yapılan açıklamada ifade edilenler hepimizin bildiği ve burada dile getirdiğimiz gerçeklerdir. genelkurmay başkanlığının son yıllarda ve yakın geçmişte gözler önüne serilen, bazı kasıtlı ve "güç gösterisi haline getirilmekten de tehlikeli bir hal almış irticai faaliyeteri", gerektiği kadar örneklemiş ve bu durumun verdiği endişeyi dile getirmiştir. ancak bu açıklamada dikkat çekmek istediğim iki nokta var ki, bence konunun düğüm noktası da budur. birincisi bu paragraf:
"son günlerde, cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. bu durum, türk silahlı kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. unutulmamalıdır ki, türk silahlı kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur."
evet, cumhurbaşkanlığı seçimi başlığında yazdığım son entry aklıma geldi bu paragrafı okuyunca. bakın işte, ülkenin içine sürüklenmesine ramak kalmış bu bataklık vaziyetini yakinen görmek için ankarada yaşamak, belli partilerin içinde bulunmak ya da bir ideolojik görüşü benimsemek gerekmiyor. başımızda bulunan laiklik ve cumhurtiyet rejiminin ilerlemesine değil, gerilemesine sebep olacak bir yönetim anlaşıyının; bu yönetim içindeki bazı ellerin işi toplumsal oyun haline getirmesinin vardığı nokta; ayrıca yine bu endişeleri yaşatan grubun ülkenin en önemli makamlarını, birer birer avucunun içine almak istemesinin verdiği tedirginliğin bir dışa vurumudur.
demokratik hak elbette seçilen kişi ya da kişilere saygıyı gerektirir. ancak burada dikkat edilmesi gerekilennokta "irticai faaliyetler" kavramıdır. sana demokratik yollarla verilmiş olan bu görevi, eğer ülkenin hassas noktalarını eşeleyecek bir şekilde, toplumsal huzuru kaçııp siyasi güvensizliği kaybettirecek bir halde kullanmaya yeltenirsen, bunu daha fazla devm ettirmen mümkün değildir. zira bu noktada, sadece beyinlere kazınmış ve en geniş bakış açısına sahip olsa bile içinde bir yerde belirli ideolojileri barındıran siyasi grupların değil, ülkenin sarsılmaz bütünlüğü ve bağımsızlığının en büyük ifadesi olan silahlı kuvvetlerin, durumu hangi yönde gördüğü önemlidir.
açıklamada dikkat çeken ikinci paragraf ise şu:
" özetle, cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder atatürk’ün, “ne mutlu türküm diyene!” anlayışına karşı çıkan herkes türkiye cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır."
ne mutlu türküm diyene sözünde bile bir art niyet bulup, kavram karmaşaları içinde boğularak, farkında olmayarak ayrımcılık yaratan kimselerin ne kadar da büyük bir gaflet içinde bulunduklarının genelkurmay tarafından dillendirilmesi de önemlidir. aslında içerde bizi tahrik eden ve yakamızı hiçbir zaman da bıramayacakmış gibi görünen bazı şer düşünceler ve bunun sonucu olan saptırılmış yönlendirmelerin, özde, türk kimliği ve bütünleştirici yapısını hala da kavrayamamaların verdiği rahatsızlık da açıkça göülmektedir.
kısaca, ne gerici ne de ayrıştırıcı fikir ve eylemlerin hiçbir zaman amacına ulaşamayacağına dair bazı hatırlatmaların yapıldığı, ve bence de bazı gruplar için düşünsel dinamizmin korunması ve davranışlarını ona göre devam ettirmeleri açısından önemli bir açıklama olmuştur.
bu açıklamada, sadece demokrasiye karşı bir müdahalede bulunulduğunu söylemek, dünyanın en saf davranışı olur sanırım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?