uraz

baş: dışarı çıkmaya görsün. ne zaman dışarı çıkarsak, başımıza gelmeyen gariplikler kalmaz..
bir gün başımı evden dışarı çıkarayım dedim,kuş sıçtı. "başa gelen çekilir" şeklinde düşünerek,başımdaki pisliği ordan çekmeye çalıştım ama nafile,niyet midir ki bu hemen ordan çekiyorsun! çekemedim tabi, öylece bıraktım orda,son bir kez daha "başa gelen çekilir" dedim gittim..

yakışık halleri barındırma durumu(dur)..bu yazdığın pek yakışık olmadı,bu yaptığın pek yakışık olmadı şeklinde örneklerle devam edilebilr.genelde iyi yapılan şeyler karşılığında ödülmüş gibi sunulur ya da kabul edilir..
mesela: bilgi sözlüğe yazmak, bizim için yakışık olan bir hal ise o halde hepimiz yakışıklıyız..

(bkz: cazibe hanımın gündüz düşleri)
hayaldi gerçek oldu..
adamlar kendi kabuslarını bizim güzel hayallerimize mal ettiler yaa ne desek boş..
seçim propagandası yapayım derken seçim promagandasına dönüşen insanlar,,hayaldi gerçek oldu...

kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmayı marifet bildiğimiz en yegane şeydir.. şimdi bu küfür için ne desem küfretmiş olacam ona, o yüzden ne diyeceğimi bilemedim şimdi..
-lan senin var yaa ana avradını.....
-ne küfür ediyon mına kodumun çocuğu..
günde 1657 kere duyarım bu diyaloğu. hani platonik değil,güzel tarafı o...

(bkz: taşımak) anca çekici olanlar bilir bunu.

kimilerinin bilmiyorum diyerek ayak yaptığı,kimilerinin 3 ayak yaptığı, kimilerinin ise ne yaptığı belli olmasa bile "ha lay çekiyoruz ha sapıtıyoruz ne farkeder" dediği türden bir oyundur.
hee bir de başı vardır bunun düğün sonunda hiçbir şey olmamış gibi davranıp evine giden..

çekirdekten yetişmiş kız modeli. öyle olmasa idi kimse ile çekirdek çitler gibi çatır çatır sevişemezdi. annesine sorsan o da aynı şeyi söyler "bakireyim"..
siz çekirdek yerken "ben yeniliyorum ya da yeniyorum " diyen bir çekirdek gördünüz mü! ? ama çatır çatır ses geliyor..

evlilik aşkı öldürüyor.
ayrılık aşkı öldürüyor
sevişmek aşkı öldürüyor
kötü şakalar aşkı öldürüyor
çok fazla beraber olmak aşkı öldürüyor
sıkı alışkanlıklar aşkı öldürüyor
v.s v.s v.s
lan o zaman biz niye aşık oluyoruz,olmasak da niye bunun için çabalıyoruz.
illa cinayet işlemek için aşık mı olmalıyız yani..
ben şunu bilirim akabinde söylerim " bütün genellemeler yanlıştır hatta bu bile"

lise dönemlerinde hocalarla iletişimin muazzam oluşunu fırsat bilen birkaç kişiydik biz.biz denilen bu birkaç kişiden birisi, geometri dersinin sınavında " sinc=cosa+cosb ise abc üçgeninin dik üçgen olduğunu gösteriniz."şeklindeki soruya "bunu yazan sinüs okuyana kosinüs" cevabını vermiştir. sınav sonucunda alınan not tabiki suyun donma noktasıyla aynı sayıya eşitti lakin olaya psikolojik yaklaşıldığında - hocamızın: sınavlarda ne yaparsanız yapın kopya çekmeyin- deyişine büyük bir özveri gösterdiğimiz kanısı uyanıyordu. yazılı kaynaklarda suyun donma noktasıyla eş değer notlar görmüş olduysak da,kanaatimce biz hocanın kanaat notlarıyla geçmiştik biz o dersleri..

hee bu arada yukarıda yazmış olduğum soru sadece bir örnekti, soruyu hatırlamış olmam için önce soruyu okumuş olmam gerekiyordu,bunu da dipnot olarak eklemek istedim..

türkiyede il olabilmiş tek şehrimizdir.
istanbul şekilde görüldüğü üzre..
bir de içel vardır aslında ama o da mersinden öteye geçememiştir..
eyyy istanbul sen ne büyük şehirsin bee..

en kısa yoldan bu oy almak isteniyorsa "süleyman" nick’i ile bilgiç olmak yeterlidir sanırım..
hani bilmeyenler için not düşeyim; arkadaşlar arasında bana muhteşem derler, süleyman oyları da sizlerin sayesinde olacak inşallah..

ilk hangi erkeğin taşımasıyla başlamıştır ya da taşıtılmasıyla birlikte kaç yılından beri erkeklerin giyimlerini de etkilemeye başlamıştır bilmiyorum ama son bir kaç yıldır benim giysi seçimimde büyük etkisi olan bir çantadır.
tshorte,ayakkabıya veyahutta pantolona bakarken mutlaka uyumunu aklıma getirdiğimdir..

(bkz: erkek arkadaşına çantasını taşıtan bayan modeli )

"beğenilen başlıklara muhteşem puanı verebiliyor mu" bunu merak ettiğim sözlüktür..
merak şeklindeki bu sorumu bırakacak bir yer arıyordum, ahan da buraya bırakıyorum..

dünyada benden başka herkesin kullandığı bir dildir..

bence diyemediğim herşeydir sence.. sence nedir?

alakasız olacak belki ama, başlık başka girilen entry başka şeklinde bir durum oluşur gibisinden bakıyorum ben olaya..

(bkz: kıçı ayrı başı ayrı oynamak)

-uraz büyüyünce ne olacan?
-baba olacam tabiki.
-iyi o zaman önce şu önündeki ıspanağı ye bakalım
-ama önce sen önümdekini kaldır.
-hee tamam çorbayı bitirmişsin kaldırıyorum o halde..

masa yuvarlak olmasa da yuvarlak ol masada.

tıpkı "toplu fotoğraf çektirecektik ama sen yoktun çektiremedik" şeklindeki iğrenç espri anlayışına benzer bir örneği bu yuvarlak masa cisminde de yaşarız. masamız vardı toplandık toplantı için ama ne toplantımızda top ne de masamızda yuvarlak vardı,sen olmayınca.....

-kız selma sözlümü nasıl buldun.
-bilmem ki karar veremedim,hiç çalışmamış çocuk.
-çalıştığı yerlerden sorsaydın sen de.
-ee sordum zaten nerelerde çalıştın diye ama hiç çalışmamış ki çocuk.
-ne diyorsun yani.
-0 veriyorum.
-iyi bari.

-zil çalar,ya da kapı vurulur,ya da kapıyı vururlar,ya da kapıya vururlar,ya da zili çalarlar,zilsiz kalırlar,kapı gibidirler-

-kapıya baksana abii.
-bakıyorum abi orda duruyor kapı...kim o ?
-ben
-ayben?
-yok! ben,sadece ben. ay çıkmadı daha.
-sen kimsin ula?
-biraz önce çalınan kapıyım
-kapı gibi adamdın lan sen, kim çaldı seni.
-az önce x fm de çalındım abi.

muhabbeti daha fenaaaa...

evini yıktırmak istemeyen büyükler olalım
belediye nasıl olsa gelir yıkar.
her iki cümlede de belediyenin "yıkar" eylemi daha kuvetlidir.