sipsi

genelde yazdığı tanımın sonunu toparlayamayan yazarın yaptığı eylemdir. buradan, hayatın tüm yazarlarımıza mutluluk getirmesini dilerim.

bunların çok küçük, kibar olanları baş ucunu süslemekte idealdir. hem sabah uyanır uyanmaz yakılan sigaraya eşlik etmesinden zevk alınacak kadar zariftir, hem de bir taneden fazla izmariti alamadığı için yatak odasının buram buram sigara kokması söz konusu olmuyor.

kandaki indirgenmiş hemoglobinin 5 gr/dl’nin üzerine çıkmasıyla oluşur. ekstremite uçlarında görülen siyanoz, kan oksijenlenmesini düşüren genelde daha basit bir nedene bağlıyken; ağız içi vs gibi mukozalarda görülen siyanoz genelde kalp hastalıkları, santral sinir sistemine bağlı hastalıklar gibi ciddi nedenlere işaret eder.

(bkz: 1.geleneksel en uzun cümle yarışması)

annelerin yemek tarifi verirken kullandıkları ölçü. bir diğeri için (bkz: kulak memesi kıvamı)

anlamını tam çözemediğim yemek pişirme biçimi. sanırım bir kaynatıp kapatmak anlamına geliyor, bilemedim bak şimdi.

(bkz: tanıma bak ne biçim)

bütün üniversite hayatımı rezil eden, beni reflü ve gerilim tipi baş ağrısı sahibi eden sınav biçimi. cuma gününden itibaren hayatımda bir daha sözlü olmayacağımı bilmek pek hoş, pek ala.

tencerede patlatmayı makinede patlatmaya tercih ederim. yağını tuzunu istediğin gibi koy oh ne güzel. bir de cam kapaklı tencerede yaparsanız izlemelere doyamazsınız.

genellikle kız ismi olarak kullanılır. bu isimli iki tanıdığımdan yola çıkarak genellemekteyim ki hepsi ısrarcı, yapışkan, sinir bozucu tiplerdir. yaftalamadan düşündüm, evet.

yatakta iyi olmak zannedildiği gibi her türlü atraksiyona uyum sağlamak, yeniliklere açık olmak, istekli olmak, şaşırtmak, afallatmak olmayabilir kimi zaman. bazılarına göre ölü gibi kımıldamadan yatabilen kişidir yatakta iyi olan, evet.

(bkz: nekrofili)

(bkz: çiş)

independence, revenant, zipirinsan bir gitse de doya doya çok yalnızım be sözlük diyebilsem diye düşündürten durum.

(bkz: tanıma bak ne biçim)

geçici olduğu aşikardır. bir noktadan sonra yerini depresyondayken her mutluluk saçan tanıma eksi vermek durumuna bırakır.

ömür boyu iz taşımak zorunda bırakabilir insanı. bir şeye karar verince insan, verdiği kararın sonuçlarını milyon kez düşünmeli, zira istendiği gibi olmazsa eğer bir ömür boyu bununla yaşayabilir. ilaç içmek, zehir içmek gibi alternatifleri mevcuttur, ama tasvip etmiyoruz diyeyim de bir tarafıma kaçmasın.

(bkz: alkollü entry girmek)

yaşar kurt’un pek bilinmeyen şarkısı. bunalıma sokma ihtimali yüksektir, dikkatli dinlenmesi lazım..

http://www.youtube.com/watch?v=_sbkl_gmjoo

seri muhteşem oy vermek konusunda bu gece yetişmeyi planladığım insan. (bkz: cümleye bak ne biçim)
hadi parmaklar klavyeye, bu gece herkes en az bir kez muhteşem oyu alacak, demedi demeyin.

ilk başta gerçekten hoşuna giden tanımlara oy veren kişiyken, belli bir süreden sonra sıkıntıdan seri muhtesem oy veren yuce varlik’a dönüşür. bir de;
(bkz: aaa bu benim lan)

aslında erkeklerin de çektiği çiledir. günümüzde erkek kişisi sevdiceği regl dönemindeyken çikolatalarla dolu bir sepetle gelip az çok mutlu edebilir hatun kişiyi. o zaman çikolata yok, nutella da yok dondurma da yok. zavallı adamcağızlar ne çileler çekti kim bilir? belki böyle şekerli bitkilerden falan getiriyorlardır mamut avından dönerken, bak ben de bilemedim şimdi.

5 yaşlarındayken tavşanlar uçabilir sanıyordum. babamın kardeşciğimle bana hediye ettiği tavşanı 7. kattan atıp vıcccaak diye yere yapışmasını izledikten sonra bile hala şüphelerim var. tavşan sinsi bir hayvan gibi geliyor bana, evet.

kolera günlerinde aşkta sevimli bir kaç replik geçmektedir bu durumla alakalı. birebir hatırlayamıyorum ama çirkinliğinden falan bahsediyordu hatun kişi, değişik şeyler tabi bunlar..

(bkz: entrye bak ne biçim)

entry makinası yada makinesi. hangisi doğru bilmiyorum.. makina olabilir. bu kadar saçma bi tanım yaptığım için başta kendileri olmak üzere tüm yazarlardan özür dilerim.