batı dünyasındaki ilmi, teknik ve beşeri alandaki gelişmeler karşısında müesseseleri ihtiyaca cevap verememiş ve dolayısıyla gelişmeyi, kalkınmayı gerçekleştirememiş olan osmanlı devleti tasfiye noktasına gelmişti. batı dünyası, sadece osmanlı devleti’ni tasfiye ve taksim etmekte kalmamış, bu devletin dayanağı, asli unsuru yani türk milletini de yok farz etmiştir. doğuda ve çukurova’da ermeni, batıda, marmara ve karadeniz bölgesi’nde de rumları taşeron olarak kullanmak suretiyle osmanlı devleti ile birlikte binlerce yıldan beri insanlık medeniyetine çoğu konularda öncülük etmiş olan türk milletini de ölü milletler mezarlığına göndermek istemiştir. zira mondros mütarekesi ve sevr antlaşması bunun resmi belgesidir.
osmanlı devleti’nin başında bulunan yöneticiler bu esaret belgesini imzalamışlar, taşeron gruplar, anadolu’nun çoğunluğunu teşkil ettiklerini ispat edebilmek için aralıksız bir katliam başlatmışlardı. savaş mağlubu olarak ordusu terhis edilmiş, silah ve cephanelerine el konmuş, gelirleri borçlarına karşılık haciz edilmiş osmanlı devleti’nin batılı devletlerin türklerin anadolu’ya girişi ve fethi ile gündeme getirmiş oldukları ve ortak bir ideal olarak yaşatmış olarak meselesinin çözümü için ortaya konulan katliam planlarına dur demesi de mümkün değildi. zira balkanlar, kafkasya ve ortadoğu’daki yapılanma anadolu için de geçerli idi.
işte böyle bir ortamda istanbul’a çağrılmış olan türk subayları arasında türk milletini esaret ve katliamlara boyun eğmeyeceğine inanan ve bu inancını yakın arkadaşları ile paylaşan ve bunu hayata geçirmek için anadolu’ya geçmiş olan mustafa kemal paşa’nın şahsında başlatılmış olan millî mücadele için atılmış olan ilk ve önemli adımlardan birisi de amasya tamimi’dir.
(bkz: tehlikenin farkında mısınız)
(bkz: seri tehlike yaratan ibneler)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?