lepra:
tibbi arastirmalarin geri oldugu 15. ve 16. yuzyil avrupasinda cuzzam tehlikeli bir hastalik olarak tanitiliyordu. romanlara ve sinemaya bu yonuyle yansidigindan gunumuzde dahi ayni korkutucu imajini korumaktadir. halbuki hastaliga sebep olan "mycobacterium leprae" adindaki bakteri, cogu yonuyle tuberkuloz basiline benzer. ayni zamanda aside dayanikli bir yapiya sahiptir.
cuzzam, nadir olarak bulasan, salginlar halinde gorulmeyen bir hastaliktir. mikroplar vucuda girdikten 3-5 yil gibi uzun bir zaman sonra belirtileri gorulmeye baslanir. belirtileri ve hastaligin seyri cinsine gore degisiklikler gosterir.
cuzzamin baslica iki tipi vardir:
a) noduler veya lepramatoz
b) noral veya tuberkuloid
noduler cuzzamin belirtileri
* genellikle tekrarlayan ates krizleri ile kendini belli eder.
* yuzde kirmiziya calan sislikler ortaya cikar.
* daha sonra siskinlikler sertleserek birlesir. sertlesme sirasinda agri yaparlar.
* sisliklere dokunuldugu zaman hasta bunu hissetmez.
* yuzden baska; kulaklar, burun ici, onkol bolgeleri ve apis aralari sisliklerin sik goruldugu yerlerdir.
* hastaligin ilerledigi devrede yuz sis ve yuvarlak bir gorunus alir. gozler cukurlarina kacmis; burun yassidir.
* dil, girtlak ve bogazda yaralar olusur. bu yaralar iyilestikten sonra, yerlerinde sert bir kabuk ve sekil bozuklugu kalir.
noral cuzzamin belirtileri
* cuzzam mikroplarinin sinirler uzerine etkili olmalari halinde belirtiler "noduler cuzzam"inkinden farkli bir seyir izler.
* sinirlerin harap olmasi neticesinde, vucutta ve kalcalarda erime gorulur. sinirlerin zarara ugradigi bolgelerde deri hissizlesir ve soluklasir.
* daha sonra curumeler ve yaralar ortaya cikar.
* el ve ayak parmaklarinda gangrenlesme baslar.
* cuzzam zannedildigi gibi tedavisi mumkun olmayan tehlikeli bir hastalik degildir.
* bugun turkiyede basari ile tedavi edilmektedir. yeter ki zamaninda muracaat edilip gerekli tedavi baslatilsin.
* bircok bulasici hastaliga karsi kullanilan sulfonamid ve streptomisin tipi ilaclar cuzzam icin de oldukca etkilidirler.
* hasta ile cok siki temasta bulunmadikca bulasma tehlikesi yoktur. bu sebeple, tedavi sirasinda hastayi ayirmaya gerek gorulmemektedir.
kaynak :
http://www.sutlas.com/lepr_0001.htm
cuzzam
sadece sakat olan ve nasil ortaya ciktigi bilmedigim deri hastaligi..once deriyi sarip daha sonra vucudun butun fonksiyonlarinin icine edebiliyor..ayrica deriyide oyle bir hale getiriyorki insani taninmaz yapiyor.allah dusmanimin basina vermesin...
bir zamanlar toplum dışına itilen kurbanlarıyla korkunç bir hastalık sayılan cüzam, artık tedavi edilebilmektedir. hastalığa eskiden bütün ülkelerde rastlanılırdı. günümüzde ise yalnız nemli, tropikal ve yarı tropikal bölgelerde görülmektedir. yeterli besin almayanlar ya da açlık çekenler ise özellikle tehlikede sayılır. dünyada, 2 - 10 milyon arasında cüzamlı bulunduğu sanılmaktadır. her yıl, yaklaşık 200.000 yeni vakaya rastlanılmaktadır.
belirtiler
cüzam iki biçimde ortaya çıkar ve her ikisinde de belirtiler, iki ya da üç yıl süren uzun bir kuluçka döneminden sonra görülür. tüberküloit cüzam denen türünde dirseğin arkasındaki ulna siniri kalınlaşır ve iltihaplanır; bedende çay lekesine benzer lekeler oluşur. duyum yokluğu nedeniyle farkına varılmayan küçük zedelenmeler ve enfeksiyon daha büyük hasarlara yol açar.
