confessions

ruknettin

- Yazar -

  1. toplam entry 945
  2. takipçi 9
  3. puan 16717

bayan değil kadın

ruknettin
kavram kargaşasından başka birşey değildir
genelde savunulan yanı "erkek nasıl bir cinsiyetse kadın da aynı şekildedir bayan şeklinde başka bir şeyle anılamaz erkek nasıl heryerde erkekse kadın da kadındır" ya da bilemedim buna benzer birşey
kullanım alanı olarak baktığımızda "kadın hakları" yerine "bayan hakları" tabii ki kullanılamaz
aynı şekilde misal bir kadına kapıyı açıp yol verdiğinizde "buyurun bayan" ya da "hanımefendi" yerine "buyur kadın" da kullanılamaz
buradaki ayrım ingilizcedeki "so" kelimesi gibi tam karşılığı yok gibi ama nerede kullanacağınızı bilirsiniz
o yüzden seksist bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum
edit : imla

iş değiştirirken oluşan tedirginlik hissi

ruknettin
hiçbirşey olmuyor korkmayın işsiz kalınca
bu düşünceyle, artık ne kadar bezdiysem aralık sonu gibi sokarım tazminatına da diyerek istifa ettim ki hatrı sayılır bir tazminat (bu arada not : sülalem rahat değil öyle amaaan modunda değilim)
yaklaşık üç aya yaklaşan işsizlik boyunca evden çıkmiyim para gitmesin, oo makarna süper 2 lira sonuçta, siktiret o konsere gitmiyim nasıl olsa bir daha gelir düşüncesiyle yaşadım evet çok sıkılıyorsun ama bir hastalıktan kurtulmuş oluyorsun
tedirginlik hissi evet oluyor ama yaptığınız işte kendinize güveniyorsanız ve biraz da tecrübeniz varsa işe daha mutlu gideceğiniz bir iş mutlaka sizi buluyor. mutsuz mutsuz hergün yataktan çıkıp lanet işinize gideceğinize bu tedirginliği hissedin daha mutlu olacaksınız

yahudilerin lanetlenmesi

ruknettin
65. içinizden cumartesi günü azgınlık edip haddi aşanları elbette biliyorsunuz. biz onlara 'aşagilik maymunlar olunuz!' demiştik.
lan oğlum ne adamsınız neden cumartesi azanlar diğer gün azanlar normal mi o zaman, aşağılık maymun ne oğlum biri bana bunu açıklasın

pale blue dot

ruknettin
küçük mavi nokta
voyager 1 tarafından 1990' da çekilen görüntü, orada dünyamızın küçücük fotoğrafı ve carl sagan' ın onunla ilgili yazısıdır.
uzayın derinliğinden bu resmi çekmeyi başardık. eğer bu resme dikkatlice bakarsanız, orada bir nokta göreceksiniz. o noktaya tekrar bakın. işte o nokta burasıdır. evimizdir. o nokta biziz. sevdiğiniz herkes, tüm tanıdıklarınız, adını duyduklarınız, gelmiş geçmiş tüm insanlar hayatlarını o noktanın üzerinde geçirdiler. türümüzün tarihindeki tüm sevinçlerimiz ve acılarımız, kendinden emin bin çeşit inancımız, ideolojimiz ve ekonomik öğretimiz; her avcı ve her yağmacı, her kahraman ve her korkak, uygarlığımızın mimarları ve tahripçileri, her kral ve her köylü, birbirine aşık olan her genç çift, her anne ve her baba, umutları olan her çocuk, her mucit ve her kâşif, ahlak değerlerini öğreten her öğretmen, yozlaşmış her politikacı, her bir "yıldız", her bir "yüce önder", her aziz ve her günâhkar işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinde.

dünya, dev bir evrensel arenada yer alan çok küçük bir sahnedir. bütün o komutan ve imparatorların akıttıkları kan göllerini düşünün... şan ve şöhret içerisinde, bu noktanın küçük bir parçasında kısa bir süre için efendi olabildiler. bu noktanın bir köşesinde yaşayanların, başka bir köşesinde yaşayan ve kendilerinden zar zor ayırt edilebilen diğerleri üzerinde uyguladıkları zulmü düşünün... anlaşmazlıkları ne kadar sık, birbirlerini öldürmeye ne kadar istekliler, nefretleri ne kadar yoğun!

bu soluk ışık noktası, bütün o kasılmalarımıza, kendi kendimize atfettiğimiz öneme ve evrende öncelikli bir konuma sahip olduğumuz yolundaki yanlış inancımıza meydan okuyor. gezegenimiz, çevremizi saran o büyük evrensel karanlığın içerisinde yalnız başına duran bir toz zerreciğidir. içinde yaşadığımız bilinmezlik ve bütün bu enginliğin içerisinde, başka bir yerden bir yardımın gelip bizi bizden kurtaracağına dair hiçbir ipucu yoktur.

dünya... şu ana kadar, yaşam barındırdığı bilinen tek gezegen. en azından yakın gelecekte, türümüzün göçebileceği başka hiçbir yer yok. evet, ziyaret ediyoruz. ama henüz yerleşemiyoruz. beğensek de beğenmesek de, dünya şu an için yaşadığımız yegâne yer.

gökbiliminin alçakgönüllü ve kişiliği geliştiren bir uğraşı olduğu söyleniyor. bana kalırsa, insan kibrinin akıl dışılığını, küçük dünyamızın uzaktan çekilmiş bu görüntüsünden daha iyi gösterebilecek bir şey yoktur. bu görüntü, bildiğimiz tek evimiz olan bu soluk mavi noktayı daha içten paylaşmamız ve koruyup şefkat göstermemiz gerektiği konusundaki sorumluluğumuzun altını çiziyor.

carl sagan, soluk mavi nokta (pale blue dot), 1994

israil

ruknettin
uluslararası konulara ucu dokunan çoğu olayda, hatta dokunmasa bile birçok kişi ve burada bulunan sığ görüşlü yazarlar tarafından şamar oğlanına çevrilen devlet
(bkz: israilli misin sen)
(bkz: bunlar hep israilin oyunu) gibi.
benim anlamadığım da, müslüman diye karşısında savunduğunuz filistin, neredeyse yarı yarıya hristiyan ve müslüman vatandaşa sahip
şimdi bilinçsiz yorum yapmadan önce küçük bir hatırlatma; 1946' da israil devleti kurulmadan önce, aynı hak filistin' e de verilmiş. israil gitmiş devletini kurmuş. filistin ne yapmış ? hemen ardından filistin kurtuluş örgütü' nü kurmuş, başta birleşmiş milletler tarafından kabul edilmiş ancak olayı terörize edince bu hakkını da kaybetmiş ve terör örgütü olarak tarihteki yerini almıştır
bu bilgiler ışığında israil işgalci ülkedir demek çok saçma ve yersiz
konu nereden geldi buraya ? ota boka "israilli misin, israil uşakları" vs yakıştırmalardan, bu ülkenin şamar oğlanına çevrilmesinden geldi
gerçi kendilerinin pek umurlarında mı ? tabi ki değil
litrelerce kola dökerek anca ürünlerini tüketmiş oluruz, adam satmış parasını almış ister iç ister dök ister afedersin götüne sok
savunduğum şey savaş, aman israil haklı, pis filistin değil tabi ki, sadece biraz geniş çerçeveden olaylara bakmak gerektiğini hatırlatmak

lazaroni

ruknettin
yazılmışı var

değişik bir psikoloji
bir felsefe idiotloji
idiot idiot idiotloji

neyse sözlükte yazanlar şu görüşte olmak zorunda gibi bir kavram olmadığı için gülerek okuyorum kardeşimizin yazdıklarını
13 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol