ahlak

mehmet volkan balbay
ahlak kavramı günümüzde çokça tartışılan bir kavramdır. bu tartışmaların temelinde yatan sebep ise bilgisizliktir. kavramın etimolojik kökenini bilmemekten kaynaklanan tartışmaların neredeyse tamamı dönüp dolaşıp cinsellikte tıkanır kalır. öyleyse herşeyden önce "ahlak" kavramının ne demek olduğunu anlayalım:

günümüzde yunanca kökenli etik kavramı ile değiştirilmeye çalışılan "ahlak " kavramı, arapça bir kelimedir. kelimeyi lengüistik açıdan incelemeyi bir kenara bırakıp, semantik açıdan ele aldığımızda, bu kavramın: "yaratılıştan getirilen ve fıtrat tarafından özümsenen özelliklerin bütünü" anlamına geldiğini görmekteyiz.

dolayısyla "insan ahlakı"; doğuştan getirilen tüm özellikler ile insan tarafından özümsenen tüm yaşamsal tecrübelerin, insanın ruhunda birleşip eriyerek, iyi ve kötü yönleriyle dışa yansımasıdır. toplum ahlakı ise bu durumun kitlesel olarak ortaya konmasıdır.

aynen toplumsal normların ve toplumsal değerlerin ana kaynağı konusunda tespit ettiğimiz gibi bireysel ve toplumsal ahlakın ana kaynağı da aynı makamdır: "allah" insan ne kadar inkar ederse etsin, şayet bahsettiğimiz bu olguların kökenine ulaşmaya çalışırsa, bunun ne doğanın bizatihi kendisinde, ne de uzayın derinliklerinde olmadığını görecektir. yapılacak bu araştırmanın sonucunda, yaratılan ilk insana ve alak suresinin 3 ve 4. ayetlerinde zikredilen "öğretim" işlemine ulaşılacaktır.

sonuç olarak ahlak kuralları; allah ın beşer için belirlediği sınırların, insan tecrübesi ile çeşitlenmiş ya da kokuşmuş halidir... her şeyi kokuşturmakta üstün bir yeteneğe sahip olan ademoğlunun kahir ekseriyetinin, yaratıcının belirlediği ahlakî kuralları kokuşturmakta geç kalmadığı malumunuzdur sanırım.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol