cengelkoy-kuzguncuk arasinda kucuk ama mukemmel bir semt. cok hos bir sahili var. ayrica bayagi tarihi bir mekan. beylerbeyi camii ve beylerbeyi sarayi bilinmesi gereken yerleridir. istanbulun yasanisi yerlerinden bir tanesi.
beylerbeyi
sancak beylerinin başı.
istanbulun yaşanılası tarihi boğaza kıyısı olan semti.
akşam sahilde oturup, sting konseri dinleyebileceğiniz semt. ses aynen gelir.
izmirde bir rakı-balık mekanı.
osmanlı devlet teşkilatında eyalet idaresinden sorumlu askerî ve mülkî yetkiler taşıyan en yüksek görevli.
on dördüncü yüzyıl boyunca beylerbeyi, osmanlı devletinde taşra kuvvetlerinin kumandanı ve çeşitli sancaklara dağılmış beylerin topluca amiri durumundaydı. dolayısıyla belli bir bölge ile doğrudan doğruya münasebeti yoktu. ilk defa olarak sultan birinci murad han zamanında lala şahin paşa, rumeli beylerbeyi olarak tayin edildi. edirne ise, beylerbeyliğin ilk merkezi yani paşa sancağı oldu. daha sonra bu beylerbeyliğe ilave olarak 1393’te anadolu, 1413’te ise rum (amasya, tokat, sivas) ve daha sonra karaman beylerbeylikleri kuruldu.
on altıncı yüzyılın ilk yarısında osmanlı devletine geniş yeni toprakların ve ülkelerin katılmasına kadar yeni devletin ilk iki yüz yıllık gelişmesinde bu dört beylerbeyliğin önemi çok büyük oldu. on beşinci yüzyıl beylerbeyi beratlarına göre bunların görevleri şu şekildedir: eyaletindeki bütün devlet işlerinde sultanın temsilcisi olarak beylerbeyi, divanında askerî zümresine dair çeşitli meseleleri halletmek. bölgesinde emniyeti sağlamak. timarlıların atanma ve terakkileri ile belli bir miktara kadar timar tevcih işlemlerini yürütmek. beylerbeylerinin bu genel otoritelerine karşı bölgelerinde bir sancağın kendilerine ayrılmış olması dolayısıyla normal idarede bunlar da birer sancak beyi sayılabilirler. ayrıca bölgelerindeki sancak beylerinin tayinlerinin doğrudan doğruya merkezden yapılması ve sancak beylerinin idarede ve seferlerde yine sultanın emriyle ayrı olarak görevlendirilebilmeleri beylerbeylerinin otoritelerini sınırlandırmaktadır.
on yedinci yüzyılda ise sancakbeyi tayinlerinde beylerbeyilerin (eyalet valilerinin) daha fazla sözü geçmeye ve bazı tayinler bunların tavsiyesiyle yapılmaya başlandı. ancak geçen süre zarfında beylerbeyilerin sayıları da arttığından eski kıymet ve itibarları kalmadı. eyaletlerin kaldırılması ile, vilayetlerin teşekkülü ve buralara valilerin tayin edilmesi ile beylerbeylik bir unvandan ibaret kaldı.
klasik devirde osmanlı devletindeki beylerbeylikler şunlardır: rumeli, cezayir, budin, temaşvar, anadolu, karaman, eyalet-i rum, haleb, şam, mısır, yemen, habeş, diyarbakır, rakka, bağdat, basra ve lahza, van, dulkadriye, erzurum, kıbrıs, cezayir-i garb, kefe, tiflis, kars, trablus-ı mağrib, pelengan, revan, şemahi, bosna, kanije, eğri, özü, adana, trabzon ve çıldır.
on dördüncü yüzyıl boyunca beylerbeyi, osmanlı devletinde taşra kuvvetlerinin kumandanı ve çeşitli sancaklara dağılmış beylerin topluca amiri durumundaydı. dolayısıyla belli bir bölge ile doğrudan doğruya münasebeti yoktu. ilk defa olarak sultan birinci murad han zamanında lala şahin paşa, rumeli beylerbeyi olarak tayin edildi. edirne ise, beylerbeyliğin ilk merkezi yani paşa sancağı oldu. daha sonra bu beylerbeyliğe ilave olarak 1393’te anadolu, 1413’te ise rum (amasya, tokat, sivas) ve daha sonra karaman beylerbeylikleri kuruldu.
on altıncı yüzyılın ilk yarısında osmanlı devletine geniş yeni toprakların ve ülkelerin katılmasına kadar yeni devletin ilk iki yüz yıllık gelişmesinde bu dört beylerbeyliğin önemi çok büyük oldu. on beşinci yüzyıl beylerbeyi beratlarına göre bunların görevleri şu şekildedir: eyaletindeki bütün devlet işlerinde sultanın temsilcisi olarak beylerbeyi, divanında askerî zümresine dair çeşitli meseleleri halletmek. bölgesinde emniyeti sağlamak. timarlıların atanma ve terakkileri ile belli bir miktara kadar timar tevcih işlemlerini yürütmek. beylerbeylerinin bu genel otoritelerine karşı bölgelerinde bir sancağın kendilerine ayrılmış olması dolayısıyla normal idarede bunlar da birer sancak beyi sayılabilirler. ayrıca bölgelerindeki sancak beylerinin tayinlerinin doğrudan doğruya merkezden yapılması ve sancak beylerinin idarede ve seferlerde yine sultanın emriyle ayrı olarak görevlendirilebilmeleri beylerbeylerinin otoritelerini sınırlandırmaktadır.
on yedinci yüzyılda ise sancakbeyi tayinlerinde beylerbeyilerin (eyalet valilerinin) daha fazla sözü geçmeye ve bazı tayinler bunların tavsiyesiyle yapılmaya başlandı. ancak geçen süre zarfında beylerbeyilerin sayıları da arttığından eski kıymet ve itibarları kalmadı. eyaletlerin kaldırılması ile, vilayetlerin teşekkülü ve buralara valilerin tayin edilmesi ile beylerbeylik bir unvandan ibaret kaldı.
klasik devirde osmanlı devletindeki beylerbeylikler şunlardır: rumeli, cezayir, budin, temaşvar, anadolu, karaman, eyalet-i rum, haleb, şam, mısır, yemen, habeş, diyarbakır, rakka, bağdat, basra ve lahza, van, dulkadriye, erzurum, kıbrıs, cezayir-i garb, kefe, tiflis, kars, trablus-ı mağrib, pelengan, revan, şemahi, bosna, kanije, eğri, özü, adana, trabzon ve çıldır.
kuzey kıbrıs türk cumhuriyetinde bir köy. eski ismi balabayıs olan köy, girnede bulunmaktadır.
~http://www.trncinfo.com/
~http://www.trncinfo.com/
aslinda guzel bir semttir ama bir sikintisi var. misal ara sokaklarindan birinde gecenin gec saatlerinde kaldiniz mi umkun degil taksi falan bulamazsiniz. gecmez o taksiler. ayrica ne taksisi ya? gece gec saatte hicbir araba gecmez. eger bir taksi duragi telefonu yoksa yaninizda sictiniz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?