ispartanın ilkçağlardaki tarihi, öncelikle pisidia bölgesinin genel tarihi akışı içinde ele alınmalıdır. gerçekte, isparta ve çevresinde hititlere ait bazı eserlerin ele geçirilmiş oluşu, bu bölgedeki hitit hakimiyetine işaret ederse de, ispartanın bu devirlerdeki şehir tarihini, tam anlamıyla açıklığa kavuşturmak mümkün değildir.
tarihi dönemlerde hitit egemenliği altındaki bu bölgeye daha sonra iyonlar ve lidyalılar hakim olmuşlardır. m.ö. 546 tarihinde perslerin, lidya devletini yenmesi ve anadoluya hakim olmaları ile isparta, perslerin üstünlüğünü kabul etmek zorunda kalmıştır.
büyük iskender, m.ö.333 yılında lidyayı alarak tarihi asya seferine başladı. önce sagalassus’u alan iskender, daha sonra dinar’a geçerek pisidianın tamamını ülkesine bağlamış oldu.
pisidia, iskender imparatorluğunun parçalanması ile seleukosların hissesine düştü. daha sonra da bergama krallığına bağlandı. bu krallığın m.ö.ii.yy’da yıkılmasını izleyen günlerde, romalılar anadoluyu ele geçirmiş oldular.
ağlasun’un eski önemini kaybetmesinden sonra isparta, pisidia piskoposluğunun (daha sonra rum metropolitliğinin) merkezi haline geldi.
roma yönetiminin ikiye ayrılması üzerine isparta ve çevresi doğu roma imparatorluğuna bağlanmış oldu.
coğrafyası:
ege, akdeniz ve iç anadolu bölgelerinin kesiştiği göller bölgesi denilen noktada yer alan isparta ili, eğirdir, kovada ve gölcük gölleri, kovada ve kızıldağı milli parkları ile zengin bir fauna ve floraya sahiptir.
inanç turizminin merkezi yalvaç ilçesi anadolunun kültür zenginliğini tüm ihtişamı ile yansıtmaktadır.
kayak merkezinin yeraldığı davraz dağı, doğa yürüyüşü ve nehir sporlarına elverişli kanyonlar, mağaralar ve dağları ile pek çok doğa sporlarının yapıldığı merkezdir.
isparta’nın turizm kapısı eğirdir, alternatif turizm cennetidir. dağcılık, trekking, rüzgarsörfü , yamaç paraşütü, kampçılık turizm çeşitlerinden birkaçıdır.
ilde ovalar da büyük bir alan kaplamaktadır. bu ovalardan küleönü ovası ve senirkent ovası bölge ve türkiye sınırları içerisinde de önemli ovalardandır.
il orta ve batı kesiminde verimli ovalar, kuzeyinde aydın dağları, güneyinde menteşe dağları ile çevrili büyük menderes havzası üzerinde 8007 km2 lik bir alan üzerine kuruludur. doğuda denizli, batıda ege denizi, kuzeyde izmir ve manisa, güneyde ise muğla illeriyle komşudur. akdeniz ikliminin hakim olduğu ilde yazlar sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçer.
aydın sınırları içinde büyük, küçük birçok akarsu mevcuttur. büyük menderes nehri ege bölgesi’nin en uzun akarsuyudur. toplam uzunluğu 435 km. il içindeki uzunluğu ise 170 km dir. çine çayı, akçay ve dandalaş çaylarının sularını toplayarak ege denizi’ne dökülür.
ilin en büyük gölü bafa olup, büyük menderes, deltasının güneydoğusundadır. diğer gölleri samson ve azap gölüdür.
aydın, traklar tarafından kurulmuş ve önceleri tralles adı ile anılmıştır. depremle yıkıldıktan sonra yeniden imar edilmiş,traklardan sonra spartalılar, hititler, frigler, iyonlar, lidyalılar, persler ve romalılar zaman zaman yörede hakimiyetlerini kurarak kendi kültürlerini bölgeye taşımış ve yörenin gelişmesine öncü olmuşlardır.
