love will tear us apartı cover manyağı yapılmış adam. kanımca en güzeli the curea aittir.
2010’a kadar ara vermiş grup. ayrıca bateristi steve hewitt’in bireysel albüm çalışmaları yaptığı brian molko’nun da solo albüm yaptığı ve ağustos ayında çıkaracağı grup da aynı zamanda.
steve hewitt tarafından grup adına verilen yeni röp.larda en az 2010’a kadar gruba ara verdiklerini, bu tarihe kadar placebodan yeni birşey beklememiz gerektiği açıklanmıştır.
arayı şimdi, yani meds turnesi bitince vermelerinin sebebi ise yapım şirketleri olan virgin ile olan 5 albümlük kontratlarının sona ermesidir. hiçbir şirketle anlaşma yapmayacaklarını söylemişlerdir.
bu dönemde bireysel albümleri ile ilgilenecekler. molkonun solo albümü tutarsa placeboyu unutması da bir ihtimal, tekrar birleştiklerinde(birleşirlerse 2010a kim öle kim kala) eski kimyayı tutturamamaları da.
steve hewitt tarafından grup adına verilen yeni röp.larda en az 2010’a kadar gruba ara verdiklerini, bu tarihe kadar placebodan yeni birşey beklememiz gerektiği açıklanmıştır.
arayı şimdi, yani meds turnesi bitince vermelerinin sebebi ise yapım şirketleri olan virgin ile olan 5 albümlük kontratlarının sona ermesidir. hiçbir şirketle anlaşma yapmayacaklarını söylemişlerdir.
bu dönemde bireysel albümleri ile ilgilenecekler. molkonun solo albümü tutarsa placeboyu unutması da bir ihtimal, tekrar birleştiklerinde(birleşirlerse 2010a kim öle kim kala) eski kimyayı tutturamamaları da.
hangisi kız hangisi erkek asla anlaşılamayan veletler. aslında hepsi erkek imiş ama inanması güç. kurugürültü olmalarının yanında yine de başarıları takdir edilesidir zira herhangi bir konserlerini izlemeniz gerekmektedir anlamak için. teenler çok sevmektedir çok. onbinlerce kişiye konser vermektedirler. aferin çocuklar.
haklarında sürüsüyle şehir efsanesi olan gruptur. shirley mansonın grubu ilk dinlediğinde grupta yer almak için hepsiyle o barda, o gün birlikte olduğu söylenir. ki bu o kadar safsata bir haber de değil shirley mansonın bunu doğrulamışlığı "çok ilginç bir deneyimdi çok canım yandı ama harikaydı" dediği de vardır. yani burdan anladığımız kadarıyla ilk deneyimini yaşamıştır.
ayrıca istanbul konserlerinde seyirciye arkasını dönüp eteğini kaldırmışlığı da vardır ki shirley manson çok taş bir ablamızdır oarsı ayrı.
ayrıca istanbul konserlerinde seyirciye arkasını dönüp eteğini kaldırmışlığı da vardır ki shirley manson çok taş bir ablamızdır oarsı ayrı.
savage garden zamanlarında diğer grup elemanı daniel jones ile aralarında ilişki olduğu ve eşcinsel dedikodularına ta ki bir erkekle evlenene kadar inanmadığım adamdı. zaman zaman cıvıtsa da kalbimize her zaman buyur edebileceğimiz bir sestir kendisi.
şu hallerden
http://img113.imageshack.us/img113/4870/180pxdananddarrenre5.jpg
şu hale gelmiştir
http://www.darrenhayes.com/dh/images/blog_images/photo%2068.jpg
evlilik yaramamıştır.
en etkileyici savage garden zamanında daniel jonesun piyanosu eşliğinde çıplak ses aria olarak coverladığı lost without youdur kanımca;
http://www.youtube.com/watch?v=teirv7-c9fw
şu hallerden
http://img113.imageshack.us/img113/4870/180pxdananddarrenre5.jpg
şu hale gelmiştir
http://www.darrenhayes.com/dh/images/blog_images/photo%2068.jpg
evlilik yaramamıştır.
en etkileyici savage garden zamanında daniel jonesun piyanosu eşliğinde çıplak ses aria olarak coverladığı lost without youdur kanımca;
http://www.youtube.com/watch?v=teirv7-c9fw
son albümü american doll posseu ve onunla beraber tori ve kadınlarını pek beğenmiş olduğum güzel ve yaratıcı kadın. albümdeki ilk klip big wheeldaki oyuncak bebek hareketleri ayrıca enfes olmuştur ki kadınlarından en çok clyde ve pipi beğenmişimdir efendim.