"lepromatöz cüzam" adı verilen öteki türünde ise ilk belirtiler, altındaki iltihap nedeniyle kalınlaşan, kabaran, buruşan, uyuşmuş bölgelerdir. en ağır biçimlerinde bütün deri etkilenir; daha az şiddetli vakalar ise, daha çok yüz ve kulakları etkiler. yüz, "aslan yüzü" görünümü alır. kulaklarda, burunda ve yanaklarda yumuşak derialtı oluşumları gelişir ve genellikle başka bakterilerin bulaşmasıyla, kangrene dönüşen yaralar açılır. ayrıca çevresel sinirler hasar görür; geniş yama biçimli duyarsız bölgeler ve felçler ortaya çıkar. bazen bu durum, bütün kolu ya da bacağı etkiler.
nedenler
cüzamın nedeni, "mycobacterium leprae" adlı bakteridir. bakteri, deri ve sinirleri etkileyerek duyum yitimine, ağır vakalarda ise biçim bozukluğuna yol açar. hastalığa neden olan bakteri, bir kişiden ötekine deri temasıyla ve - büyük bir olasılıkla - burundan çıkan damlacıklarla geçer. böceklerle, sterilize edilmemiş dövme iğneleriyle, derialtına yapılan şırıngalarla da bulaştığı bilinmektedir. bulaşıcı bir hastalık olmasına karşılık, uzun süre yakın temas söz konusu değilse cüzama yakalanma olasılığı azdır. bu yüzden cüzam, çoğunlukla aile içinde etkili olur.
tüberküloit cüzam hastalığın daha hafif bir biçimidir. genellikle etkilenenler, kulak arkasındaki yüz sinirleri ve elin bir bölümüne ait ulna siniridir. yavaşça beliren bir uyuşukluk ve çevresel sinirlerde (omurilikten başlayıp beden yüzeyine yayılan sinirler) duyum yitimiyle ortaya çıkar. dirseğin arkasındaki ulna siniri kalınlaşır ve iltihaplanır; bedende çay lekesine benzer lekeler oluşur. duyum yokluğu nedeniyle farkına varılmayan küçük zedelenmeler ve enfeksiyon daha büyük hasarlara yol açar.
"lepromatöz cüzam" adı verilen öteki türünde ise bakterinin neden olduğu zarar, çok daha ağır ve yaygındır. cüzam, tedavi edilmezse ilerler. duyarsız bölgeler kolayca zarar görür; zedelenmeler fark edilmez, iltihaplanır, bazen kangren olur ve böylece el ve ayak parmakları yitirilir.
sinirlerin iltihaplanması, çevresel kas gruplarının felcine yol açarak, bilek ya da ayakta felç yapar. tedavi edilmeyen hastaların en az yüzde 25inde yüz biçiminin bozulması ya da ciddi sakatlığa varan biçim bozuklukları görülür.
toplumdan yalıtılma korkusu, hastaların tedavi için zamanında başvurmasına ve cüzamın çevreye yayılmasına yol açar. ancak tedavi görmekte olanların genellikle hastalığı bulaştırmadıklarından, yalıtılmaları gereksizdir.
tedavi
tanıda "lepromin testi" olarak bilinen deri testinden yararlanılır. böylece hastanın direnci ölçülür. direnç yüksekse, tüberküloit cüzamın hafif vakalarında olduğu gibi, bazen kendi kendine ya da birkaç aylık ilaç tedavisiyle geçer. direnç düşükse, ilaç tedavisi yayılmayı sınırlar, ama yineleme eğilimi olduğu için ömür boyu ilaç almak gerekebilir.
tedavi edilmeyen cüzam genellikle yaşamı kısaltmaz; yavaş ilerlediği için zamanla artan sakatlıklara ve biçim bozukluklarına neden olur. bununla birlikte, modern tedaviyle ve erken tanıyla bu üzücü sonuçların önlenebildiğini unutmamak gerekir.
tedavi, bir sülfür bileşiği olan dapson (dds) ile yapılır. dapson haftada iki kez ağızdan alınır. bu tedavi yıllarca, bazen de ömür boyu sürer. hasta, dapsonun yan etkilerine dayanamazsa, sülfakson ve rifampisin gibi başka bileşikler alabilir. genellikle hastalarda ilaca tepki olarak karaciğer iltihabı ya da kansızlık oluştuğundan, bu ilaçlarla birlikte vitamin ve demir hapları verilir.
zarar görmüş sinirlere yeniden duyarlılık kazandırmak olanaklı olmasa da, etkilenmiş kaslar fizik tedavi ile sağlığa kavuşturulabilir. kangrenli bölgeler ameliyatla alınır; yüzün ciddi olarak etkilenmiş bölümlerine plastik cerrahi uygulanabilir.
http://www.netbul.com/superstar/ozeldosyalar/saglik/hastaliklar/deri/index.asp
belirtiler
cüzam iki biçimde ortaya çıkar ve her ikisinde de belirtiler, iki ya da üç yıl süren uzun bir kuluçka döneminden sonra görülür. tüberküloit cüzam denen türünde dirseğin arkasındaki ulna siniri kalınlaşır ve iltihaplanır; bedende çay lekesine benzer lekeler oluşur. duyum yokluğu nedeniyle farkına varılmayan küçük zedelenmeler ve enfeksiyon daha büyük hasarlara yol açar.