1186 yılında selçukluların, 1300 yılında aydınoğullarının eline geçen kentin adı aydın güzelhisar olmuştur. bu ad aydın şekline dönüşmüştür. 1426 da osmanlıların eline geçen aydın bu günkü yerine kurulmuştur. 1923 yılında il olmuştur..
aydın sınırları içinde büyük, küçük birçok akarsu mevcuttur. büyük menderes nehri ege bölgesi’nin en uzun akarsuyudur. toplam uzunluğu 435 km. il içindeki uzunluğu ise 170 km dir. çine çayı, akçay ve dandalaş çaylarının sularını toplayarak ege denizi’ne dökülür.
ilin en büyük gölü bafa olup, büyük menderes, deltasının güneydoğusundadır. diğer gölleri samson ve azap gölüdür.
aydın, traklar tarafından kurulmuş ve önceleri tralles adı ile anılmıştır. depremle yıkıldıktan sonra yeniden imar edilmiş,traklardan sonra spartalılar, hititler, frigler, iyonlar, lidyalılar, persler ve romalılar zaman zaman yörede hakimiyetlerini kurarak kendi kültürlerini bölgeye taşımış ve yörenin gelişmesine öncü olmuşlardır.
1186 yılında selçukluların, 1300 yılında aydınoğullarının eline geçen kentin adı aydın güzelhisar olmuştur. bu ad aydın şekline dönüşmüştür. 1426 da osmanlıların eline geçen aydın bu günkü yerine kurulmuştur. 1923 yılında il olmuştur..
ardahan ili, türkiyenin en çok göç veren illerinden biridir.
ilin başlıca gelir kaynağı tarım ve hayvancılıktır. iki tane sınır kapısı vardır: gürcistanın samshe-javaketi distriktine, posof-türkgözü (açık) ve de çıldır-aktaş (kapalı).
doğa açısından eşsiz güzeliklere sahip olup yılın büyük kısmını kar altında geçirir. eğitim seviyesi oldukça yüksek olan il, kars kafkas üniversitesi bünyesindeki bir meslek yüksek okulunu barındırmaktadır.
ilin başlıca halkı azerilerdir..
ilin başlıca gelir kaynağı tarım ve hayvancılıktır. iki tane sınır kapısı vardır: gürcistanın samshe-javaketi distriktine, posof-türkgözü (açık) ve de çıldır-aktaş (kapalı).
doğa açısından eşsiz güzeliklere sahip olup yılın büyük kısmını kar altında geçirir. eğitim seviyesi oldukça yüksek olan il, kars kafkas üniversitesi bünyesindeki bir meslek yüksek okulunu barındırmaktadır.
ilin başlıca halkı azerilerdir..
isminin kaynağı:
bugünkü eskişehir ili, eski ve orta çağlarda yunanca dorylaion, latince dorylaeum ismi ile tanınan bir kentti. arap kaynaklarında ise şehrin adı darauliya, adruliya ve drusilya olarak verilmiştir. dorylaion, antik kaynaklarda önemli yolların kavşak noktasında kaplıcaları ile ünlü, ticaret ile zenginliğe kavuşmuş bir frigya (phrygia) şehri olarak geçer ve şehrin kurucusu olarak eretrialı doryleos gösterilir.
özellikle bizans çağında önem kazanan kentte imparator justinianosun yazlık sarayının varlığından söz edilir. 19. yüzyılda birçok gezgin ve bilim adamı, bölgeye yaptıklan gezilerin ve araştırmaların sonucunda eskişehirin 3 km. kuzeydoğusunda, porsuk çayının kuzeyinde yer alan bugünkü adıyla şarhöyük ören yerinin antik dorylaion şehri olduğunu saptamışlardır. burası 17 m. yüksekliğinde, 450 m. çapında orta anadolunun orta büyüklükteki höyüklerinden biridir. burada 1989 yılında itibaren kültür bakanlığı ve anadolu üniversitesi adına prof, dr. a. muhibbe darga başkanlığında bir ekip tarafından arkeolojik kazılara başlanmıştır. halen devam etmekte olan kazılarda, höyükte şimdilik osmanlı döneminden ilk tunç çağına kadar geri giden sürekli bir yerleşmenin olduğu saptanmıştır.
dorylaion - şarhöyük, bizansın selçuklulara karşı korunmasında büyük rol oynamış ancak 1176da selçuklu sultanı ii. kılıçaslannın bizans imparatoru manuel komnenosu mağlup etmesinden sonra kent, selçukluların egemenliği altına girmiştir. bundan sonra uzun bir zaman yıkık ve terkedilmiş olan dorylaion-şarhöyükün yakınında, harabenin güneyinde yeni bir yerleşme kurulmuştur. w. m. ramsayin bildirdiğine göre, büyük olasılıkla dorylaion harabelerine eskişehir adı verilmiş ve bu ad o zamandan günümüze uzanmıştır.