"huzurlu, akustik, yumuşak tonlar soft bir vokal ve elimize bir fincan kahve al sana kings of convenience" denesi, yıllar önce o zaman tanımadığım eirik glambek boenin yere yatmış gitar çaldığı, başımızı döndüren, döne döne, çayır çimen geze geeze bir klibe sahip olan misread klibi ile tanışıp bırakamadığım grup.
fran healy gibi huzurlu bir sese sahip idi kendisi.
debutları quiet is the new loud ile riot on an empty street albümleri ayrıca nefistir.
ayrıca dont know what i can save you fromun röyksopp remixi de gayet güzeldir. sadece introyu biraz ileri almak lazımdır tık tık seslerinden hazzedilmiyorsa.
aynı zamanda radyo eksenin en sevdiği isimlerdendir.
fran healy gibi huzurlu bir sese sahip idi kendisi.
debutları quiet is the new loud ile riot on an empty street albümleri ayrıca nefistir.
ayrıca dont know what i can save you fromun röyksopp remixi de gayet güzeldir. sadece introyu biraz ileri almak lazımdır tık tık seslerinden hazzedilmiyorsa.
aynı zamanda radyo eksenin en sevdiği isimlerdendir.
alman rtl 2 radyosunun genel yayın yönetmeni francis zegutun kişisel blog sayfasında, şu an solo bir albüm için stüdyoda olduğunu yazdığı ve sonradan haberin doğrulandığı,içinde pink water singleının da olacağı solo albümün ağustosta çıkacağını öğrendiğimiz, eski nancy yeni boy. ayrıca son litvanya konserlerinde litvanyada çok homofobik olmasını protesto ediyoruz ayağına stefanı yalayıp yutmuş, götürmüş adamdır.
http://img.photobucket.com/albums/v506/marajade84/file13387254_img_3180_webd.gif
http://img.photobucket.com/albums/v506/marajade84/file13387241_img_3183_webd.gif
http://img.photobucket.com/albums/v506/marajade84/file13387254_img_3180_webd.gif
http://img.photobucket.com/albums/v506/marajade84/file13387254_img_3180_webd.gif
http://img.photobucket.com/albums/v506/marajade84/file13387241_img_3183_webd.gif
http://img.photobucket.com/albums/v506/marajade84/file13387254_img_3180_webd.gif
aslında gay ya da biseksüel olmadığını possion albümdenki kendi adını taşıyan riziko misali düetten anladığımız ses;
jay jay johanson
votre nom : jay-jay johanson
sexe : masculine
nationalité : i am swedish
age : im twenty eight
votre taille : im sixt foot two
votre poids : sixty two
signes particuliers : a lot of freckles
avez vous des tatouages : no not a single one, yet
où etiez vous samedi soir ?
tell me officer
arent you getting too personnal
say what am i
standing accused of
et la couleur de vos cheveux : im natural blond
vos yeux : purple
profession : im entertainerngle
avez vous de la famill
situation familiale : i am sie : mum, dad, and sisters
avez vous vous des enfants : not that i know
but wait a second here
tell me officer
arent you getting too personnal
say what am i
standing accused of
davoir volé le coeur dune jeune femme
bazı adamlar vardır ne söylese dinlersin hani diye lafa başlanası adamdır jjj. 4-5 yıl önce on the radio klibi ile tanıdığımda, sesinin güzelliğine hayran olmamak elde değil diye düşündürtmüştür. caz, elektronik, triphop karışımı melankolik müziği ve kırılgan sesi ile insanı kendine bağlamaktadır.
ne yani şimdi kalkıp dans mı edeyim ben bu parçada diye de ikilemde bırakır insanı en hareketli parçalarında bile.
