tabiri kaygı bozukluğudur. bu hastalığa yakalanmış şahıslar her bir boku takar kafasına.
1) ruhsal belirtiler: hafif bir sıkıntı hissinden, şiddetli bir kontrolünü kaybetme, çıldırma ya da ölüm korkusuna kadar uzanan geniş bir yelpazede yer alan duygusal belirtilerdir.
2) fiziksel belirtiler: çarpıntı, nefes darlığı, titreme gibi çeşitli sistemlere ait belirtilerdir.
3) bilişsel belirtiler: depersonalizasyon, derealizasyon gibi algı bozuklukları, yer, zaman, kişilerle ilgili yanılsamalar şeklinde kendisini gösteren konfüzyon, olayların anlamını değerlendirmede yanlışlıklar, konsantrasyon bozukluğu ve hatırlama güçlüğü anksiyete durumlarında ortaya çıkan bilişsel belirtilerdir.
kardiovaskuler sistem taşikardi, çarpıntı hissi, göğüs ağrısı, baygınlık hissi
kas-iskelet sistemi ağrı, sızı, seğirme, sertlik, ürperme, yorgunluk.
nörolojik sistem baş dönmesi, uyuşukluk, görme bulanıklığı, titreme, güçsüzlük
gastrointestinal sistem yutma güçlüğü, karın ağrısı, bulantı, intestinal huzursuzluk, diare.
genito-üriner sistem sık idrar, sıkışma hissi, cinsel bozukluk, menstruasyon sorunları.
otonom sinir sistemi ağız kuruması, terleme, baş ağrısı, ateş basması, ellerin buz gibi olması.
solunum sistemi göğüste basınç hissi, nefes kesilmesi, iç çekme, nefes darlığı, hiperventilasyon.
anksiyete bozukluğu
(bkz: anksiyete)
benim icin cok degerli olan bir insanda da var bu rahatsizliktan.
cok bilgi sahibi degilim ama gecmis hayatında hemen her konuda suclandigi, her hatanın kendisinde olduguna dair tepkiler sebebi ile bunyede yer ediyor sanirim bu psikolojik rahatsizlik ama gecici. ilaclari var, kullaninca bir sure sonra cillop gibi bir prikolojiye sahip olabiliyor insan.
baslica belirileri aglama krizleri. ama oyle boyle degil, belgeselde tavsan ziplasa birey aglayabiliyor mesela. elbette o anda konu tavsan degil. o tavsanin kürkü biraz kirli bile olsa birey bu konu ile alakali sorumluluk hissedebiliyor, kendini suclayabiliyor. cunku daha once yasamis olduklarinda hep kendine suclu hissettirilmis, hem beceriksiz basarisiz ve hatali hissettirilmis. ayni birey 15 bin km uzakliktaki bir volkanik adada yanardag patlamasi olsa, bundan dahi kendine pay cikartabilecek performansa sahip olabiliyor.
tüm bu etkilesimler elbette bireyin kendisine hayati cehennem etmesinin yani sira, kendisine deger veren insanlari da son derece olumsuz hissettiriyor dogl olarak.
sözün özü, insanlara iyi davranin kafanizi kiririm.
cok bilgi sahibi degilim ama gecmis hayatında hemen her konuda suclandigi, her hatanın kendisinde olduguna dair tepkiler sebebi ile bunyede yer ediyor sanirim bu psikolojik rahatsizlik ama gecici. ilaclari var, kullaninca bir sure sonra cillop gibi bir prikolojiye sahip olabiliyor insan.
baslica belirileri aglama krizleri. ama oyle boyle degil, belgeselde tavsan ziplasa birey aglayabiliyor mesela. elbette o anda konu tavsan degil. o tavsanin kürkü biraz kirli bile olsa birey bu konu ile alakali sorumluluk hissedebiliyor, kendini suclayabiliyor. cunku daha once yasamis olduklarinda hep kendine suclu hissettirilmis, hem beceriksiz basarisiz ve hatali hissettirilmis. ayni birey 15 bin km uzakliktaki bir volkanik adada yanardag patlamasi olsa, bundan dahi kendine pay cikartabilecek performansa sahip olabiliyor.
tüm bu etkilesimler elbette bireyin kendisine hayati cehennem etmesinin yani sira, kendisine deger veren insanlari da son derece olumsuz hissettiriyor dogl olarak.
sözün özü, insanlara iyi davranin kafanizi kiririm.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?