confessions

shevek

- Yazar -

  1. toplam entry 2359
  2. takipçi 1
  3. puan 30961

şafaktan önce

shevek
17 şubat 1984’de ölüm orucu eyleminde bulunan devrimcilerden biri olan abdullah meral tarafından yazılmış şiir.

madem ki
şafaktan önce çıktık yola
güneşi karşılamaya
önce bizler öleceğiz
belki de bu uğurda

biz çıktığımız bu yolda
yıkmak için
set vurulan güneşin kapılarını
nasırlı ellerimizin
tırnaklarıyla
çelikten dağlar oyuyoruz

biz çıktığımız bu yolda
ulaşmak için
yükseklerde duran güneşten tahta
hayata susamış
gencecik
bileklerimizi uzatıyoruz

biz çıktığımız bu yolda
yaşatmak için
kökü sökülen güneş çiçeklerini
ömrüne doymamış
tohumlarımızı dikiyoruz

madem ki şafaktan önce çıktık yola
güneşi karşılamaya
önce bizler öleceğiz
ne mutlu bu uğurda

ogulları olen analara türkü

shevek
onlar ölmediler yok,
ateş
fitilleri gibi:
dimdik ayakta,
barut ortasındalar!

karıştı,
bakır tenli
çayır çimene,
karıştı,
o canım hayalleri:
zırhlı bir
rüzgâr,
perdesi gibi;
bir set gibi:
kızgın çehreli,
göğüs gibi:

göğün görünmez göğsü gibi!

analar, onlar ayakta
buğday
içindeler, onlar,
yücelerden yüce dururlar:
dünyayı doruktan seyreden,

bir öğle güneşi gibi.
bir çan darbeleri gibi,
onlar.
ölmüş
gövdeler arasında,
zaferi çekiçleyen bir ses gibi
onlar,
kara bir
ses gibi.
ey canevinden vurulmuş,
toz duman olmuş bacılar!
inanın
oğullarınıza.
kök oldu onlar,
sade kök:
kan suratlı,
taşlar
altında.
karışmadı toprağa,
dağılmış kemikçikleri.
ağızları ısırır
hala,
kuru barutu;
ve demir bir okyanus gibi,
titreşirler hâlâ.

ben ölmedim, der,
yumrukları;
yukarı kalkık yumrukları,
daha.

bunca yere düşmüşlerden,
yenilmez bir hayat doğar:
bir tek beden
olur,
analar, bayraklar, çocuklar,
hayat gibi canlı tek bir beden;

bir yüz bekler karanlıkları,
ölü gözleriyle,
kılıcı dopdolu,

dünya ümitlerinden.

dursun,

dursun yas esvaplarınız.

yığın derleyin,
gözyaşlarınızı;
bir :-):-):-):-)l oluncaya kadar:

bununla vuracağız,
gündüz gece;
bununla çiğneyeceğiz,
gündüz
gece;
bununla tüküreceğiz
gündüz gece
kin kapılarını,
kırıncaya
kadar.

oğullarınızı bilirdim,
unutmadım acılarınızı.
ölümleriyle
nasıl kıvandıysam,
hayatlarıyla da öyleyimdir.
onların gülüşleridir:

karanlık atölyeleri ışıtan.
her gün metroda, yanıbaşımda:
onların
ayak sesleridir,
çın çın.
akdeniz portakallarında,
güney ağları
içinde;
yapılarda,
basımevi mürekkeplerinde;
kalplerini tutuşur
gördüm onların,
güçle, yangınla.

ben de sizler gibiyim, analar.

benim kalbim de yas dolu, ölüm dolu.
gülüşlerinizi öldüren kanla,

serpilip gelişmiş;
bir orman gibidir kalbim.
günlerin kahredici
yalnızlığı,
uyanışın sisli öfkeleri
girmiştir içine.

susamış
sırtlanları,
bitip tükenmez ürmeleriyle
afrika’dan gürleyen hayvan
sesini;
öfkeyi, iniltileri, hoş görmeleri,
bırakın, bir yana bırakın.

ölümün ve tasanın
çemberinden geçmiş analar,
doğan ulu günün
ortasına bakın:
bu topraktan güler ölüleriniz.
kalkık yumrukları titrer,

buğdayın üstünde,
bilesiniz.

söz-müzik: grup ekin

direniş ölümyaşam

shevek
dört can toprağa düştü de kavga burda bitti mi?
dört can toprağa düştü ama yürek düşmedi
kavga sürüyor, yürek kavgayı sürdürüyor
direniyor, direniyor, direnecek…

özgürlük bu köhnemiş zindanları yıkana
işkence baskı yok olana, sömürü açlık kalkana
uluslar özgür olana, yeni bir dünya kurana dek
direniyor, direniyor, direniyor, direnecek…

tüm dünyada renk renk insanların, elele
renk renk çiçeklerle, çiçeklerden bahçelerden
özgürlük ve barış türküleri söyleyene dek
direniyor, direniyor, direniyor, direnecek…

toprağa düşen dört can mı?
onlar bu kavgada hep yaşayacak!

söz-müzik: grup ekin

özgürlük ateşi

shevek
öyle bir ateş yanar
öyle bir ateş yanar ki
insanlar yürür sokakta
türküler söyler
"emeğim, ekmeğim, hakkım" der, özgürlük ister
ateş sıcacıktır, çeker insanı

yarı aç, yarı tok,
yorgun uykusundan silkinip uyandığı sabah,
çakmak çakmak gözlerini dikip de dağların doruklarına,
öfkeyle kabaran yüreğinin sesinde,
bir görkemli "of" çektiğinde,

yürekte ateş büyür
özgürlük ellerimizde bir kırmızı gül
dağlarda sokakta zindanda bilenir öfke
kavga amansızdır sarar dünyayı

söz-müzik: grup ekin

ölümorucu

shevek
düşman şerefsizliğini, alçaklığını, zalimliğini atinalı despotlardan, romalı tiranlar’dan, çarlardar, çan-kay-şek’lerden, diemler, batista’lardan, salazar, hitler, musolini’lerden, franko, somoza, şah, begin, pinochetler’den, kuyucu murat paşa’lar, hızır paşa’lar, beyazıd paşa’lar, abdülhamit’lerden, nihat erim’lerden alıp saldırıyor.

ama onlar da yalnız değil. onların da kurmayları, yol göstericileri var yanıbaşlarında. bedrettin, torlak ve börklüce’yle gelmiş. latin sömürgeciliğine baş kaldıran tupac amaru var. pir sultan sazıyla “dönen dönsün biz dönmeyiz yolumuzdan” avazıyla selamlıyor onları. paris komünarları var... dünya proletaryasının bilim ışığı marks, engels var, evrensel doğrularıyla yol gösteren, gururla öğrencilerini izleyen. lenin; işçi, köylü, asker sovyetleriyle yanı başlarında, orak çekiçli kızıl bantları bağlıyor alınlarına. stalin, mao, oradalar. mustafa suphi 14 yoldaşıyla bağdaş kurmuş anadolu’yu anlatıyor. ho amca vietkong savaşçılarıyla kuşatmada. sierra maestra’dan yeni inmiş che, “bu uğurda ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin hoş geldi, sefa geldi” haykırışlarıyla yanı başlarında. deniz, yusuf, inan yeni bir dayanışmanın, siper yoldaşlığının sloganlarını haykırıyorlar. ve mahir... taze kurşun yaralarıyla, “biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik” şiarıyla kumanda ediyor direnişe. hedef ölüm... canlar verilerek zafere ulaşılacak. dört kızıl ok, bu tarih bilinci içerisinde pişmiş, gök gürültülü, fırtınalı havalarda suyunu alarak çelikleşmişler.

başka yol yok, apansız geceleri yararak menzile ulaşacaklar. anadolu’nun üzerinde yeni bir güneş olacaklar.