nüfus:
2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına göre 706 009 olan il nüfusunun 557 028‘ i il ve ilçe merkezlerinde 148 981’ i köylerde yerleşmiştir. şehir nüfus oranı % 79, köy nüfus oranı ise % 21 dir. ilin yıllık nüfus artış hızı binde 9.61 dir. şehir nüfus artış hızı binde 15.41, köy nüfus artış hızı binde –9.52 dir. daha önceki nüfus sayımlarında da görüldüğü gibi il ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus miktarında artış olurken, köylerde yaşayan nüfus miktarında azalma olmuştur.
nüfus yoğunluğu il genelinde 51, il merkezinde 195 dir.
vadiler
ldeki önemli vadiler sakarya ve porsuk vadileridir. sakarya vadisinin denizden yüksekliği yaklaşık 250 metre kadardır, dolayısıyla bu vadide eskişehir geneline göre dahi ılıman bir iklim hüküm sürer. bu da beraberinde farklı ürün türlerinin yetişmesini getirir. sakarya vadisinde fıstık, pamuk vb. gibi eskişehir ve iç anadoluda yetişmeyen ürünlerin ekimi yapılır. diğer vadi ise porsuk vadisidir, porsuk vadisinin geniş tabanında, yukarıda sözü edilen porsuk ve sarısu ovaları yer alır
başlıca dağlar
eskişehir il alanı, sakarya irmağı ile porsuk ve sarısu çayları havzalarını kaplamaktadır. havzaların denize doğru eğimleri fazla değildir. bu nedenle akarsular, havzaların yüksek bölümlerinden taşıdıkları maddeleri, alçak kesimlere yığarak çok geniş düzlükler oluşturmuştur. ovaların, il toplam alanı içindeki payı %26 dolayındadır. eskişehirde ovalar, ovaların çevrelerini kuşatan dağlar ve platolardan oluşan normal bir topografya görülür.
porsuk ovası, kütahya il sınırından başlar, porsuk çayının yatağı boyunca kuzeydoğu yönünde uzanır. eskişehir il merkezinden sonra, doğuya yönelir ve ankara il sınırına dek sokulur.
porsuk ovası; kuzeyden bozdağ ve sündiken dağları, güneyden sivrihisar dağlan ve türkmen dağının doğu uzantılarıyla çevrilir. ova, kütahya il sınırından eskişehir il merkezine dek oldukça eğimli, dar bir vadi şeklindedir. "porsuk çukurluğu" olarak adlandırılan bu bölüm, il merkezine yaklaştıkça genişlemeye başlar. ovanın, muttalip ve sultandere köyleri arasında yaklaşık 13 km. ye ulaşan genişliği, doğuda çavlum köyü yakınlarında daralır ve l km.ye dek iner. bu boğazdan sonra yeniden genişler ve en geniş durumunu burada kazanır. ovanın genişliği, bu yöredeki sepetçi ve fevziye köyleri arasında 21 km. ye ulaşır. daha sonra yeniden daralmaya başlar. ova, özellikle refahiye köyünden sonra dar bir vadiye dönüşür.
batı-doğu yönünde eğimli olan porsuk ovasında eğim fazla değildir. ovanın denizden yüksekliği, sultandere köyü yöresinde 836 m, söğütönü yöresinde ise 835 m.dir. porsuk çayının sakarya irmağına karıştığı yerde, ovanın yüksekliği 650-700 m. arasında değişmektedir. yani, ovadaki en büyük yükselti farkı yaklaşık 125 m. dir.
kalın alüvyal bir toprak tabakası ile kapalı olan porsuk ovası, çok verimlidir. ovada buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, pirinç ve şeker pancarı ekimi yapılır.
porsuk ovasının batı uzantısı, "sarısu ovası" olarak adlandırılan bir ovada noktalanır. sarısu çayının her iki yanında kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanır.
kuzeyde bozdağ, güneyde küçük türkmen dağı ile çevrili olan ovanın denizden yüksekliği 840 m.dir. inönünün kuzeyinden başlayan ova, doğu yönüne akışlıdır ve fazla eğimli değildir. sarısu ovasının en geniş yeri inönü ile istasyon arasındadır. burada yaklaşık 4 km. genişliğe ulaşır. doğuya gidildikçe yavaş yavaş daralır. sarısu ovası, okubalı yöresinde bir boğazı aştıktan sonra yeniden genişler. ova, eskişehir il merkezi yakınlarındaki karagözler köyünün batısında porsuk ovası ile birleşir. kalın alüvyal topraklarla kaplı sarısu ovasında buğday, arpa, çavdar, mısır, pirinç ve şeker pancarı ekimi yapılır.