"lepromatöz cüzam" adı verilen öteki türünde ise ilk belirtiler, altındaki iltihap nedeniyle kalınlaşan, kabaran, buruşan, uyuşmuş bölgelerdir. en ağır biçimlerinde bütün deri etkilenir; daha az şiddetli vakalar ise, daha çok yüz ve kulakları etkiler. yüz, "aslan yüzü" görünümü alır. kulaklarda, burunda ve yanaklarda yumuşak derialtı oluşumları gelişir ve genellikle başka bakterilerin bulaşmasıyla, kangrene dönüşen yaralar açılır. ayrıca çevresel sinirler hasar görür; geniş yama biçimli duyarsız bölgeler ve felçler ortaya çıkar. bazen bu durum, bütün kolu ya da bacağı etkiler.
nedenler
cüzamın nedeni, "mycobacterium leprae" adlı bakteridir. bakteri, deri ve sinirleri etkileyerek duyum yitimine, ağır vakalarda ise biçim bozukluğuna yol açar. hastalığa neden olan bakteri, bir kişiden ötekine deri temasıyla ve - büyük bir olasılıkla - burundan çıkan damlacıklarla geçer. böceklerle, sterilize edilmemiş dövme iğneleriyle, derialtına yapılan şırıngalarla da bulaştığı bilinmektedir. bulaşıcı bir hastalık olmasına karşılık, uzun süre yakın temas söz konusu değilse cüzama yakalanma olasılığı azdır. bu yüzden cüzam, çoğunlukla aile içinde etkili olur.
tüberküloit cüzam hastalığın daha hafif bir biçimidir. genellikle etkilenenler, kulak arkasındaki yüz sinirleri ve elin bir bölümüne ait ulna siniridir. yavaşça beliren bir uyuşukluk ve çevresel sinirlerde (omurilikten başlayıp beden yüzeyine yayılan sinirler) duyum yitimiyle ortaya çıkar. dirseğin arkasındaki ulna siniri kalınlaşır ve iltihaplanır; bedende çay lekesine benzer lekeler oluşur. duyum yokluğu nedeniyle farkına varılmayan küçük zedelenmeler ve enfeksiyon daha büyük hasarlara yol açar.
"lepromatöz cüzam" adı verilen öteki türünde ise bakterinin neden olduğu zarar, çok daha ağır ve yaygındır. cüzam, tedavi edilmezse ilerler. duyarsız bölgeler kolayca zarar görür; zedelenmeler fark edilmez, iltihaplanır, bazen kangren olur ve böylece el ve ayak parmakları yitirilir.
sinirlerin iltihaplanması, çevresel kas gruplarının felcine yol açarak, bilek ya da ayakta felç yapar. tedavi edilmeyen hastaların en az yüzde 25inde yüz biçiminin bozulması ya da ciddi sakatlığa varan biçim bozuklukları görülür.
toplumdan yalıtılma korkusu, hastaların tedavi için zamanında başvurmasına ve cüzamın çevreye yayılmasına yol açar. ancak tedavi görmekte olanların genellikle hastalığı bulaştırmadıklarından, yalıtılmaları gereksizdir.
tedavi
tanıda "lepromin testi" olarak bilinen deri testinden yararlanılır. böylece hastanın direnci ölçülür. direnç yüksekse, tüberküloit cüzamın hafif vakalarında olduğu gibi, bazen kendi kendine ya da birkaç aylık ilaç tedavisiyle geçer. direnç düşükse, ilaç tedavisi yayılmayı sınırlar, ama yineleme eğilimi olduğu için ömür boyu ilaç almak gerekebilir.
tedavi edilmeyen cüzam genellikle yaşamı kısaltmaz; yavaş ilerlediği için zamanla artan sakatlıklara ve biçim bozukluklarına neden olur. bununla birlikte, modern tedaviyle ve erken tanıyla bu üzücü sonuçların önlenebildiğini unutmamak gerekir.
tedavi, bir sülfür bileşiği olan dapson (dds) ile yapılır. dapson haftada iki kez ağızdan alınır. bu tedavi yıllarca, bazen de ömür boyu sürer. hasta, dapsonun yan etkilerine dayanamazsa, sülfakson ve rifampisin gibi başka bileşikler alabilir. genellikle hastalarda ilaca tepki olarak karaciğer iltihabı ya da kansızlık oluştuğundan, bu ilaçlarla birlikte vitamin ve demir hapları verilir.
zarar görmüş sinirlere yeniden duyarlılık kazandırmak olanaklı olmasa da, etkilenmiş kaslar fizik tedavi ile sağlığa kavuşturulabilir. kangrenli bölgeler ameliyatla alınır; yüzün ciddi olarak etkilenmiş bölümlerine plastik cerrahi uygulanabilir.
http://www.netbul.com/superstar/ozeldosyalar/saglik/hastaliklar/deri/index.asp
(bkz: lepra)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?