(bkz: 1984 ölüm orucu)

ölümorucu

shevek
"ö.o. daha çok bir cephe savaşıdır. insanın ölmeyi programının baş maddesi yaptığı bu savaşta düşmanları çoğalır. en önemlisi bedenin en küçük, en ücra parçası, organı, sistemi iradeye isyan ederek düşman saflarına geçer. iradeyi içten çökertmeye, teslimiyete, direnişi terke zorlar... bu savaşta, haklar alınsın ya da alınmasın, hasım taviz versin ya da vermesin ölümler zafere gidişin yükselen basamaklarıdır. zaferi inançları ve amaçları için yaşamın en güzel şey olduğunu bile bile ölümü seve seve kucaklamak için birbirleriyle yarışan direnişçilerin ölümleri getirecektir. zaferi ölümleriyle direnişçiler kazandıracaktır. ölümlerin kitlelerde bulacağı yankı uzun süreli siyasi sonuçları, tarihsel önemi getirecektir..." (direniş ölüm ve yaşam, sayfa 41)

direniş ölümve yaşam

shevek
78’in 8 devrimcisi tarafından bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde şehit düşenlerin anısına yazılmış kitap.

kitap içerdiği belge, röportaj ve dönemin zindanlarında farklı örgüt ve görüşlere sahip, fakat özlemleri bir devrimcilerin tutmuş oldukları ölüm orucu günlükleri, direniş notlarıyla büyük bir önem teşkil etmekte. direnişe son vermemiş 78 devrimcilerinin direniş, ölüm ve yaşam üçlüsü arasında dönen, 12 eylül zindanlarında bile varoluşunu yitirmemiş sonsuz devrimci mücadelesi anlatılmakta kitapta.

kitap başta metris olmak üzere 12 eylül zindanları, cunta ve cuntacıların toplum üzerindeki etkileri, başkaldırıyı ve direnişi sindirme politiları, zindanlarda devam eden fakat dışarda susmuş devrimci mücadele, türkiye üzerinden geçen koca silindir ve aydınlığı karartma politikası hakkında önemli bilgiler içeriyor.

kitap gerek açlık grevlerinde hayatlarını kaybetmiş, ölüme kadar tutmuş oldukları günlükleriyle mücadeleyi yorumlamış ve zindanlarda bile önemli sosyal tespitlerde bulunmuş yüksek devrimci ruhuyla iç kanatabiliyor. diyalektik materyalizm üzerine yazılmış kitap gerçekten bir ruha sahip. belki bunun bir nedeni de yazarlarının anlattıklarını birebir yaşamış olmaları, ölümü, yaşamı ve direnişi görmüş, yaşamış olmalarından kaynaklanıyor... yaşamış, ölmüş ve direnmiş bir kuşağı temsil etmelerinden kaynaklanıyor.

ölüm, yaşam ve direniş... üçü bir arada, üçü birlikte ve yalnız. üçü bir.

dev sol

shevek
1980 darbesi sonrasında örgütün üyelerinin büyük çoğunluğu cezaevine girdi. 1981 yılında açılan devrimci sol ana davasında sanık sayısı 1243’ü buldu. 1. ordu sıkıyönetim mahkemesi 10 yıllık bir yargılamanın ardından sanıklara "örgüt yöneticiliği yapma", "adam öldürme", "kamu malına zarar verme", "polise mukavemet" gibi çeşitli suçlardan dolayı bir idam ve çeşitli hapis cezaları verdi. ancak 2005 yılında yargıtay, dosyada evrak eksiklikleri olduğu gerekçesiyle kararı usül yönünden bozdu. tutukluluk süresince işkencenin önlenmesi, cezaevlerindeki koşulların iyileştirilmesi, tutuklu ve mahkumların tek tip elbise giyme zorunluluğunun kaldırılması gibi taleplerle çeşitli eylemler yapan dava sanıkları tek tip elbise giymeyi reddettikleri için zaman zaman mahkemeye iç çamaşırlarıyla çıkarak kararı protesto ettiler. örgüt aynı zamanda 1984 yılında yapılan ölüm orucu eylemine de aktif olarak katıldı.

(bkz: direniş ölüm ve yaşam)

silahli devrim birlikleri

shevek
devrimci sol örgütünün askeri kolu.

şehirlerde hücreler şeklinde örgütlenmiş yapısı 1993 yılında yaşanan partileşme süreci sonunda dhkp c’nin kurulmasından sonra değişime uğradı.

silahlı devrim birlikleri 90’lı yılların sonunda kamuoyu tarafından tanınan üst düzey devlet görevlilerinin öldürülmesi eylemlerini gerçekleştirdi.
46 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol