümüze kadar gelen kadın şairler arasında en dikkat çekicilerden biri. aydın ve şairi bol bir çevrede yetişti, döneminin sanat-edebiyat çevrelerinde bulundu. şiirleri kadar nükteleri, koca ragıp paşa ve şair haşmet ile aralarında geçen şakalaşmalarla da bilinir. ancak günümüze ulaşan bu şakaların bir kısmının uydurma olduğu sanılıyor. türkçeyi çok güzel kullanır, şiirlerinde zaman zaman halkın konuştuğu dile de yer verir. ama şiirlerine kadın içtenliği ve inceliği yansımaz. yayınlanmış bir divanı var. kendisini anlamayan, ruhuna denk düşmeyen, şiirle uğraşmasına bir anlam veremeyen kocası derviş mehmet efendi ile evliliğinde mutlu olmadığı biliniyor.
istanbulda doğdu, doğum tarihi bilinmiyor. 1780de yine istanbulda yaşamını yitirdi. asıl adı zübeyde. şeyhülislam ebu ishakzade mehmet esad efendinin kızı. özel derslerle eğitildi. küçük yaştan itibaren edebiyat ve şiirle ilgilendi. rumeli kazaskerlerinden mehmed efendi ile evlendi. günümüze kadar gelen kadın şairler arasında en dikkat çekicilerden biri. aydın ve şairi bol bir çevrede yetişti, döneminin sanat-edebiyat çevrelerinde bulundu. şiirleri kadar nükteleri, koca ragıp paşa ve şair haşmet ile aralarında geçen şakalaşmalarla da bilinir. ancak günümüze ulaşan bu şakaların bir kısmının uydurma olduğu sanılıyor. türkçeyi çok güzel kullanır, şiirlerinde zaman zaman halkın konuştuğu dile de yer verir. ama şiirlerine kadın içtenliği ve inceliği yansımaz. yayınlanmış bir divanı var. kendisini anlamayan, ruhuna denk düşmeyen, şiirle uğraşmasına bir anlam veremeyen kocası derviş mehmet efendi ile evliliğinde mutlu olmadığı biliniyor.
neşve-i cam-ı muhabbetle gönül cuş eyler
çekilen der ü gamı cümle feramuş eyler
kıl hazer alma sakın aşık-ı zarın ahın
seni bir şuh-ı sitemkara felek dun eyler
bir nigehle komadı derdimi takrire mecal
çeşm-i mestin nice guyaları hamuş eyler
hale-i mah gibi sineye çekmiş mihri
bezm-i vuslatta o kim yari deraguş eyler
sen hem gülşen-i hüsnünde figan et cü hezar
fıtnata derd-i dilin belki o gül guş eyler
çekilen der ü gamı cümle feramuş eyler
kıl hazer alma sakın aşık-ı zarın ahın
seni bir şuh-ı sitemkara felek dun eyler
bir nigehle komadı derdimi takrire mecal
çeşm-i mestin nice guyaları hamuş eyler
hale-i mah gibi sineye çekmiş mihri
bezm-i vuslatta o kim yari deraguş eyler
sen hem gülşen-i hüsnünde figan et cü hezar
fıtnata derd-i dilin belki o gül guş eyler
beni derdinle yeter zâr etdin
yok mu insâfın a zalim söyle
çeşm-i mestin gibi bîmâr etdin
yok mu insâfın a zalim söyle
ruhların taze gülü handandır
leblerin derd-i dile dermandır
sühanın mürde-i aşka candır
yok mu insâfın a zalim söyle
âşık-ı zâre cefâ kârındır
öldüren gamze-i hunharındır
eden ihyâ yine güftarındır
yok mu insâfın a zalim söyle
ey sehi-kamer ü şîrin-güftâr
bülbül-i vird-i ruhun gerçi hezâr
var mıdır bencileyin âşık-ı zâr
yok mu insâfın a zalim söyle
yok mu insâfın a zalim söyle
çeşm-i mestin gibi bîmâr etdin
yok mu insâfın a zalim söyle
ruhların taze gülü handandır
leblerin derd-i dile dermandır
sühanın mürde-i aşka candır
yok mu insâfın a zalim söyle
âşık-ı zâre cefâ kârındır
öldüren gamze-i hunharındır
eden ihyâ yine güftarındır
yok mu insâfın a zalim söyle
ey sehi-kamer ü şîrin-güftâr
bülbül-i vird-i ruhun gerçi hezâr
var mıdır bencileyin âşık-ı zâr
yok mu insâfın a zalim söyle
(bkz: fitnat)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?