zülfü livaneli

2002 yazında bodrum’da tekneyle sahip olduğu villanın önünden geçmiştim. (zaten tekne dışında bir şeyle geçmek pek mümkün değil.) süper sessiz bir koyda yaptırmış evini ve bu evlerden orada sadece üç adet var. teknenin kaptanı söylemişti onun olduğunu. fiyatı da yanılmıyorsam, 500.000$ civarında bir şeydi. lehçe, "rower naszego profesora pelagda zyka polskiego" diye bağırıp kaçmıştım. anlamı, "vay ızdırıbanı sikiyim millet nerelerde yaşıyor" a denk geliyor..

kendisinde türk kanı olmadığı için türk milletini fazla sevmeyen atatürkün yaptığı devrimin üstüne devrim yapma taraftarı olan bir zaman atatürkün kurduğu ama şimdi o eski halinden eser olmayan partiden milletvekili olan sesini beğenmediğim halde bestelerine ve müzik kulağına hayran olduğum efendiliğiyle ön plana çıkan sanatçımızdır..

politikadan uzak durdugu surece turkiyenin en buyuk sanatci ve aydinlari arasinda kalicak kisilik karakter sahibi insan. gurbet duygusunu insanin icine cizecek sesin kardesi, odayi kirece, yuzumu gulece boyuyan adam.

adam gibi adamdir.sanatci gibi sanatcidir.500bin kisiye konser vermisligi vardir.inanilmaz guzel sarkilari vardir.bir donem de siyasetin icinde bulunmustur ama bu pis islerle ugrasamayacak kadar temiz yurekli bir insan oldugu icin vazgecmistir...

beyaz show’da birazdan şişirilmekten dolayı patlayacak olan iltifata layik sanatçıdır...

sesinin guzel olmadiginda israr etmeme ragmen sanatci kisiligi, hayata karsi durusu ve muzisyenligine laf soyleyemeyecegim insan.

siyasetin firildaklarindandir.hep on plana cikip aday olmaya calisir veyahutta ortaligi karistirir ama hepte en son anda ortadan cekilir ve kaybolur.degisik bir sahsiyet,sen muziginle ugras kardesim siyaset senin icin 10 beden buyuk is diyesim gelir hep bu adama..he sanki diger siyasetciler daha mi iyi degil tabi,o da ayri bir mevzu basli basina..

"tık… kapandı telefon. bu da aynı diye geçirdim içimden. bir gün dediklerimi değil, demek istediklerimi anlayacak bir erkek çıkmayacak mı karşıma! hava kötü dediğimde sadece havadan söz etmediğimi anlamak bu kadar zor mu? ille de, ben bu hayattan bıktım, türünde sözler mi etmeliyim? işim çok dediğimde, bana sahip çıkacak bir erkeğe ihtiyaç duyduğumu anlayacak biri…
yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? düpedüz, sarıl bana dedikten sonra sarılmanın ne anlamı kalır!"

(bkz: serenad)

dün gece kuruçeşme arena konseri ile bir kez daha sanatçılığını göstermiştir.
şarkıların hepsini seyirci korosuyla birlikte söyledi. merhaba yla başlayıp eşkiya dünyaya hükümdar olmaz ile biten gecede şarkılarıyla: uğur mumcu ’ya,nazım hikmet ’e,orhan veli ’ye,abidin dino’ya,konstantin kavafis ’e,mikis theodorakis ’e selamlar gönderdi.
bu sabahli boğaz ağrım ve ses kısıklığımın sebebi de olsa iyi ki böyle biriyle şarkılar söyleyebildim.

az once google plus’da beni bir takim cercevelere ekleyen sanatci. gercek mi fake mi bilemedim ama gercekse sevindirici olmu$ $ahsim adina.

her insana nasip olmayacak bir şansa sahiptir kendisi. muhteşem söz yazarlığı sanatının yanında kitlelerce sevilip tutulması, her bir ağızdan şarkılarının dillere dökülmesi, hiç kolay değil.

türkiye’de sadece 1 albüm yapıp, sokaklarda onların ardından koşuşturan magazin muhabirciklerinin sorularına " ben bir sanatçı olarak..." diye başlayan cümleleriyle kendilerini osuruktan sanatçı olarak addeden kişileri utandırabilecek bir model.

ve bu adam bunu başarmış bir sanatçıdır. neden mi bahsediyorum?

http://tinyurl.com/7b2plpl

şarkılarıyla pek aram yoktur fakat kitaplarını çok severim.
serenad; bir kedi, bir adam, bir ölüm; engereğin gözü kitaplarını pek bir sevdim.

gerçek bir sanatçı ve fikir adamıdır.

konsere cikmadan once soyunma odalarinin orada saldiriya ugrami$, hem de yoktan yere sebeple.

boyle bir sanatciya nasil saldirilir zerre anlamak mumkun degil.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23563938.asp

96'dan beri yuruttugu unesco iyi niyet elçiliğinden istifa etmiş olan sanatçı. istifa gerekçesini ise insan hakları ihlallerine, düşünce ve basın özgürlüğüne yönelen saldırılara karşı unesco'nun sessizliği olarak açıkladı. bm'nin istanbul'da düzenlediği toplantıyı da eleştiren livaneli, 'sûr yok edilirken, dünya mirasını koruma konuşmaları yapanlar ikiyüzlü' dedi.

1994 istanbul yerel seçimlerinde, belediye başkanı olsaydı belki bugün her şey çok farklı olabilirdi. çünkü o seçimi uzun adam kazandı. belki de hiçbir şey farklı olmazdı. aman.

kardeşimin hikayesi ve konstantiniye oteli kitaplarıyla, toplumsal olaylara değinse de edebi olarak zayıflayan yazar. elif şafak kurmuş sanki o cümleleri ya da canan tan.

ayrıca sabahattin ali'nin, leylim ley şiirinin de bestecisidir.

otobiyogrofi türünde yazdığı, sevdalım hayat adında bir kitabı vardır. okunasıdır.

ayrı bir entry konusu olarak; gerçekten yazar çizgisi iyice bozulmuştur.

kardeşimin hikayesi'nde gazeteci kızımız pelin, kendinden bahsederken tek çocuk olduğunu söyler. kitabın ilerleyen sayfalarında pelin, ailesini arar ve annesinin, babasının, kardeşinin iyi olduğunu öğrenir.

acı çekiyorum zülfü abi. üzdün.

(bkz: sevda degil)

turkiyenin en buyuk sanatcilarindan biridir.
bir kac kitaba, devrimle paralel onlarca $arkiya, verdigi 500,000 ki$ilik konsere imza atmi$tir; ataturk’un partisine yaki$acak bir genel ba$kan olmasina kar$in siyasetle ugra$amayacak kadar temiz biri oldugu icin bu i$lerden vazgecmi$tir.

(bkz: ada)