sipsi

askerde, hastanede yada ne bileyim ben, gece vardiyası falan olan bir yerde nöbet tutan bilgiçtir.

latince adı pediculosis olan bitlenme, büyük küçük genç yaşlı dinlemeden herkesin yakalanabileceği bir hastalıktır. kendisine buradan acil şifalar diliyorum. fiziken olamasak da dualarımızla yanındayız.

(bkz: raid böceksavar)
(bkz: bit de bir böcek değil mi)
(bkz: anne ben espri yaptım)

ekranın altından hızla geçen yazı: bu tanım ’zirve yapalım’ deyip sonra ’aaa unuttuk biz onu’ denmemesi için başlığı yeniden gündeme getirmek adına yazılmıştır.

nöbetim olmayan bir güne getirilirse katılacağım zirvedir. sigara yasağından mütevellit dışarıda oturulabilecek bir mekanda yapılmasını önerecektim lakin popomuzun donma ihtimali yüksek.

ekranın altından hızla geçen yazı: sigara sağlığa zararlıdır. öldürebilir, süründürebilir, tarumar edebilir. bir de alın verin ekonomiye can verin, hadi bakiim...

bir gündoğdu duran bestesidir.

(bkz: böyle bir kara sevda)

erol evgin yorumu insanın yüzüne ’niye yaşıyorum uleynn’ bakışı oturtuverir. içip içip bir doz alınması sonra bir daha içip bir doz daha alınması tehlikelidir.

(bkz: tanıma bak ne biçim)

yağmur yağarken sokakta oynayamayacağı için ağlamayı bıraktığı an. şarabını açıp camın arkasından yağmuru izlerken sadece akasya kokulu sabahları özlediği için ağladığı an.

(bkz: beni de aranıza alın)

mesaj olmamasına rağmen houston’ın yeşil yanmasının meali acep nedir? pek sevgili sözlüğümü 3 harfliler mi basmıştır allah muhafaza?

çok büyük bir ihtimalle güzide dilimizi gerektiği şekilde kullanamamanın vermiş olduğu eksiklikle tanımın bitememesi durumudur. söylenecek söylenir lakin bir sonuç cümlesi lazımdır. bünye düşünür taşınır bir şey bulamaz, öylece kaydedelim’e basar.

(bkz: giriş gelişme sonuç)

şu andaki fiyatını bilmiyorum ama ilk çıktığı zamanlarda çok ucuzdu. ay sonunda harçlıklarımızdan kalan paraları biriktirip yemek mi yesek yoksa içki mi içsek diye düşündüğümüz zamanlarda son kalan paramızı ucuzluğundan ötürü litrelerce skol’a yatırdığımızı bilirim. hey gidi hey.. şimdi para bok tabi, çağırıyorum hizmetçiyi diyorum hazırla ordan bir şeyler, öyle yani..

(bkz: tanımın havada asılı kalması)

garip olan bir başka şey de şehit olan askerimizin annesinin bugün yaptığı açıklamadır. defnetmeden önce şehit askerin tabutunu açtıklarını ve ellerinin sapasağlam olduğunu söylüyor kendisi, başka bir şekilde öldürüldüğünü iddia ediyor.

oysa ki teğmen el bombasını pimi çekik vaziyette verdiğini kabul etmişti. konuşulan bütün askerler de aynı şeyi söylüyordu. ne çıkacak altından merak ediyorum..

(bkz: çok iyi düşünmüşsün)

arkadaşımın telefonuna artık aramaların 75 farklı numarayla sınırlandığı mesajı gelince şaka sandım ben onu. hayır, dakikayı 3000’e düşürdün, hadi diyelim ki tamam. ama 75 farklı numara nedir ya? oturup yazacak mıyız tek tek aradığımız numaraları?
’hımmm bu bengüsu’nun diğer hattı yazalım onu da.. nerede benim defter? hımm..’

(bkz: bravo çok iyi düşünmüşsün)

bön bön bakıp ağzında lokma varmış gibi bir dudak hareketiyle konuşunca ağzının orta yerine yumruğu indiriveresim gelen bağyan.

(bkz: ben yaptim ordan biliyorum)

televizyonun sesinin kapalı olmamasına rağmen ne olduğunu anlayamadığı program. tamamen benim salaklığımdan büyük ihtimalle. böyle birileri yemek yaptı. sonra diğeri ağladı. sonra bir kadın bir de adam var masada. onlar sinirlendi. kalktılar böyle masadan. öyle yani.. değişik..

true bloodda eric northman karakterini canlandıran 1976 doğumlu isveçli oyuncu.
(bkz: taş)

true blood isimli dizide alexander skarsgard’ın canlandırdığı karakter. en taş vampir. en böyle sabahlar olmasın yani öyle acayip bir şey. allah sevdiğine bağışlasın tabii.
(bkz: amin)

birinci sezondaki bir çok bayık bölümden sonra ikinci sezonu güldür güldür gelmiştir.

birinci sezonda sıkılıp bırakanların çok şey kaçırdığını belirtip, tanımıma kaçırılan en seksi yaratığın ismini bağıra bağıra son vermekteyim:

(bkz: eric northman)