confessions

shevek

- Yazar -

  1. toplam entry 2359
  2. takipçi 1
  3. puan 30956

kosmosun kardeşligi adına

shevek
bir nazım hikmet şiiri.

ustamız eluard’ın izinden

kosmosta bizden başka düşünen var mı
var
bize benzer mi
bilmiyorum
belki bizden güzeldir
bizona benzer mesela ama çayırdan nazik
belki de akarsuyun şavkına benzer
belki ne güzeldir bizden ne de çirkin
belki tıpatıp bize benzer
ve yıldızlardan birinde
hangisinde bilmiyorum
yıldızlardan birinde konuşacak elçimiz
hangi dilde bilmiyorum
yıldızlardan birinde konuşacak elçimiz onunla
tovariş diyecek
söze bu sözle başlayacak biliyorum
tovariş diyecek
ne üs kurmağa geldim yıldızına
ne petrol ne yemiş imtiyazı istemeğe
koka-kola satacak da değilim
selamlamaya geldim seni yeryüzü umutları adına,
bedava ekmek ve bedava karanfil adına
mutlu emeklerle mutlu dinlenmeler adına
"yarin yanağından gayrı her şeyde hep beraber"
diyebilmek adına
evlerin
yurtların
dünyaların
ve kosmosun kardeşliği adına.

zafere dair

shevek
bir nazım hikmet şiiri.

korkunç ellerinle bastırıp yaranı
dudaklarını kanatarak
dayanılmakta ağrıya.
şimdi çıplak ve merhametsiz
bir çığlık oldu ümid...
ve zafer
artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
tırnakla sökülüp koparılacaktır...

günler ağır.
günler ölüm haberleriyle geliyor.
düşman haşin
zalim
ve kurnaz.
ölüyor çarpışarak insanlarımız
- halbuki nasıl hakketmişlerdi yaşamayı -
ölüyor insanlarımız
- ne kadar çok -
sanki şarkılar ve bayraklarla
bir bayram günü nümayişe çıktılar
öyle genç
ve fütursuz...

günler ağır.
günler ölüm haberleriyle geliyor.
en güzel dünyaları
yaktık ellerimizle
ve gözümüzde kaybettik ağlamayı:
bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp
gözyaşlarımız gittiler
ve bundan dolayı
biz unuttuk bağışlamayı...

varılacak yere
kan içinde varılacaktır.
ve zafer
artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
tırnakla sökülüp
koparılacaktır...

su

shevek
varlığının herşey ve onsuzluğun ne kadar katlanılmaz olduğu yokluğunda daha iyi farkedilmektedir.

önce berraklığını yok eder, kirletip kaybederler, sonra da peşinden koşarlar. onsuz hiçtirler, o varken kendilerini bir şey zannederler. iğrençler, iğrenciz...

ernesto che guevara

shevek
"savaşan, kaybedebilir. savaşmayan, çoktan kaybetmiştir." demişti che, bir devrimci savaşmalıydı ona göre ve devrim hayattı onun için. che’ye göre bir hayat sürmekte olan herkes de devrimciydi istisnasız. yani che’nin kafasındaki insan, diğerlerinin ’devrimci’ dediğidir.

her yaşayan, soluyan, ve bunların yanında düşünen, üreten devrimcidir. her gerçek insan, her insan olan; yalnızca etiyle bedeniyle değil, aynı zamanda her insanda bulunan ya da bir zamanlar bulunmuş belki sönmüş, belki söndürülmüş olan o ölümsüz ateşle insanlara barışı, kardeşliği, eşitliği, insanlığı getirmeye çalışan bir che’dir aslında. devrimci, che ya da diğer bir şekilde ’insan’ ’imkansızı istemelidir’ caymadan, ’gerçekçi olmalıdır’ korkmadan. öyle de yapar aslında istese de istemese de, çünkü insandır o herşeyden önce. korkmadan ve caymadan savaşan her insan, içindeki ölümsüz devrim ruhuyla bir olabilen her insan bir che’dir.

che’nin son sözleri katiline ve dolayısıyla dünyaya "vur, korkak herif, sonuçta sadece bir adam öldüreceksin!" şeklinde olmuştu. che haklıydı, ölen sadece bir adamdı, che ölmemişti; aksine ölümsüzleştirilmişti. katil vurdu o adamı, o adama her isabet eden kurşun che’nin asla ölmeyeceğini bir kez, bir kez ve bir kez daha ispatlamış oldu. savaşan kaybedebilirdi, ama che savaşmış ve düşünülenin aksine kaybetmemişti de.