kissle tanışmış çocukken bu hafiiif glam havası da paul stanleyden esmiş heralde diye düşünmeden edememekteyim. saksafon şarkılarında vazgeçemediği enstrümanlardan ve en güzel şarkılarını en güzel yapanlardan. bir sitesi vardı asla güncellenmeyen her sayfasında waiting waiting diyen bekledik bekledik sonunda kapandı.
alone again, suffering, believe in us, rush, two fingers, the sly seducer, i want some fun, even in the darkest hour, poison bir çırpıda söyleyebileceklerim ve insanı dinler dinlemez yakalayanlardan.
mutlu olmayı müzik yapmaya tercih edeceğini ama bir türlü mutlu olmayı beceremediğini söylüyor ya jjj ve bencilce hiç mutlu olmasın o diyorum.
jay jay johanson
votre nom : jay-jay johanson
sexe : masculine
nationalité : i am swedish
age : im twenty eight
votre taille : im sixt foot two
votre poids : sixty two
signes particuliers : a lot of freckles
avez vous des tatouages : no not a single one, yet
où etiez vous samedi soir ?
tell me officer
arent you getting too personnal
say what am i
standing accused of
et la couleur de vos cheveux : im natural blond
vos yeux : purple
profession : im entertainerngle
avez vous de la famill
situation familiale : i am sie : mum, dad, and sisters
avez vous vous des enfants : not that i know
but wait a second here
tell me officer
arent you getting too personnal
say what am i
standing accused of
davoir volé le coeur dune jeune femme
bazı adamlar vardır ne söylese dinlersin hani diye lafa başlanası adamdır jjj. 4-5 yıl önce on the radio klibi ile tanıdığımda, sesinin güzelliğine hayran olmamak elde değil diye düşündürtmüştür. caz, elektronik, triphop karışımı melankolik müziği ve kırılgan sesi ile insanı kendine bağlamaktadır.
ne yani şimdi kalkıp dans mı edeyim ben bu parçada diye de ikilemde bırakır insanı en hareketli parçalarında bile.
kissle tanışmış çocukken bu hafiiif glam havası da paul stanleyden esmiş heralde diye düşünmeden edememekteyim. saksafon şarkılarında vazgeçemediği enstrümanlardan ve en güzel şarkılarını en güzel yapanlardan. bir sitesi vardı asla güncellenmeyen her sayfasında waiting waiting diyen bekledik bekledik sonunda kapandı.
alone again, suffering, believe in us, rush, two fingers, the sly seducer, i want some fun, even in the darkest hour, poison bir çırpıda söyleyebileceklerim ve insanı dinler dinlemez yakalayanlardan.
mutlu olmayı müzik yapmaya tercih edeceğini ama bir türlü mutlu olmayı beceremediğini söylüyor ya jjj ve bencilce hiç mutlu olmasın o diyorum.
kasılmak istemediği, işiniz var arka fonda tatlı tattlı çalacak birşeyler arandığı zaman dinlenesi gruptur. debutları özellikle güzeldir. solistlerinin mr jones klibindeki şaklabanlıkları izlenesidir.
colorblind
ghost train
http://www.countingcrows.com
colorblind
ghost train
http://www.countingcrows.com
"bir tutam hip-hop, bol enstrumental biraz trip hop ,ingiliz alternatif rock ve müthiş vokaller, oldu mu sana unkle" denilesi,
dj shadow ve jason lavelle projesi olarak doğup dj shadow ayrıldıktan sonra da bitmeyen projedir.
ilk albüm psyence fiction da thom yorke, ian brown, richard ashcrofta kadar geniş bir vurucu liste vardır ki en güzel parçalarda da zaten kendileri mevcuttur zaten.
her parçaya değinmek istemiyorum.. zira çok tırt şeyler de var oturup dinlemeye gelmez.. olsa olsa bunlardan soundtrack felan olur... . evet napalım bu bir deneysel.. ama iyiler de fazla güzel..
albümün en güzellerinden bir demet önerebilirsek şayet;
lonely soul ve richard ashcroft. parça 9 dakika. ve repeate alınacak cinsten. richard aschroft kesinlikle çok başarılı ve şarkıda aradığınız her türlü tadı, enstrumanı bulabilirsiniz.
rabbit in your headlights ve thom yorke
kesinlikle enfes. müziği, yorkeun sözleri albümün en ağır parçası. her anlamda...
dolphins were monkeys ian brownun unkle remixi ve kesinlikle şahane. ian brown baştan çıkarıcı, biraz daha sıkarsam ulu bir remix.
ve ve yine ian brown ve enstrumental be there
bunların yanında bloodstain, ve unreal de pek hoş parçalar.
bloodstain de alice temple adında bir bayan vokal var ki kendisini tanımıyorum ve pek başarılı bulmadığımdan tanışmayı düşünmüyorum ancak parçanın albümde ferah bir etkisi var.
unreal de yine hoş bir enstrumental denemesi..
ikinci albüm never never land ve üçüncü albüm de şuan yolda.
dj shadow ve jason lavelle projesi olarak doğup dj shadow ayrıldıktan sonra da bitmeyen projedir.
ilk albüm psyence fiction da thom yorke, ian brown, richard ashcrofta kadar geniş bir vurucu liste vardır ki en güzel parçalarda da zaten kendileri mevcuttur zaten.
her parçaya değinmek istemiyorum.. zira çok tırt şeyler de var oturup dinlemeye gelmez.. olsa olsa bunlardan soundtrack felan olur... . evet napalım bu bir deneysel.. ama iyiler de fazla güzel..
albümün en güzellerinden bir demet önerebilirsek şayet;
lonely soul ve richard ashcroft. parça 9 dakika. ve repeate alınacak cinsten. richard aschroft kesinlikle çok başarılı ve şarkıda aradığınız her türlü tadı, enstrumanı bulabilirsiniz.
rabbit in your headlights ve thom yorke
kesinlikle enfes. müziği, yorkeun sözleri albümün en ağır parçası. her anlamda...
dolphins were monkeys ian brownun unkle remixi ve kesinlikle şahane. ian brown baştan çıkarıcı, biraz daha sıkarsam ulu bir remix.
ve ve yine ian brown ve enstrumental be there
bunların yanında bloodstain, ve unreal de pek hoş parçalar.
bloodstain de alice temple adında bir bayan vokal var ki kendisini tanımıyorum ve pek başarılı bulmadığımdan tanışmayı düşünmüyorum ancak parçanın albümde ferah bir etkisi var.
unreal de yine hoş bir enstrumental denemesi..
ikinci albüm never never land ve üçüncü albüm de şuan yolda.
insanın içine işleyen bir sese, soliste yani geike arnearta sahip olan dinlemekten sıkılınmayan parçalara imza atmış, hüzünlü bazen eğlenceli gibi görünüp yine de hüzünlendiren grup.
üstad bernardo bertoluccinin şahane filmlerinden stealing beautynin soundtrackinde 2wicky ile yer alıp gün yüzüne çıktılar. aynı soundtrackde glory box yani portishead de yer alıyordu.
ilk albümde vokallerde olan liesje sadonius, vokal değişikliği ile yerini güzeller güzeli geike arnearta bırakıyor.
portishead sevenlerin seveceği bir grup olup grupcanak portishead çok seven bir gruplardır zira.
albüm kapaklarında büyülü bir maviden asla vazgeçemiyorlar demek isterdim ama hooverphonic presents jackie cane albümünde kullanılan kırmızılar cümlenin "asla" sarfiyatına engel oluyor. yakışmadığını söyleyemem geçen seneki istanbul konserlerinde geike hanımın giydiği kırmızı elbisenin güzelliğini görmüş kimse buna inanmaz.
grup daha önce rock n coke ile birlikte de ülkemize gelmiştir.
the magnificent tree başından sonuna şahane bir albüm olup insanın içine dokunan mad abaout you, jacky cane,vinegar and salt, the magnificent tree gibi harika parçaları içinde barındırmaktadır.
sit down and listen to hooverphonic albümleri ise adının yaratması gereken ve istedikleri etkiyi kesinlikle başarıyor. şarkılarının live ve elektronikden daha uzak piyano versiyonlarının bulunduğu bu albümdeki eden,someone, vinegar and saltın yeni halleri bambaşkalaşmıştır. vinegar and salt insana kemanlar eşliğinde piyano melodileriyle acı çektirmektedir.
mutsuzken dinlerseniz daha mutsuz olacaksınızdır onları dinlerken.
mad abaout you klibine şurdan ulaşılabilinir ki geikein bürüksel lahanası kılıklı yeşil yaratıkla yatıp kalkması ilginçtir gerçekten;
http://www.youtube.com/watch?v=f4gmc15bd_0
diskografi;
1997 - (gbkz: a new stereophonic sound spectacular)
1998 - (gbkz: blue wonder power milk)
2000 - (gbkz: the magnificent tree)
2002 - (gbkz: hooverphonic presents jackie cane)
2003 - (gbkz: sit down and listen to hooverphonic)
2005 - (gbkz: no more sweet music) (2cd)(u: 22 parça)
üstad bernardo bertoluccinin şahane filmlerinden stealing beautynin soundtrackinde 2wicky ile yer alıp gün yüzüne çıktılar. aynı soundtrackde glory box yani portishead de yer alıyordu.
ilk albümde vokallerde olan liesje sadonius, vokal değişikliği ile yerini güzeller güzeli geike arnearta bırakıyor.
portishead sevenlerin seveceği bir grup olup grupcanak portishead çok seven bir gruplardır zira.
albüm kapaklarında büyülü bir maviden asla vazgeçemiyorlar demek isterdim ama hooverphonic presents jackie cane albümünde kullanılan kırmızılar cümlenin "asla" sarfiyatına engel oluyor. yakışmadığını söyleyemem geçen seneki istanbul konserlerinde geike hanımın giydiği kırmızı elbisenin güzelliğini görmüş kimse buna inanmaz.
grup daha önce rock n coke ile birlikte de ülkemize gelmiştir.
the magnificent tree başından sonuna şahane bir albüm olup insanın içine dokunan mad abaout you, jacky cane,vinegar and salt, the magnificent tree gibi harika parçaları içinde barındırmaktadır.
sit down and listen to hooverphonic albümleri ise adının yaratması gereken ve istedikleri etkiyi kesinlikle başarıyor. şarkılarının live ve elektronikden daha uzak piyano versiyonlarının bulunduğu bu albümdeki eden,someone, vinegar and saltın yeni halleri bambaşkalaşmıştır. vinegar and salt insana kemanlar eşliğinde piyano melodileriyle acı çektirmektedir.
mutsuzken dinlerseniz daha mutsuz olacaksınızdır onları dinlerken.
mad abaout you klibine şurdan ulaşılabilinir ki geikein bürüksel lahanası kılıklı yeşil yaratıkla yatıp kalkması ilginçtir gerçekten;
http://www.youtube.com/watch?v=f4gmc15bd_0
diskografi;
1997 - (gbkz: a new stereophonic sound spectacular)
1998 - (gbkz: blue wonder power milk)
2000 - (gbkz: the magnificent tree)
2002 - (gbkz: hooverphonic presents jackie cane)
2003 - (gbkz: sit down and listen to hooverphonic)
2005 - (gbkz: no more sweet music) (2cd)(u: 22 parça)
hem imaj hem müzik anlayışı anlamında siouxsie sioux’dan fena etkilenmiş cure solistidir. ilk albümleri three imaginary boys yayınlandığında cure, bansheesin alt grubu olarak turneye çıkar ve bansheesin gitaristi turnenin ortasında ayrılınca robert smith geçici olarak gitaristlik yapmaya başlar. hatta bir kaç yıl daha belli aralıklarla bu işe
devam etmiş önce kendi grubuyla sonra bansheesle çalmıştır.
daha sonraları bansheesin basçısı ile bir dönem kendi gruplarını askıya alarak the glove’ı kurmuşlardır.
robertın bansheesde gitaristlik yaptığı zamanlardan bir video izlemek için;
http://www.youtube.com/watch?v=3hk_u5qruoc
devam etmiş önce kendi grubuyla sonra bansheesle çalmıştır.
daha sonraları bansheesin basçısı ile bir dönem kendi gruplarını askıya alarak the glove’ı kurmuşlardır.
robertın bansheesde gitaristlik yaptığı zamanlardan bir video izlemek için;
http://www.youtube.com/watch?v=3hk_u5qruoc
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?