ilin güneybatısında yer alan yukarı sakarya ovası, porsuk ovasından sonra eskişehirin en geniş düzlüğüdür. yukarı sakarya ovası; kuzeyden sivrihisar dağları ve türkmen dağının kuzey uzantıları, batıdan türkmen dağının doğu uzantıları, güneyden ise emirdağla çevrilidir. bu geniş düzlüğün denizden yüksekliği 800-1000 m. arasındadır.
yukarı sakarya ovası, doğudaki yağverviran ve gerenli köyleri yöresinden, sivrihisar ilçe merkezine doğru sokulur. ovanın başlangıçta 14 km. olan genişliği, sivrihisarın kuzeyinde 4 km. ye düşer.
yukarı sakarya ovası, porsuk ovası gibi tam düz değildir. ovadaki en belirgin kabartı, mahmudiye ilçesinin batısındaki 1.301 m. yüksekliğindeki "kırgız dağı" dır. yine aynı yörede congerçalı ve çerkezçalı tepeleri bulunmaktadır. çifteler ilçe merkezinin güneydoğusunda en yüksek noktasına ulaşan çal kütlesi, uzantıları ile çok geniş bir alanı kaplar.
yukarı sakarya ovasının en geniş yeri aksaklı ve yukarı kepen köyleri arasındadır. bu kesimde genişliği 76 km.ye yaklaşır.
yer yer kalın bir toprak tabakası ile kaplı olan ova, sarısu ve porsuk ovaları kadar verimli değildir. yukarı sakarya ovasında genellikle buğday, arpa, çavdar, mısır, susam, ayçiçeği ve şeker pancar ekimi yapılmaktadır.
eskişehir ilinde yaylalık alanlar. türkmen dağının doğu uzantıları ile bozdağ, sündiken dağları üzerindedir. porsuk ve sakarya havzalarını birbirinden ayıran sivrihisar dağları üzerinde de yaylalık alanlar bulunmaktadır.
eskişehir il alanı daha çok platolar ve dağlarla kaplıdır. yaylalar, il topraklarının %0.6 gibi çok küçük bir bölümünü kaplar.
eskişehir ilinin genel coğrafi yapısı; sakarya ve porsuk havzaları ile bu havzaları çevreleyen dağlardan oluşur. bu nedenle, il toprakları ana vadiler ve bu vadilerle birleşen çok sayıda küçük vadilerce parçalanmış durumdadır. havzanın sularını toplayan sakarya irmağının aktığı vadi, "sakarya vadisi" adını alır. bu vadi. sakarya irmağının ilk kaynak alanlarında, yani türkmen dağı kütlesinin doğu uzantıları üzerinde dar ve derindir. seyitgazi yöresinden sonra, vadi tabanı genişler ve doğuda ankara il sınırına dek uzanır. bu bölümde, vadinin geniş tabanı üzerinde yukarı sakarya ovası yer alır. sakaya vadisi, ankara il sının yakınından kuzeye döner ve porsuk çayı ile birleşir. vadinin bu kesimine "orta sakarya vadisi" denir.
bugünkü eskişehir ili, eski ve orta çağlarda yunanca dorylaion, latince dorylaeum ismi ile tanınan bir kentti. arap kaynaklarında ise şehrin adı darauliya, adruliya ve drusilya olarak verilmiştir. dorylaion, antik kaynaklarda önemli yolların kavşak noktasında kaplıcaları ile ünlü, ticaret ile zenginliğe kavuşmuş bir frigya (phrygia) şehri olarak geçer ve şehrin kurucusu olarak eretrialı doryleos gösterilir.
özellikle bizans çağında önem kazanan kentte imparator justinianosun yazlık sarayının varlığından söz edilir. 19. yüzyılda birçok gezgin ve bilim adamı, bölgeye yaptıklan gezilerin ve araştırmaların sonucunda eskişehirin 3 km. kuzeydoğusunda, porsuk çayının kuzeyinde yer alan bugünkü adıyla şarhöyük ören yerinin antik dorylaion şehri olduğunu saptamışlardır. burası 17 m. yüksekliğinde, 450 m. çapında orta anadolunun orta büyüklükteki höyüklerinden biridir. burada 1989 yılında itibaren kültür bakanlığı ve anadolu üniversitesi adına prof, dr. a. muhibbe darga başkanlığında bir ekip tarafından arkeolojik kazılara başlanmıştır. halen devam etmekte olan kazılarda, höyükte şimdilik osmanlı döneminden ilk tunç çağına kadar geri giden sürekli bir yerleşmenin olduğu saptanmıştır.
