sipsi

üzerinden günler geçince anlaşılır bazen gerçekten öldüğü. ilk gün deli gibi ağlar insan, ertesi gün tören olur, gene ağlar herkes. sonra eve dönülür, bünye tekilalara boğulur, kan yerine tekila akar damarda, sonra geçer öyle günler... havadan sudan konuşulur, gülünür, uyunur. sonra bir an gelir, anlaşılır artık burada olmadığı. tepetaklak oluverir insan. ’ne yani o şimdi gerçekten yok mu? bir hollywood filmi sahnesinden fırlamamış mıydı o gözyaşlarımız? ben kantine girdiğimde onu bazen tek başına bazen sevgilisiyle bazen kalabalık bir grup içinde otururken bulamayacak mıyım? o şimdi gerçekten yok mu?’ soruları doldurur vücudu, ağlaya ağlaya eski resimlere bakılır, beraber yapılanlar düşünülür bir daha yaşanmayacağını hala tam olarak kabullenemeyerek...inkar günleri başlar, ne kadar süreceği bilinmez...

çok basit bir şey... bir bardak kırarsınız mutfakta büyük arterlerden birine denk gelir bir parçası, hastaneye varamadan ölürsünüz belki..karşıdan karşıya geçmeye çalışırsınız, dalgın uyanık her ne ise bir sürücü ters yönden gelir size çarpar, hastaneye varamadan ölürsünüz belki... kaldırımda yürürsünüz, bir saksı düşer herhangi bir balkondan komedi filmindeymiş gibi, hastaneye varamadan ölürsünüz belki...

çok basittir... azrael belki ufak, naif, az biraz alaycı, hafif de hüzün barındıran bir gülücük atar, gülücüğe aynı şekilde karşılık verdiğiniz an, tamam, ölürsünüz...

cerrahpaşa tıp fakültesi kantininde bolca bulunmaktadır. elini sallasan bu kızlardan birinin poposuna çarpar. bilardo masalarının kantin girişinde orta yerde olmasından dolayı da çarpıyor olabilir bilemiyorum. artık popo ellemek istemiyorum.

eğer sevişme alanı olarak kullanacaksanız, eminönü’nden aldığınız açılır kapanır dandik olanlarını kullanmayınız. bir gel-git anında bacakları vücudunuzun herhangi bir bölgesine penetre olabilir.

tüm ülke çapında kutlanan yerli malı haftasına alternatif gündür. bu anlamlı gün vesilesiyle sol frame meyveye boğulmuştur. tükürüklerimi etrafa saçarak takip etmekteyim.

(bkz: ağzının suyunun akması)

bilgi sözlük bünyesinde bulunan en yakışıklı erkektir.

(bkz: tanım tanım diye nicesine sarıldım)

(bkz: sözlüğün en yakışıklı erkeği)

’bir köşeye mahzun çekilen için,
yemekten içmekten kesilen için,
sensiz uykuyu haram bilen için,
ayrılık ölümün diğer ismidir...’

(bkz: kara sevda)
(bkz: cahit sıtkı tarancı)

efe yaş üzüm rakımla teşrif edeceğim partidir.

ben katıldım bu törene. attım kepi, sonra bulamadım haliyle. aldı biri kepimi. hayır niye yani niye, hala anlayamıyorum. sonra ben de arka sıralarda başıboş duran başka bir kepi aldım. yani ben de başkasının kepini almış oldum. e şimdi ne oldu? o başkası da kesin başkasının kepini aldı. değer mi bu yaşananlara? bu zincirin en başındaki kişi olmasa güle oynaya bitirecektik töreni. hırsız gibi hissediyorum şu an kendimi, hırsızım aslında. bence yasaklanmalı bu tören, değmez bu kadar acıya, gözyaşına...

how i met your mother’ın bir bölümünde çok eğlenceli bir şekilde işlenmiş olan konudur.

aradım lakin bulamadım, evin balkonuna çalı çırpıları toplayarak yuva yapıp içinde oturan güvercin türüdür efen’im bu. arayıp bulamadığıma göre sadece benim evimin balkonuna yuva yapıyor bunlar. bir de yumurtaları var galiba oturuyor 10 gündür yuvada. arada kontrol ediyorum öldü mü diye. ölmediğini bütün sabah boyunca ’guguu guuk’ diyerek serebral vajinasyon yaşatmasından anlıyorum. yemek vereyim diyorum tayfa75 dokunma yuvayı bırakır gider diyor. hayır o kadar ağaç içinde niye benim balkonumu tercih etti onu da bilmiyorum. kibar olmaya çalışıyorum, tanrı misafiri diyorum ama bir yere kadar yani...

sevgili güvercin;
kuluçka süren 18 günmüş. az önce araştırdım. valla 8 günde çıkardın çıkardın o yavruları, beceremezsen ben biliyorum sana yapacağımı.

(bkz: yuva yikan kadın olmak istemiyorum)

harikulade müzik, harikulade sözler. barış manço’nun en iyi şarkılarından biridir.

(bkz: i put a spell on you)

alkollüyken dinlenmemesi gereken şarkılardan:

when the day is done
down to earth then sinks the sun
along with everything that was lost and won
when the day is done.

when the day is done
hope so much your race will be all run
then you find you jumped the gun
have to go back where you began
when the day is done.

when the night is cold
some get by but some get old
just to show life’s not made of gold
when the night is cold.

when the bird has flown
got no-one to call your own
got no place to call your home
when the bird has flown.

when the game’s been fought
you speed the ball across the court
lost much sooner than you would have thought
now the game’s been fought.

when the party’s through
seems so very sad for you
didn’t do the things you meant to do
now there’s no time to start anew
now the party’s through.

when the day is done
down to earth then sinks the sun
along with everything that was lost and won
when the day is done.

’eğildi kederimden buğday başakları
matemim var söndürün ışıkları!’

(bkz: kasım yağmurları)

independence (jedi) [msg] [kim]
esrakesh (moderator) [msg] [kim]
epikuros (2. nesil bilgic) [msg] [kim]
bitterend (2. nesil bilgic) [msg] [kim]
imphotep (2. nesil bilgic) [msg] [kim]
nerobianco (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
mitili (3. nesil bilgic) [msg] [kim]
elma sekeriiii (moderator) [msg] [kim]
isyankarmuhabir (4. nesil bilgic) [msg] [kim]
sipsi (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
civeng (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
rumuz pilis tiray egen (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
emirali (5. nesil bilgic) [msg] [kim]

$u anda yonetimden

1 jedi,
2 moderator,
1 bot(genelde gorunmez bu),

uyelerden ise

0 gammaz,
10 bilgic,
0 comez,

uyelerden toplam 13 ki$i sozlukte at ko$turuyorlar.

ayrica

$u anda bilgi sozluk’u 8 ki$i okuyor.

harikulade eels şarkısı. özellikle istanbul’un son günlerdeki bulutlu anlarında dinlenmeli, gibi geliyor bana evet.

’ve güldün rengarenk yağmurlar yağdı
insanı ağlatan yağmurlar yağdı
yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı

sen geldin benim deli köşemde durdun
bulutlar geldi üstünde durdu
merhametin ta kendisiydi gözlerin...’

(bkz: köşe)
(bkz: sezai karakoç)

(bkz: voodoo bebeği)