pinky winky

filmlerinin sonunda suratta "nasıl yani?" ifadesi oluşturan yönetmen.

jay jay johanson - alone again

makarnanın minik yuvarlak olanıdır. ağzına attıktan sonra dişlerinin arasından pörtletmek de eğlencesidir.

(bkz: james ford)

(bkz: pulp fiction)

kopyayı sığsın diye kağıdın üstüne küçük küçük yazmak sonra okuyamamak.

yedikçe yiyesim gelen ıslak hamburgerleriyle meşhur mekan.

yalan söylediğine işarettir.

tembel çocuğun hiç bir zaman anneye söylemeyeceği toplantıdır.

anne: oğlum 2.döneme geçtin. hala bi toplantı yapmadılar.
tembel oğlan: yok anne artık lise 2’lere toplantı yapmıyolarmış.

(bkz: buji)

arkadan öne şuursuzca laflar edip sınavlarda "kalem var mı? kalem var mı?" diye gezişirler bunlar. hocanın huzurunu bozmak için ellerinden geleni ardlarına koymazlar. onlar sınıfın herşeyidir. herkes onlardan nefret etse bile onsuz yapamayacaklarını da bilirler.

çok sevdiğimiz star wars’ta anakin skywalker’ı oynamıştır. çok da güzel olmuştur.

biri osurduğunda söylenilebilecek laf.

evde minik minik duvarcıkların ortaya çıkma durumudur.

kendisi allah tarafından örülen yeleğigiyip gökyüzüne bir asansörle jet hızında çıkar. şeytanların ırzına geçtiğini iddia eder. yanında okunmuş suyunu eksik etmez. her ne kadar deli gibi gözükse de şeker tonton bir amcadır.

her ay çekmek zorunda olduğumuz, insana karnını bıçakla yarma hissi veren sancı.

migros poşetleri gayet kullanışlı olabilir. hatta bu poşetlerin bedenleri de vardır.

anne her tezgahta en az bir yarım saatini geçirdikten sonra kendin bir tezgahın önünde durup anne diye seslendiğinde seni tanımıyomuş gibi geçip gider bu durumlarda.

sarışın güzel barbie’mizin yavuklusu.