dorylaion - şarhöyük, bizansın selçuklulara karşı korunmasında büyük rol oynamış ancak 1176da selçuklu sultanı ii. kılıçaslannın bizans imparatoru manuel komnenosu mağlup etmesinden sonra kent, selçukluların egemenliği altına girmiştir. bundan sonra uzun bir zaman yıkık ve terkedilmiş olan dorylaion-şarhöyükün yakınında, harabenin güneyinde yeni bir yerleşme kurulmuştur. w. m. ramsayin bildirdiğine göre, büyük olasılıkla dorylaion harabelerine eskişehir adı verilmiş ve bu ad o zamandan günümüze uzanmıştır.
nüfus:
2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına göre 706 009 olan il nüfusunun 557 028‘ i il ve ilçe merkezlerinde 148 981’ i köylerde yerleşmiştir. şehir nüfus oranı % 79, köy nüfus oranı ise % 21 dir. ilin yıllık nüfus artış hızı binde 9.61 dir. şehir nüfus artış hızı binde 15.41, köy nüfus artış hızı binde –9.52 dir. daha önceki nüfus sayımlarında da görüldüğü gibi il ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus miktarında artış olurken, köylerde yaşayan nüfus miktarında azalma olmuştur.
nüfus yoğunluğu il genelinde 51, il merkezinde 195 dir.
vadiler
ldeki önemli vadiler sakarya ve porsuk vadileridir. sakarya vadisinin denizden yüksekliği yaklaşık 250 metre kadardır, dolayısıyla bu vadide eskişehir geneline göre dahi ılıman bir iklim hüküm sürer. bu da beraberinde farklı ürün türlerinin yetişmesini getirir. sakarya vadisinde fıstık, pamuk vb. gibi eskişehir ve iç anadoluda yetişmeyen ürünlerin ekimi yapılır. diğer vadi ise porsuk vadisidir, porsuk vadisinin geniş tabanında, yukarıda sözü edilen porsuk ve sarısu ovaları yer alır
başlıca dağlar
eskişehir il alanı, sakarya irmağı ile porsuk ve sarısu çayları havzalarını kaplamaktadır. havzaların denize doğru eğimleri fazla değildir. bu nedenle akarsular, havzaların yüksek bölümlerinden taşıdıkları maddeleri, alçak kesimlere yığarak çok geniş düzlükler oluşturmuştur. ovaların, il toplam alanı içindeki payı %26 dolayındadır. eskişehirde ovalar, ovaların çevrelerini kuşatan dağlar ve platolardan oluşan normal bir topografya görülür.
porsuk ovası, kütahya il sınırından başlar, porsuk çayının yatağı boyunca kuzeydoğu yönünde uzanır. eskişehir il merkezinden sonra, doğuya yönelir ve ankara il sınırına dek sokulur.
porsuk ovası; kuzeyden bozdağ ve sündiken dağları, güneyden sivrihisar dağlan ve türkmen dağının doğu uzantılarıyla çevrilir. ova, kütahya il sınırından eskişehir il merkezine dek oldukça eğimli, dar bir vadi şeklindedir. "porsuk çukurluğu" olarak adlandırılan bu bölüm, il merkezine yaklaştıkça genişlemeye başlar. ovanın, muttalip ve sultandere köyleri arasında yaklaşık 13 km. ye ulaşan genişliği, doğuda çavlum köyü yakınlarında daralır ve l km.ye dek iner. bu boğazdan sonra yeniden genişler ve en geniş durumunu burada kazanır. ovanın genişliği, bu yöredeki sepetçi ve fevziye köyleri arasında 21 km. ye ulaşır. daha sonra yeniden daralmaya başlar. ova, özellikle refahiye köyünden sonra dar bir vadiye dönüşür.
batı-doğu yönünde eğimli olan porsuk ovasında eğim fazla değildir. ovanın denizden yüksekliği, sultandere köyü yöresinde 836 m, söğütönü yöresinde ise 835 m.dir. porsuk çayının sakarya irmağına karıştığı yerde, ovanın yüksekliği 650-700 m. arasında değişmektedir. yani, ovadaki en büyük yükselti farkı yaklaşık 125 m. dir.
kalın alüvyal bir toprak tabakası ile kapalı olan porsuk ovası, çok verimlidir. ovada buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, pirinç ve şeker pancarı ekimi yapılır.
porsuk ovasının batı uzantısı, "sarısu ovası" olarak adlandırılan bir ovada noktalanır. sarısu çayının her iki yanında kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanır.
kuzeyde bozdağ, güneyde küçük türkmen dağı ile çevrili olan ovanın denizden yüksekliği 840 m.dir. inönünün kuzeyinden başlayan ova, doğu yönüne akışlıdır ve fazla eğimli değildir. sarısu ovasının en geniş yeri inönü ile istasyon arasındadır. burada yaklaşık 4 km. genişliğe ulaşır. doğuya gidildikçe yavaş yavaş daralır. sarısu ovası, okubalı yöresinde bir boğazı aştıktan sonra yeniden genişler. ova, eskişehir il merkezi yakınlarındaki karagözler köyünün batısında porsuk ovası ile birleşir. kalın alüvyal topraklarla kaplı sarısu ovasında buğday, arpa, çavdar, mısır, pirinç ve şeker pancarı ekimi yapılır.
ilin güneybatısında yer alan yukarı sakarya ovası, porsuk ovasından sonra eskişehirin en geniş düzlüğüdür. yukarı sakarya ovası; kuzeyden sivrihisar dağları ve türkmen dağının kuzey uzantıları, batıdan türkmen dağının doğu uzantıları, güneyden ise emirdağla çevrilidir. bu geniş düzlüğün denizden yüksekliği 800-1000 m. arasındadır.
yukarı sakarya ovası, doğudaki yağverviran ve gerenli köyleri yöresinden, sivrihisar ilçe merkezine doğru sokulur. ovanın başlangıçta 14 km. olan genişliği, sivrihisarın kuzeyinde 4 km. ye düşer.
yukarı sakarya ovası, porsuk ovası gibi tam düz değildir. ovadaki en belirgin kabartı, mahmudiye ilçesinin batısındaki 1.301 m. yüksekliğindeki "kırgız dağı" dır. yine aynı yörede congerçalı ve çerkezçalı tepeleri bulunmaktadır. çifteler ilçe merkezinin güneydoğusunda en yüksek noktasına ulaşan çal kütlesi, uzantıları ile çok geniş bir alanı kaplar.
yukarı sakarya ovasının en geniş yeri aksaklı ve yukarı kepen köyleri arasındadır. bu kesimde genişliği 76 km.ye yaklaşır.
yer yer kalın bir toprak tabakası ile kaplı olan ova, sarısu ve porsuk ovaları kadar verimli değildir. yukarı sakarya ovasında genellikle buğday, arpa, çavdar, mısır, susam, ayçiçeği ve şeker pancar ekimi yapılmaktadır.
eskişehir ilinde yaylalık alanlar. türkmen dağının doğu uzantıları ile bozdağ, sündiken dağları üzerindedir. porsuk ve sakarya havzalarını birbirinden ayıran sivrihisar dağları üzerinde de yaylalık alanlar bulunmaktadır.
eskişehir il alanı daha çok platolar ve dağlarla kaplıdır. yaylalar, il topraklarının %0.6 gibi çok küçük bir bölümünü kaplar.
eskişehir ilinin genel coğrafi yapısı; sakarya ve porsuk havzaları ile bu havzaları çevreleyen dağlardan oluşur. bu nedenle, il toprakları ana vadiler ve bu vadilerle birleşen çok sayıda küçük vadilerce parçalanmış durumdadır. havzanın sularını toplayan sakarya irmağının aktığı vadi, "sakarya vadisi" adını alır. bu vadi. sakarya irmağının ilk kaynak alanlarında, yani türkmen dağı kütlesinin doğu uzantıları üzerinde dar ve derindir. seyitgazi yöresinden sonra, vadi tabanı genişler ve doğuda ankara il sınırına dek uzanır. bu bölümde, vadinin geniş tabanı üzerinde yukarı sakarya ovası yer alır. sakaya vadisi, ankara il sının yakınından kuzeye döner ve porsuk çayı ile birleşir. vadinin bu kesimine "orta sakarya vadisi" denir.
anadolunun en eski yerleşim alanlarından birisidir.çoruma 55 km uzaklıkta olup, çorum-kastamonu arasında bulunmaktadır.yüzölçümü 1.187 km. karedir.deniz seviyesinden 720 mt. yükseklikte bulunmaktadır.
nüfus yoğunluğu yüzde 45 olup, 51.855 nüfusa sahiptir.bu nüfusun 19.709 ilçe merkezinde, 32.146 sı iskilip ilçesine bağlı yerleşim alanlarında yaşamaktadır. iskilip, kent merkezinde 14 mahalle bulunmaktadır.
iskilip ilçesinin ekonomisi tarım ve ticarete dayanmaktadır. 267,5 km karesinde hububat, 90.5 km karesinde baklagiller,yem bitkileri ve sanayi bitkileri ve diğer tarım ürünleri yetiştirilir. iskilip ilçe topraklarının 460 kilometre karesini ormanlar kaplar. iskilip ilçesinin içerisinden geçen meydan çayı diğer birkaç derenin suyunu alarak kızılırmaka dökülür. kızılırmak, iskilip - uğurludağ ve iskilip-merkez ilçe sınırını teşkil eder.
iklim olarak karasal iklime sahiptir. teke dağı 1700 metre ile en yüksek dağıdır. kayın, meşe, karaçam, sarıçam, kavak, gürgen, kestane, köknar, ıhlamur, kiraz, kızılcık, ceviz, ahlat, alıç, dut gibi ağaç türleri ilçe topraklarında yetişir.
jeolojik veriler [değiştir]jeolojik yapısında iki ana kütle (kayaç) grubu göze çarpar.bunlardan birincisi; metamorfik seri(başkalaşmış kayaçlar), ikincisi ise, ;tortul kütleler dir. ilin asıl jeolojik karakterini 3. jeolojik zamanın sonları ile 4. jeolojik zamanda meydana gelen oluşumlar meydana getirmektedir.
alp-himalaya orojenezi (dağ oluşumu) olarak bilinen sistem içerisinde yer alan kuzey anadolu fay hattı üzerinde yer almaktadır.
tarihçesi:
iskilipte gelişen uygarlığını kavrayabilmek için özelde şu maddelerin genel insan uygarlığındaki yerini iyice görmek gerekir; tuz, sirke, şarap, pekmez. tuz, roma uygarlığının adına yollar inşa ettiği bir vazgeçilmez uygarlık maddesidir. adına savaşların yapıldığı, askerlerin maaşlarının tuzla ödendiği, devletlerin gelir için tuzdan vergi aldığını görmek bir vakıadır. iskilip bağlamında romaya bakarsak sırf bu nedenle pontlarla savaşıp onların yerine kendileri iskilip coğrafyasına egemen olmuşlar ve yollar yapıp bu yollara mil taşları dikmişlerdir.
bakır çağında iskilipte bakır izabe ocağı (dökümhane) olduğu bilinmektedir. günümüzde elde edilen bulgu ve belgeler bağlamında hatti döneminin kayıp olduğu sanılan iskila kenti olduğu kabul edilir.
yazılı kaynaklar bağlamında iskilip; paflagonların son kralının krallık merkezi, galatların ise ankaradan sonraki ikinci krallık merkezidir.
nüfus yoğunluğu yüzde 45 olup, 51.855 nüfusa sahiptir.bu nüfusun 19.709 ilçe merkezinde, 32.146 sı iskilip ilçesine bağlı yerleşim alanlarında yaşamaktadır. iskilip, kent merkezinde 14 mahalle bulunmaktadır.
iskilip ilçesinin ekonomisi tarım ve ticarete dayanmaktadır. 267,5 km karesinde hububat, 90.5 km karesinde baklagiller,yem bitkileri ve sanayi bitkileri ve diğer tarım ürünleri yetiştirilir. iskilip ilçe topraklarının 460 kilometre karesini ormanlar kaplar. iskilip ilçesinin içerisinden geçen meydan çayı diğer birkaç derenin suyunu alarak kızılırmaka dökülür. kızılırmak, iskilip - uğurludağ ve iskilip-merkez ilçe sınırını teşkil eder.
iklim olarak karasal iklime sahiptir. teke dağı 1700 metre ile en yüksek dağıdır. kayın, meşe, karaçam, sarıçam, kavak, gürgen, kestane, köknar, ıhlamur, kiraz, kızılcık, ceviz, ahlat, alıç, dut gibi ağaç türleri ilçe topraklarında yetişir.
jeolojik veriler [değiştir]jeolojik yapısında iki ana kütle (kayaç) grubu göze çarpar.bunlardan birincisi; metamorfik seri(başkalaşmış kayaçlar), ikincisi ise, ;tortul kütleler dir. ilin asıl jeolojik karakterini 3. jeolojik zamanın sonları ile 4. jeolojik zamanda meydana gelen oluşumlar meydana getirmektedir.
alp-himalaya orojenezi (dağ oluşumu) olarak bilinen sistem içerisinde yer alan kuzey anadolu fay hattı üzerinde yer almaktadır.
tarihçesi:
iskilipte gelişen uygarlığını kavrayabilmek için özelde şu maddelerin genel insan uygarlığındaki yerini iyice görmek gerekir; tuz, sirke, şarap, pekmez. tuz, roma uygarlığının adına yollar inşa ettiği bir vazgeçilmez uygarlık maddesidir. adına savaşların yapıldığı, askerlerin maaşlarının tuzla ödendiği, devletlerin gelir için tuzdan vergi aldığını görmek bir vakıadır. iskilip bağlamında romaya bakarsak sırf bu nedenle pontlarla savaşıp onların yerine kendileri iskilip coğrafyasına egemen olmuşlar ve yollar yapıp bu yollara mil taşları dikmişlerdir.
bakır çağında iskilipte bakır izabe ocağı (dökümhane) olduğu bilinmektedir. günümüzde elde edilen bulgu ve belgeler bağlamında hatti döneminin kayıp olduğu sanılan iskila kenti olduğu kabul edilir.
yazılı kaynaklar bağlamında iskilip; paflagonların son kralının krallık merkezi, galatların ise ankaradan sonraki ikinci krallık merkezidir.
türkiye’nin güneyinde ve akdeniz bölgesi’nin çukurova bölümünde kurulmuş olan adana; doğuda osmaniye, kahramanmaraş, gaziantep; batıda içel; kuzeybatıda niğde; güneydoğuda hatay ve güneyde akdeniz ile sınırlıdır.
tümüne adana ovası adı verilen ovanın güneyinde kalan bölümüne çukurova, kuzeyinde kalan bölümüne ise yukarıova veya anavarza denir.
seyhan nehrinin her iki yakasında kurulmuş olan kentimizin, 350-380 kuzey enlemleri ve 340-360 doğu boylamları arasındadır.
güneyinde kalan bölümüne çukurova, kuzeyinde kalan bölümüne ise yukarıova veya anavarza denir.
seyhan nehrinin her iki yakasında kurulmuş olan kentimizin, 350-380 kuzey enlemleri ve 340-360 doğu boylamları arasındadır.
tümüne adana ovası adı verilen ovanın güneyinde kalan bölümüne çukurova, kuzeyinde kalan bölümüne ise yukarıova veya anavarza denir.
seyhan nehrinin her iki yakasında kurulmuş olan kentimizin, 350-380 kuzey enlemleri ve 340-360 doğu boylamları arasındadır.
güneyinde kalan bölümüne çukurova, kuzeyinde kalan bölümüne ise yukarıova veya anavarza denir.
seyhan nehrinin her iki yakasında kurulmuş olan kentimizin, 350-380 kuzey enlemleri ve 340-360 doğu boylamları arasındadır.
insanlarının karda gayet normal bir şekilde , sanki buradaki baharmışçasına pikniğe gittikleri şehir.
dinlerken başka işlerle meşgul olunmaması gereken, sibel alaş kişisini ayakta alkışlama sebebi olabilecek muhteşem şarkı..hatta şimdi bu yorumu bile dinlerken yazmamalıydım ya neyse..işte böyle bir şey..
kapı zilleri ile ışık düğmesinin ikiz gibi olduğu ve eşit uzaklıklarla kapının yanında monte edildiği apartmanlarda kaçınılmaz olaydır, herkesin başına gelebilir. ama huysuz birilerine denk gelmemek gerekir.
hırsızlarla tek başlarına mücadele ederler ne olduklarını şaşırtırlar o derece zekidirler.
(bkz: evde tek başına)
(bkz: evde tek başına)
(bkz: yaran houston diyalogları)
konusamiyorum konusamiyorum konusamiyorum
konusursam gozyaslarim beni bogaacaaak..
konusursam gozyaslarim beni bogaacaaak..
ben butonu ile beraber eski entryler okundukça doğruluğu tasdik edilen cümledir. neymişim ben be, demekten kendini alamaz kişi.
bilgi sozlukte bilgi olmamasi tez!ine kapak olasıca durumdur..
(bkz: acımadı ki acımadı ki)
yazanına söyleyenine neden böyle şarkılar yaparsınız da bizi bağımlı kılar şarkıyı bırakıp yatmamayı isteme sebebimiz olursunuz demek istediğim şarkıdır. alacakları olsundur..
özellikle gel gel kısmından sora kanımca daha bir feci olmaktadır dinlemeye niyetlenenlere - iyi düşünmek gerekirmiş- tavsiye olsun bu da.
özellikle gel gel kısmından sora kanımca daha bir feci olmaktadır dinlemeye niyetlenenlere - iyi düşünmek gerekirmiş- tavsiye olsun bu da.
uzun zamandır dört gözle bekleyip kavuştuktan sonra oh beaa nidası attırmış butondur. bakalım tabi çömezlik zamanlarımızda ne haltlar yemişiz.
18 ocak 2007’nin de en çok entry girişi yapılmış olan günler istatistiğine girdiğini göz önünde bulundurursak sözlük için rekorların yılı olacağa benziyor hadi hayırlısı.
penguen dergisinde seyit ali arala ait köşedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?