"en önemlisi, kaabiliyetinizi koruyabilmeniz, dünyanın neresinde olursa olsun her haksızlığı kendinize karşı yapılmış gibi hissetme kaabiliyetinizi. bu bir devrimcinin en önemli özelliğidir." böyle demişti che veda mektubunda. en büyük devrimci che, bir devrimcinin en büyük özelliğini anlatırken geride bıraktıklarına, taşıdığı ateşi teslim ettiklerine bir insanın sahip olması gereken temel özellikten bahsediyordu aslında. kalp, sevgi, vicdan, duygu, ruh... ne derseniz deyin buna, fark etmez; yalnızca düşününce her insanda olması gerekenmiş gibi geliyor akla: ’insanlık’...

che de bir insandı işte, olması gerektiği gibi. bir insandan fazlaydı belki, ama eksik değil. insan olmayanlara, insanımsılara bile bir şeyler verebildi, anlatabildi.

ne demişti che inanmak konusunda: "bir şeyi yapmak için, onu çok sevmelisiniz. birşeyi sevmek için, ona delicesine inanmalısınız." inanç olmadığı sürece, umut olmadığı sürece yaşama, varolma nedenimiz de olmaz herhalde. eğer yanlışlar ve hatalar varsa, eğer eğriler varsa hayatımızda ya da hayatlarda, neden düzeltmeyelim onları, her gün görmek yerine? ya da neden zaten yeterince yamuk olan bu dünyayı daha da eğip, artıralım yanlışları; bizden sonra geleceklerin işin zorlaştıralım düşünmeden olsa bile? sorun da zaten düşünememekte... düşünerek sevememek, severek düşünememekte sorun. sakız çiğnerken yürüyememek sorun; aslına bakarsak bizde olanı kulanamamakta, ölesiye korkmamızda sorun yalnızca.

korktuğumuz nedir peki? zaten yamuk olan bu dünyadan ayrılmak mı? ya da şöyle sormalı soruyu sanırım, (çünkü çözüm değil elbette ayrılmak bu dünyadan; en büyük kaçış, korkaklık bu olmalı, hatta bundan bahsetmek bile aslında başlı başına bir yanlış daha eklemek olmalı yaşantılara, dünyaya) insan neden sevmediği, oynamak istemediği bir filmi çeker; neden yalnızca koca salonda iki, üç kişiyi güldüren aptal, sıkıcı bir filmi izler? ha aptal bir filmi izlemişsin, ha çıkıp gitmişsin o salak filmin oynadığı salondan... gidip kendi filmini çekmek, daha fazla insanı güldürmek, kendin de gülmek istemez misin aynı sıkıcı, hep sonunda kötülerin kazandığı filmi izlemek yerine? haydi bir kez de insan kazansın, iyi kazansın hayat dediğimiz bu kocaman filmin sonunda. keşke hepimizin izlemek zorunda kaldığı bu film hep umduğumuz gibi olsa, sürprizleri hep hoş olsa, hiçbir şey boş olmasa...

che uyanmalı yeniden!
hoş, o asla uyumadı ya,
hep oradaydı:
canlandıracağımız,
uyandıracağımız;
küçük bizlerdeki büyük ateş,
hep yanıbaşımızdaydı.

insanoğlu sevmeli yeniden!
ama bu sefer emin olmalı,
asla kaybetmeyeceğine içten...
hedeflere koşmak olmalı amacı,
asla gerçek olmayacak;
uğrunda ölmek de olsa,
başkasının ölümüne hiçbir zaman izin vermeden.

insan koşmalı!
insanlık yolunda,
insan için,
insanla.
severek,
umarak,
büyüyerek...

"ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin... savaş sloganlarımız kulaktan kulağa yayılacaksa ve silahlarımız elden ele geçecekse ve başkaları mitralyöz sesleriyle, savaş ve zafer naralarıyla cenazelerimize ağıt yakacaklarsa ölüm hoş geldi, safa geldi..."

kangal

shevek
sivas’ta bunlara ’kurtboğan’, ’zalım’ derler.

gerçekten de zalimdir kangal düşmanına karşı. bir kangal yalnız başına tüm bir kurt sürüsünü bertaraf edebilir. kurtlara karşı kavgada açık verdiği tek yeri boynu olduğu için boyunlarına dikenli tasma takılır, böylece yenilmez olurlar kangallar.

evliya çelebi kangaldan ’aslan gibi güçlü’ diye bahsetmektedir. gerçekten de ayıdır bu hayvan, evet.

dişi kangallar erkek kangallar gibi güçlü olmasalar da erkeklerden çok daha zekidirler. dişilerine tuzak kurmak, oyun oynamak neredeyse imkansızdır.

the tell tale heart

shevek
"bir ruh hastasının, katilin psikolojisi nedir acaba?" sorusuna cevap bulmak isteyenlerino okuması gereken edgar allan poe hikayesi. okuyucu, bu hikayeyi okuduktan sonra istisnasız yazara ruh hastası, potansiyel katil kimliği yapıştırır. türkçe’ye ’geveze kalp’ adı altında çevirilmiş olan bu hikayeyi ilginç bulan kimseler bunun gibi tüyler ürpertici ve belki de daha iç karartıcı olan yine poe’nun the black cat adlı hikayesini okunmalıdır.

dursun karataş

shevek
78 öncesinde dev yol ve dev genç örütlerinde yer aldı. 1978 yılında bu iki örgüt ve liderlerinden ayrılarak dev sol’u kurdu. 12 eylül darbesinde, darbenin olduğu ay yakalandı. 3 kasım 1980’de tutuklandı. 9 yıl cezaevinde kaldı. bu süre içerisinde örgütü cezaevinden yönettiği iddia edildi. bayrampaşa cezaevi’nden firar etti. thkpc’den esinlenerek dhkpcyi kurdu. 9 eylül 1994 tarihinde fransa’da yakalandı, 4 ay cezaevinde kaldıktan sonra 26 ocak 1995 tarihinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. halen dhkpc başkanıdır.
103 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol